Uğur Salih Uçar, şimdi çok farklı bir alanda ülkeye ve Bolu’ya hizmete hazırlanıyor. Ak Parti Bolu Milletvekili Aday Adaylığı. Milletvekili Aday Adaylarımızı Tanıyalım köşemizin bu defaki konuğu Uğur Salih Uçar’la yaptığımız röportajın ayrıntıları şöyle:
Sayın Uçar, bize kendinizden bahseder misiniz?
17 aylık akademik kariyerim, 16 yıllık bürokrasi tecrübem var. 4 yılda Asya Kalkınma Bankası’nda 5 tane gelişmiş Avrupa ülkesini temsilen rol aldığım iki pozisyonum var. Biri direktör danışmanlığı, diğeri direktör vekilliği.
Nasıl Dünya Bankası bizim ülkemize kredi kullandırdığında belirledikleri kurallara uyuyorsak, bizde Asya da geri kalmış ülkelerin kalkınmasına yardımda bulunmak ve refah seviyelerinin artışına sağlamak için projelerde bulunuyoruz. Hayatı kolaylaştıran akla gelebilecek her türlü proje oluşturuyoruz. 20 değişik ülkede hem üst düzey, hem de halk düzeyinde projelerde istişarelerde bulunma fırsatı elde ettim.
Peki, milletvekilliği düşüncesi sizde nasıl oluştu?
Zaten akademik bir kariyerim vardı. Naçizane bir eğitim düzeyine sahibim. İki lisans, üçte yüksek lisans mezuniyetim var. Artık siyasi bir gücüde arkama alarak hizmet etme düşüncesine haiz oldum. Rahmetli babam 27 yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde aşçı olarak çalıştı. Meclis’e de yabancı değilim. Halen orada baba dostlarıyla da görüşmekteyim. Öğrencilik yıllarımda da meclis kütüphanesinden çok faydalanma imkânım oldu. Rahmetli babamın Bolu’nun sorunlarını orada dile getirmek, Bolu’ya katkıda bulunmak tarzındaki şeylerini yerine getirdiği için, bir de baba vasiyetini gerçekleştireyim düşüncesiyle böyle bir girişimde bulundum.
Bir fabrikatör değilim. Sadece beşeri bir sermayeyle bir şeyler yapabilir miyiz, bürokratik engelleri aşabilir miyiz diye yola çıktık. Mutlaka bizim de eksiğimiz, bir şeylerimiz olmuştur ama affetmekte o büyüklüğün şanındandır. Hata yapacaksın ki affetmenin büyüklüğünü görebileceksiniz.
Bolu’nun sorunlarına ilişkin tahlilleriniz elbette ki olmuştur. Bunları bizimle paylaşır mısınız?
Bolu’da genellikle turizme dair beklentiler var. Artı bürokratik engellerde sıkıntılar yaşanıyordu. Belediye’nin içme suyu konusunda Suudi Fonu’ndan bir miktar paranın aktarılmasında, bürokratik engellerin aşılması noktasında yardımlarım dokundu. Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’da bunu birkaç kez dile getirdi. Kurabiyecizade’nin yatırım teşviki almasında katkımız oldu. Yine başka projelerde destek vermeye elimden geldiğince yer aldım. Yurt içinde ve yurt dışında oldukça iyi bağlantılarımız ve çevreye sahibim. Önemli olan bu beşeri sermayeyi Bolu için kazanıma dönüştürmek. Ve ben de bunun için yola çıkmış bulunmaktayım. Her bölgede olduğu gibi Bolu’da da yaşanılan sorunlar olacaktır. Herkesi aynı anda memnun etmek mümkün değildir.
Bolu ekonomisine ilişkin değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyim?
Bolu, teşvik bölgeleri arasında 1’inci bölgede gruplandırıldı. KDV istisnası, gümrük muafiyeti sağlandı yatırımcılara. Bu 2’nci bölge olduğunda daha istisnalı, 3’üncü bölge de daha fazla ve 4’üncü bölgede çok çok daha fazla istisnalar sağlandı. Arsa tahsisleri ve başka şekilde teşviklerde gündeme geldi. Bölge belirlemelerinde yaşanan tartışmalara girmeden şunu belirtebiliriz ki 1’inci bölgedeki bir kent teşvikten en az yararlanıyor demektir. Diğer şehirler kadar teşvike ihtiyacı yok anlamına gelir. Yapılan teşvik sıralamasında Bolu kalkınmış bir kent olarak değerlendiriliyor. Eğitim sermayesi yaşanılabilirlik açısından Bolu iyi bir pozisyonda değerlendiriliyor.
Peki, Bolu ekonomisinin geleceği sizce hangi sektörde şekillenmeli?
Türkiye geneline ilişkin öngörülerim genellikle hizmet sektöründe ağırlık kazanıyor. Bolu için bir değerlendirme yapacak olursak, Bolu’da küçük organize sanayilerimiz var ama hizmet sektörü ağırlıklı olmalı diye düşünüyorum. İlimiz turizm potansiyeli olan bir şehir ve o nedenle hizmet sektörü Bolu’da geliştirilebilir. Ama ekonomik gelişmeleri değerlendirdiğimizde sanayileşmeye doğru da gitmek gerek. OECD sıralamalarında 15, Dünya ekonomisi sıralamalarında da 17’inci büyük ekonomi konumunda olan bir ülkeyiz. 2023 vizyonunu değerlendirdiğimizde Bolu’nun ve ülkemizin çok daha iyi noktalara geleceğine inanıyorum.
Partinizde 35 ismin olduğu milletvekili adaylık yarışı sürüyor. Sizi bu yarışta öne çıkaracak etkenler nelerdir?
Öncelikle şunu belirtmeliyim, Ankara bürokrasisinde yer almam bu yarışta benim için bir dezavantaj değil. İbrahim Tatlıses derdi ya, “Urfa da Oxford vardı da biz mi okumadık?” O misal, Bolu’da Hazine Müsteşarlığı vardı da ben mi çalışmadım? Türkiye’nin güzide üniversitelerinde eğitim aldım ve kendi evladımın da aynı şekilde eğitim almasını isterim. Bir evladımız doğduğunda Türkiye’ye bir evladımız geldi demiyoruz, dünyaya nur topu gibi bir evladımız geldi diyoruz. O yüzden çocuklarımızı da dünyaya göre yetiştirmek durumundayız. O yüzden çocuklarımızı ODTÜ olsun, Bilkent ya da Gazi Üniversitesi olsun buralarda eğitimlerini iyi sağlamak zorundayız. Ben eğitim açısından iyi bir altyapıya sahip olduğumu düşünüyorum. Zaten dinimizin ilk emri de ‘İkra’ yani anlam olarak oku olduğu için eğitime hayatım boyunca büyük önem verdim. Ben de bu altyapıyla iyi çalışmalar gerçekleştirebileceğim kanaatindeyim. Bu konuma kalburüstü olduğum için gelmedim. Rahmetli babamla pazarcılık yapar, beraber yoğurt satardık. Üniversite yıllarımda tere, kıvırcık, maydanoz tezgâhlarında satış yaparak harçlığımı çıkarmış biriyim. Hayat üniversitesinden mezunum diyemem. Bu hayat boyu sürecek tecrübeleri kapsıyor. Ama şu an sahip olduğum cv kolaylıkla ya da kendiliğinden oluşmadı. Seçilsek de seçilmesek de tüm aday adayı arkadaşlarımızla Bolu’nun hizmetinde olmaya devam edeceğiz.