Sayın Cüngül, ne kadar süredir taksicilik yapıyorsunuz?

4 yıldır Lale Taksi Durağı’nda taksicilik yapıyorum.

Peki, taksicilikteki ekonomik geliriniz sizi memnun ediyor mu?

Ev sahibi olduğum için kira vermiyorum. Eğer kira ödemiş olsaydım geçinmekte güçlük çekerdim. Taksicilikten çok iyi kazanç elde edilmiyor Bolu’da.

Geceleri çalışırken yaşadığınız sorunlar nelerdir? Can güvenliği konusunda bugüne kadar olumsuzlukla karşılaştınız mı?

Bolu’da taksicilik yaptığım 4 yıl süresince bugüne kadar geceleri bir problemle karşılaşmadım. Can güvenliği konusunda da tehlikeli bir durum yaşamadım. Belki Bolu’da çalışıyor olmamız sayesinde yaşamamış olabiliriz. Büyükşehirlerde elbette bu tür sorunlarla karşılaşabiliyor meslektaşlarımız.

Mesleğinizi yaparken trafik ekipleriyle yaşadığınız sorunlar var mı?

Müşteri nerede inmek isterse, biz orada indirmek mecburiyetindeyiz. Bu nedenle birkaç kez trafik ekiplerinden ikazla karşılaştım. Eğer istenilen yerde indirmezsek bu defa da müşteriyle ters düşüyoruz. Biz nihayetinde yolun ortasına çekip müşterimizi indirmiyoruz. Bu konu dışında trafik ekipleriyle bir sonumuz yok. Diğer konularda gerekli ilgiyi sağlıyorlar.

 Müşteriler taksiye tek başına mı binerler, yoksa gruplar halinde mi gelirler?

Bu konuda genel bir fikrim yok. Ne gece ne gündüz belli olmaz. Tek başına gelen müşteriler de olur daha fazla da olur. Zaten taksimize en fazla 4 kişi alırız, 5’inci kişiyi almayız.

Bolu’da taksi ücretlerinin pahalı olduğu söyleniyor. Diğer illerle kıyasladığınız da Bolu’daki taksimetre fiyatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet doğrudur. Bolu, taksimetre ücretleri konusunda en pahalı 8’inci il durumunda.

Bulunduğunuz mekân kime ait? Burayı kullanmaktan dolayı bir ücret ödüyor musunuz?

Durak binamız kaldırım üzerinde olduğu için Belediye’ye ait. Belediye’ye işgaliye bedeli ödüyoruz araç başına. Yaklaşık 10-12 yıldır burada hizmet veriyoruz. Fakat şu an hizmet verdiğimiz binamıza ruhsat alamıyoruz. Ruhsat vermeleri için girişimlerimiz sürüyor. Bizim için buraya ruhsat verilmesi önemli. Buraya niçin ruhsat verilmiyor hala anlayabilmiş değiliz. Burada dört esnaf yıllardır çalışıyoruz ve ekmek yiyoruz. Yetkililerimizin bize yardımcı olmalarını talep ediyoruz.

Bizim 80’inci Yıl Altgeçidi’nin yanında kendimize ait dükkanımız var. Apartmanın giriş katında bulunan dükkanımızın önüne bahçe duvarı çekildi ve apartmanın önündeki yol bir buçuk metreye kadar düştü. Buraya da araçlarımızı sokamadığımız için mecburiyetten dolayı kaldırım üzerindeki mekanda kalmak mecburiyetindeyiz. Biz amme hizmeti yapan kişileriz, yetkililerimiz bizlere yardımcı olsunlar.

Eskiden şehirlerarası yolcu taşıyabiliyordunuz. Günümüzde de bu gibi cazip işler geliyor mu?

Arada sırada da olsa oluyor. Düzce’ye, ilçelere ya da Ankara ve İstanbul’daki havaalanlarına gitmek isteyen müşteriler çıkıyor. Fakat eskisi gibi değil, bu tür işler nadir olarak çıkıyor. Ben uzun yola en son bir buçuk yıl önce çıktım.

Mesleğinizde yaşadığınız başka sorunlardan bahseder misiniz?

Bolu’da taksimetre ücretini uygulamayıp, 5 liraya yolcu taşıyan taksici esnaflar var. 5 liraya yolcu taşıyan taksiciler bizi mağdur bırakıyor. Ve bu konu taksiciler arasında da zaman zaman tartışmalara neden olabiliyor.

İSTANBUL’DA TAKSİCİLİK YAPAN ESNAFLA AYNI VERGİYİ ÖDÜYORUZ!

Yusuf Barutçu’da Lale Taksi Durağı esnaflarından. Kendisi 78 yaşında ve 28 yıldır taksicilik yapıyor. Barutçu, mesleğiyle ilgili olarak şunları söylüyor: “Taksicilik mesleğinde büyük bir haksızlık var. Örneğin İstanbul’da taksicilik yapan bir esnafta aynı vergiyi ödüyor, Bolu’da taksicilik yapan bir esnafta aynı vergiyi ödüyor. Fakat İstanbul’da taksicilik yapan bir esnaf gün boyu yolcu taşırken, Bolu’daki bir taksici günde bir ya da iki yolcuyu ancak taşıyabiliyor. O esnaf akşama kadar kazanıyor 300 lira, ben kazanıyorum 20 lira. Ama ödediğimiz vergi miktarı aynı. Bence burada bir haksızlık var. Örneğin duraktaki bir taksici arkadaşım sabahtan akşama kadar sadece bir işe gitti, ondan da 5 lira kazandı. Ayrıca biz yolcuyu götürdüğümüz yerden geri dönerken başka yolcu alamıyoruz. Binde bir denk gelirse gelir, yoksa hep boş gelmek durumunda kalıyoruz.” 

(Röportajımız devam edecek…)