Bel fıtığının genelde genetik nedenlerden kaynaklanıyor. Ancak, genetik açıdan yatkınlığı olan herkeste fıtık oluşacak diye bir kural yok. Uyuyanı uyandıran asıl unsurlar; çevresel faktörler. Bunlar arasında en önemlisi ise travma. Trafik kazası gibi tek ve büyük bir travma, fıtığın hemen ortaya çıkma nedenleri arasında yer alıyor. Kilo almanın ve ağır kaldırmanında birer travma olduğunun unutulmaması gerekiyor. Uzun süreli kötü bel pozisyonunda ağır çalışma bel fıtığının ortaya çıkmasında en yaygın sorumlu faktör olarak sayılıyor.
Aşırı kilo, gebelik gibi vücut ağırlığının arttığı durumlarda , ani bir hareketle bu dengede bozulma olursa, diskin bir kısmına yük fazla binecektir ve orada fıtıklaşma olacaktır. Yüksekten düşme, trafik kazası gibi nedenlerle de disk fıtıklaşabilir. Ayrıca iltihap, romatizma gibi nedenler de diskin koruyucu kısmını gevşeterek fıtıklaşmaya neden olur.
Bel fıtığının belirtileri:
Bel ve bacak ağrısı en sık rastalanan belirtidir. Baskı altındaki sinirin dağıldığı alanda ağrı ve uyuşukluk görülür. Bacakta sinirin çalıştırdığı adalede kuvvetsizlik, yine aynı adalede çalışmamaya bağlı incelme görülebilir. Bunun yanı sıra idrar ve dışkı yapmayı sağlayan sinirler baskı altında kalmışsa idrar ve dışkı yapamama veya hissetmeme gibi ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir.
Teşhis : Klinik muayene ve filmlerle ( direkt grafi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme-MRI) tanı konulur.En iyi tanı yöntemi manyetik rezonans görüntülemedir,yani MRI'dır.
Tedavi: Hastaların çoğu ameliyatsız tedavi ediliyor. Bel fıtığı tanısı konmuş hastaların yüzde 80'i ameliyatsız (istirahat, ilaç ve fizik tedavi), %20 kadarı ameliyatla tedavi edilir.
Tedavide ilk olarak yatak istirahati önerilir. Yatak istirahatinde amacın, vücut ağırlığını disk üzerinden kaldırmaktır. İstirahat süresi ortalama 7 -15 gündür. Hasta rahat edeceği bir yatakta yatar. Eski usül yün-pamuk yatakların artık önerilmediği biliniyor. Hasta daha çok sırt üstü yatmalı, ayaklarını toplamalı ve sırt üstü pozisyonda yorulunca da yan tarafa dönerek istirahat etmelidir. Hiçbir zaman yüzüstü yatmamalıdır. İstirahat süresince zorunlu ihtiyaçlar dışında yataktan kalkılmamalıdır. Eski usüllerle yapılan tahtada yatma sert düz yerde yatma şekli terkedilmiştir. Çoğunlukla yarı ortopedik yataklar önerilmektedir. Yatak istirahati süresince doktorunun kendisine verdiği ilaçları da kullanmalıdır. İstirahat bitiminden sonra hasta rahatsa, bel ve karın adalelerini güçlendirecek egzersiz programına alınır.
Ameliyat gerekmeyen ve konservatif (muhafazakar) tedavi ile iyileşen hastalarda bel fıtığı kolayca nüksedebilir. Mutlaka ağır bir yük kaldırmak da gerekmez. Bazen öksürmekle bile hastalık nüksedebilir.
Ne zaman ameliyat öneriliyor?
Günümüzde gelişmiş ameliyat teknikleri ve mikroskoplar sayesinde bel fıtığı ameliyatlarını başarıyla yapılmaktadır. Bacakta kuvvet kaybı(felç), idrar ve dışkı yapamama ve hissetmeme gibi durumlarda acil ameliyat gerekmektedir. Yatak istirahatinden fayda görmeyen, ilaca cevap vermeyen ve uzun süredir ağrısı geçmeyen hastalara ameliyat önermekteyiz. Gelişmiş ameliyat teknikleri sayesinde risk ve tekrar etme (nüks ) oldukça düşüktür. Anestezi riskleri spinal anestezi (belden yapılan anestezi) sayesinde oldukça azalmıştır.
Ameliyat önerilen hasta ameliyat edilmezse ne olur?
Ameliyat önerilmiş bel fıtığı hastalarının bir kısmı beklemekle ağrıları azalabilir, kendilerini iyi hissedebilirler. Ama bir kısmı ise tedavi edilmediği taktirde baskı altında kalan sinirler zaman içinde görevlerini yapamaz hale gelebilir. Fıtığın yerine göre bacakta hissizlik, güç kaybı(ayağını sürükleyerek yürüme) biraz yürümekle olan ayağında güçsüzlük, idrar ve dışkı yapmada sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlar kalıcı olabilmektedir. Ameliyat yapılsa da sinir üzerine olan baskı uzun süredir devam ettiğinden , düzelme pek görülmez. Amaç bu duruma düşmeden önlem almaktır.
Koruyucu önlemler
Bel fıtığından korunmak için; yerdeki cisimleri dizleri kırmadan eğilerek kaldırmak, dizleri kırmadan ağır nesneleri itmek ve çekmek, omuz üstüne yük kaldırmak ve yukarı doğru uzanmak, masa başında uzun süre bel desteği olmaksızın çalışmak, elde uzun mesafelerde ağır yük taşımak bel fıtığını davet edici olaylardır. Sabit pozisyonda uzun süreli ayakta durmaların bel fıtığını tetiklediği biliniyor.,
35 yaş üzeri aşırı kilolu kişilerin düzenli olarak yürüyüş ve egzersiz yaparak bel kaslarını çalıştırması gerekir. Ani yükün altına girmemek gerekir. Kesinlikle 20 kiloluk bir çuval, bir araba lastiği veya bir tüp aniden kaldırılmamalıdır. Ani yük kaldırmalar bel ve boyun fıtığına sebep olur. Yaşlılık, kemik erimesi, kadınların menopoz döneminde kemik erimesi fazla olduğu için bel ve boyun fıtıklarına sıkça rastlanmaktadır.
Çocuğunuza ağır çanta taşıtmayın
Bel fıtığı görülme yaşının giderek daha erken yaşlarda başlaması çocukların maruz kaldığı risklere bağlanabilir. Bu nedenle çocuğunuzun gereksiz yere kilo alımını engelleyin. Çocuğunuzu başta yüzme olmak üzere spor yapmaya teşvik edin. Oyun oynarken yüksek yerlerden atlamasına engel olmaya çalışın. Ders çalışırken çocuğunuzdaki oturuş bozukluklarına çok dikkat edin.
Çocuğunuzun ağır çanta taşımasının bel fıtığı oluşumunu tetikleyen önemli bir risk faktörü olduğunu unutmayın. Ağır çanta taşımak, omurganın biyo-mekaniğini bozduğu için beraberinde fıtık gelişme ihtimalinin en yüksek olduğu eylemler arasında yer almaktadır.
Çocukların arkadaşlarıyla başta uzun eşek olmak üzere tehlikeli oyunlar oynaması önlenmelidir. Arabadayken, ani bir fren halinde ileri gidip gelmenin ve ya bir kasise girmenin bile bel fıtığına yol açabileceğini unutmayın. Çocukların ve ebeveynlerin emniyet kemerinin mutlaka takılı olmasını sağlayın. Ayrıca, çocuğunuzu için de çocuk koltuğu bulunmayan araçlara bindirmeyin. ayakta seyahat edilen toplu taşım araçlarında olası ani duruşlarda beli korumak için koruma tutacaklarına sıkıca tutunulmalıdır.
Masa Başında Doğru Oturmak ve Omurga Sağlığı
Masa başına bağımlı çalışma sistemi insan vücudunda boyun, sırt ve bel ağrılarına neden oluyor. Yoğun olarak oturarak çalışanların kasları zayıflıyor. Bu durumda bedenen yükü büyük oranda iskelet sistemine biniyor ve sağlık sorunları ortaya çıkıyor. Doğru oturmak ve egzersiz yapmak ağrıları sonlandırabilir.
Son yıllardaki teknolojik gelişmeler insanların daha uzun süre masa başında vakit geçirmesine neden olmaktadır. İnsanlarda spordan uzaklaşma ve masa başında işe yoğunlaşma yaygın olarak görülmektedir. Buna bağlı olarak da oturma bozukluğundan kaynaklanan boyun, sırt ve bel ağrıları ile günümüzde daha sık olarak karşılaşılmaktadır. Bu ağrılar her geçen gün çalışanların yaşam kalitesini bozmaktadır. Rahatsızlıklar sıklıkla boyun, sırt, kol ve belde ağrı, parmaklarda uyuşma ve hareket güçsüzlüğü şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bu ağrılar genellikle vücut hareketlerinin azalması, vücudun yanlış kullanılması, oturma bozukluğu, şişmanlık ve kasların zayıflamasıyla birlikte görülmektedir. Vücudumuzda iki adet yük taşıyıcı sistem bulunmaktadır. Bunlardan biri iskelet sistemi, diğeri de ona yardımcı olan kas sistemidir. Kas sistemi zayıf kişilerde vücudun bütün ağırlığı iskelet sistemine biner. Ağırlığı belirli bir noktadan itibaren taşıyamayan iskelet sisteminde değişiklikler başlar ve zamanla omurgada şekil bozuklukları ve kamburlaşma görülebilir.
Bu şekil bozuklukları kişinin görüş açısında da değişikliklere neden olur. Bu nedenle masa başında çalışırken veya bilgisayar ekranına bakarken önce omurgayı düzgün pozisyonda tutmayı sağlamak gerekir.
Masa başında çalışırken düzgün oturma pozisyonu nedir ve nasıl sağlanmalıdır?
Bu konuya açıklık getirmek için omurganın normal yapısını ve işleyişini bilmek gerekir: Omurganın normal eğrilikleri vardır. Boynun ve belin içe doğru bir kavsi, sırtın ise dışa doğru bir eğriliği vardır. Bu eğrilikler normal günlük aktiviteler sırasında korunmalıdır. Bunları korumak için dik durmak şarttır. Dik durmak için de boyun, sırt, göğüs, bel ve karın kaslarının kuvvetli olması gerekir. Sürekli oturarak, sedanter bir hayat sürerek bir insanın kaslarını kuvvetli tutabilmesi mümkün değildir. Zayıflayan kaslar yer çekimine karşı vücudu koruyamaz ve omurganın normal eğriliklerinin bozulmasına yol açar. Bunu önlemek için kasları kuvvetlendirici egzersizler günlük hayatın bir parçası haline getirilmelidir. Ayrıca ergonominin desteklenmesi, çalışma esnasında kısa aralıklı molaların verilmesi, masa başı oturma şekline dikkat edilmesi önemlidir. Bel ve boyun ağrılarına yakalanmamak için oturma ve ayakta durma pozisyonumuz dengeli olmalıdır. Doğru oturma pozisyonu; bele en az yük binen pozisyondur. Bu pozisyon kalça ve dizin 90 derecede, bacakların nispeten ayrık olduğu konumdur.
Masa başı çalışanları için doğru oturma teknikleri şöyle tarif edilebiliriz:
_ Otururken dik pozisyonda oturmalı ve bu alışkanlık haline getirilmelidir.
_ Ayakların altına bir basamak konularak oturulursa daha rahat edilir.
_ Koltukta sırt kamburlaştırılmamalıdır.
_ Oturur pozisyonda iken yerden bir cisim almak için belden eğilmemeli, çömelerek alınmalıdır.
_ Derin ve yumuşak koltuklara oturmamalı, kol konacak yeri olan, arkalığı en az omuz hizasına kadar gelen ve beli destekleyen sandalye ve koltuklar tercih edilmelidir.
_ Bilgisayar karşısında çalışırken baş dik, bel ve kalçaların arka kısmı destekli, köprücük kemikleri yere paralel olmalıdır.
_ Masa başında devamlı oturulmamalı, ara sıra kalkıp dolaşılmalıdır. Bunların yanı sıra masa başında yapılabilecek basit egzersizler de vardır. Her saat başı mola verip 5-10 dakika egzersiz yapılması da fayda sağlar. Unutulmamalıdır ki; ağrısız bir yaşam biraz da kişinin kendi elindedir. Basit bazı kurallara riayet ederek, oturma alışkanlıklarını düzenlemek bu tür ağrılardan belirgin ölçüde korunmayı sağlar.