Bolu kenti, jimnastik dalında başta Murat Canbaş, Suat Çelen olmak üzere şampiyonlar, milliler yetiştirdi. Boluspor profesyonel futbol takımı birçok başarılara imza attı. Baki Sudakap gibi milli güreşçiler yetiştirdi. Okçuluk, Atıcılık ve Voleybol 'da Türkiye Birincileri, Atletizm'de Raşit Veciz gibi sporcular hep Bolu ile beraber anıldı.
Şimdi ise potalarda bir yıldız parlıyor.
Bolu doğumlu, Bolu'nun eski ve önemli ailelerinden Palazoğullarından.
Boluspor'un ilk futbol takımının aslarından Emin Palazoğlu'nun kızı.
Bu sıralar potalarda zaferden zafere koşan Bayan Türk Milli Basketbol takımının en önemli basketbolcularından Tuğba Palazoğlu'nu gazetemizde misafir ettik.
Köşe Yazarlarımız Sayın Nadir Garipoğlu ve Kemal Alemdar'ın son yazılarında köşelerine konuk aldıkları Milli Basketbolcumuz Tuğba Palazoğlu yine Nadir Ağabeyin katkılarıyla babası Emin Palazoğlu eşliğinde gazetemize geldiler.
Milli basketbolcumuzla başarılarını, spor yaşamını, geleceğe dair planlarını, Bolu ile ilişkilerini konuştuk.
Bazı insanlar için derler ya, etrafına pozitif enerji verir diye…
Tuğba 'da aynen öyle…
Kendisine ismi ile hitap edeceğim, izni ile.
Bir bayan olarak ben başarılı bir arkadaşımızla, Milli bir Boluluyla bu röportaj da berber olmaktan çok mutluyum.
Zaten dedim ya, Tuğba'nın yanında mutsuz olmak mümkün değil.
Tuğba sporcu bir ailenin çocuğu, dolayısı ile spor yaşamında özellikle babası Emin Palazoğlu'nun desteğini arkasında hep hissetmiş.
Röportaj: Ayşegül TOPCU
--Tuğba, biraz kendinden bahseder misin?
--1980 doğumluyum. Ortaokulu Bolu'da 50. Yılda bitirdim. Atatürk Süper Lisesine bir süre devam ettim. Bursa Deneme Lisesini bitirdim, Üniversite mezuniyetim Amerika'da Organizasyon bölümü.
--Basketbol'a nerede başladın?
-- Bu spora ilk ilgi duyduğum da Bursa'da İlkokul öğrencisiydim.
Daha sonraları bu spora gönül verdim, ilk profesyonel deneyimim MTA Ankara Kız basketbol takımı idi. Amerika'da Western Illinois Üniversitesin de okurken NWBL'de bir tecrübem oldu…
--Tabii bu arada NWBL'nin Amerika'da Bayanlar basketbol disiplinlerinden biri olduğunu öğreniyoruz.
-NWBL takımlarından Chicago Blaze ile anlaştım.
Orada ilk yarının n sonunla Türk Migros'la anlaşarak Türkiye'ye döndüm.
Migros'tan sonra sırası ile Beşiktaş, Ceyhan, sonra yine Beşiktaş, Mersin ve en son Galatasaray…
--Şampiyonluklar da yaşadın bu takımlarda,
--Evet, Beşiktaş ile iki kupam var, Türkiye Şampiyonluğu ve Cumhurbaşkanlığı Kupası.
Galatasaray'la Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Avrupa şampiyonluğu…
“Ooo demekten kendimi alamıyorum, bir sporcunun yapabileceği en güzel dereceler bunlar.
Tabii, Tuğba'nın başarıları bunlarla da sınırlı değil, en son Türk Milli Basketbol Takımı ile Avrupa İkinciliği.”
--Türkiye'nin ilk uluslar arası başarısı bu değil mi?
--Evet, Avrupa'da finale kadar çıktık, çok gurur duyduk.
--Bizde sizlerle gurur duyduk…
“Hani biz Basketbolcu deyince 1.90 hatta daha fazla uzun boylu insanlar aklımıza gelir ya, Hidayet Türkoğlu, Mehmet Okur gibi, Tuğba öyle değil, 1.75 civarında, ama kasları ve vücut yapısı ile dışarıdan bakınca sporcu olduğu hemen anlaşılıyor, sanki yüzücü havası var”
--Tuğba, boyun basketbol oyunu için biraz kısa değil mi?
Hangi mevki de oynuyorsun, herhalde pivot olamazsın…
--Basketbol sporunda boyun hem önemi var hem yok.
Ben Gard oyuncusuyum.
--Gard?
--Pardon, basketbol literatüründe oldukça fazla yabancı kelimeler var, ama tam Türkçe karşılıkları bulunamadığı için genellikle bu adlandırmalar kullanılıyor.
Gard savunma oyuncusu demek, ben savunma yapıyorum.
Benim aklım uzun…
“Burada gülüyoruz, zaten söyleşi boyunca hep gülüyoruz, mütevazı candan Tuğba beni hep güldürüyor.”
--Tuğba, sen anladığım kadarı ile kupalara doymuyorsun, önünde ne hedefler var?
--Milli takım olarak Olimpiyat elemelerine katılıyoruz şu an, biliyorsun bir sporcu için en büyük ideal olimpiyatlara katılmaktır.
Bu kez şansımız çok yüksek, şimdiye kadar tarihimizde böyle bir başarı yok ama biz şeytanın bacağını kıracağız, Londra olimpiyatlarına mutlaka katışacağız…
--Peki, dualarımız sizinle, hadi birazda Bolu'ya gelelim, Bolu'da bayan basketbol takımı yok..
--Evet, yok.
Orim cam vardı, birince lige kadar çıktılar, ama şirket el değiştirince kulüp kapandı.
Umarım yeniden Bolu'da bir takım daha oluşur, Bolu'yu birinci ligde görmek çok güzel olur.
Boluspor'la Bolu sportif bu konuda anlaşmışlar.
Sevindim…
--Bolu'ya sık sık geliyor musun?
--Bolu'ya elbette sık sık gelmek isterim ancak haftada 2 maç oynuyoruz.
Zaman bulmak çok zor. İmkân buldukça direk geliyorum.
Bolu'ya geldiğimde ise genelde 1 sene boyunca ailemden uzak kaldığım için ailemle ve yine piknik yaparak Bolu'nun o temiz doğası ile özlem gideriyorum.
Takım arkadaşlarım olsun milli takım arkadaşlarım olsun Abant planı yapıyoruz ancak bir türlü olmadı. Herkes farklı takımlarda herkesin farklı programı olduğu için bir türlü birlikte gelemedik.
--Basketbol sevgisini gençlere aşılamak için girişimlerde bulundun mu?
--Aslında ben basketbola Bursa'da başladım ama kendimi Bolu'da geliştirdim. Ahmet Kol hocamın bana katkılarını unutamam. Sevda Tabaoğlu'nun ilgisini, daha birçok değerli hocam var, hepsine saygılarımı sunuyorum.
Bolu'nun basketbol konusunda kapasitesi çok iyi, bayan basketbol takımı kurulursa biz destek veririz.
Biz diyoruz çünkü ablamda bu sporla uğraşıyor.
Ama eğitici olarak…
Onun İstanbul'da basketbol eğitim okulu var imside Basket Bolu..
Yani biz Bolu'dan düşünce olarak ta hiç kopmadık.
Eğitim için ise destek isteseler elimden geleni yapmaya çalışırım tabiî ki.
“Evet, sevgili Tuğba ile söyleşimizin sonuna geldik, en çok keyif aldığım söyleşilerden biri oldu bu inanın, kendisini çok çok tekrar öpüyorum başarılar diliyorum.
Sevgili Tuğba bize bir sürpriz de yapmış milli formasını ve madalyasını da getirmiş.
Bir çırpıda üstünü değiştiriyor.
Ve işte birdenbire Avrupa ikincisi ve ileride Olimpiyat Şampiyonu Tuğba geliyor karşımıza…
Güle güle Tuğba yolun açık olsun.”