Öncelikle şikayetlerden bahsedelim. Aşikar kanaması olan hastalar hekimlere 'idrarımdan kan geliyor' şeklinde gelmektedirler. Gizli idrar kanamaları olan hastaların yakınmaları, 'idrarımı yapamıyorum' 'idrarım var tuvalete gidiyorum, ıkınma ihtiyacı hissediyorum ama bir iki damla geliyor ve çok yanma ile geliyor' 'idrarımı yaparken acıma oluyor' 'idrar yaptığım yerde kaşıntı oluyor' 'idrar kaçırıyorum' vb… gibi yakınmalardır. Bu hastalarda düşünülüp idrar mikroskobik incelemesi yada tam idrar tahlili yapılmadığı taktirde de hekimlerce, enfeksiyon olmuş yada mikrop kapmışsın şeklinde ifadelerle, tanılarla antibiyotik tedavisi başlanıyor. O halde idrardan kan gelmesi, gözle bakıldığında idrarın kanlı olması anlamına gelmiyor. Ayrıca idrarın mikroskobik kanamalarının bazen hekimlerce bile önemsenmediği, ilaç yazılarak ya da bol su iç denilerek geçiştirildiğini de unutmamak gerekir. İdrar problemi olan tüm hastalar mutlaka üroloji uzman hekimlerine muayene olmalıdır.
İdrardan gelmesinin nedenleri sıralanacak olursa yüzlerce neden sıralanabilir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi açısından örnek vermek gerekirse, böbrek kanseri, sidik kesesi(mesane) kanseri, idrar yolu taş hastalıkları, üreter tümörleri, prostat hastalığı, nefritler, kas hastalıkları…..
Böbrek kanseri gelişen hastalarda idrardan gizli kan gelmesi haricinde başka bulgular genellikle görülmezler. O nedenle böbrek kanserleri de genellikle geç dönemlerde ve tesadüfen (başka nedenlerle USG 'Ultrason' görüntülemesi yapılırken) saptanırlar. Hastalar ile görüşüldüğünde, arada sırada olan idrar yanmalarının olduğunu ama önemsemediklerini, bol su içtiklerini ifade ederler ve özellikle de idrardan hiç kan gelmediklerini vurgularlar. Oysa hiç idrar mikroskobik incelemesi yaptırmamışlardır, yaptırdılarsa da hekimlerde gözden kaçmış yada mikroskobik olan bu kanamalar önemsenmemiştir.
Mesane kanseri olan hastalarda da mikroskobik gizli) kanamalar olabilir ancak genellikle karşımıza gözle görünen (aşikar) kanama şikayetleri ile gelirler. Bu hastalık grubunda yine önemli bir bulgu, 'hem kan görmeleri hem de pıhtılar işemeleridir'. Bu hastalarla görüşüldüğünde ise genellikle 3 ay öncede olmuştur, '2-3 gün kan geldi, hekim bana ilaç yazdı ve bol su iç demişti geçmişti…' şeklinde ifadeler kullanılmaktadır. O halde mesane kanseri olan hastalarda günün her saatinde, ayın her gününde devamlı bir kanama olmuyor. Bazen bir kere, bazen 1-2 gün kanamalar oluyor ve sonra kendi kendine geçiyor. Hasta bunu hekimden aldığı ilaçla iyileşme olarak yorumlayabiliyor ve kanserde içerde büyümeye devam ediyor, geç döneme giriyor. Mesane kanserinin esas tanı yöntemi, idrar yolunun endoskopik incelemesidir ve sadece üroloji hekimlerince yapılabilmektedir.
Üreter tümörleri tanısı üroloji hekimlerince bile çok zor konulan hastalıklardan birisidir. Hastalar taş düşüren hastalardaki şikayetlerle hekimlere gelirler (sırt-yan-kasık ağrısı, idrarda yanma ve mide bulantısı). Tahlilleri yapılır ve idrarda görülen kan hücreleride taş hastalığına bağı düşünülür. Bu hastalar 'kum döküyorsun' teşhisi ile tedavi görürler ve ileri dönemlerde, yani tümör başka organlara yayıldıktan sonra, ameliyattan fayda göremeyecekleri evrelerde üroloji hekimlerine yönlendirilirler. O halde idrardan kan gelmesi tespit edilse bile bu 'kum döküyorsun' 'enfeksiyon olmuş' gibi farklı tanılarla zaman kaybettirilen hastalıklar içerisindedir. Tanısı sadece idrar yolunun endoskopik incelemesi ile konulabilir ve bu yöntem sadece üroloji hekimlerince yapılabilir.
İdrar yolu taş hastalıklarında esas bulgu ağrıdır. Bu hastalarda idrardan gözle görülen kan gelmesi ya da gizli kanamalarda olmaktadır. Bazı şeker hastaları ya da nöroloji hastaları (sinir sitemi hastalığı olan hastalarımız) ağrı hissetmezler. Böbrek içerisinde duran ve henüz böbrekten çıkıp üreter dediğimiz kanalı tıkamaya başlamayan taşlarda da ağrı olmaz. Bu durumda da sadece idrardaki kan bizim için yegane bulgu olmaktadır.
Prostat hastalığı toplumda sık gördüğümüz hastalıklardan birisidir. Aslında prostat bezi yeni doğan erkek bebekte de vardır. Burada sorun olan, prostat bezinin büyümesinin belli bir yaş veya dönemden sonra durmamasıdır. Prostat hastalarında idrardan kan gelmesi çok sık görülmez. Prostat kanserinin sidik kesesine yayılması gibi bir durumda kanama oluşması olabileceği gibi, prostat hastalarında ıkınmaya bağlı olarak mesane yaralanmalarında da idrardan kan gelmesi olabilmektedir. Yine prostat hastalarında idrar torbası tam boşaltılamaz ve devamlı idrar torbasında idrar kalır, bu mesane enfeksiyonu için önemli bir risk ortamıdır ve enfeksiyonla beraber mesanede yaralar olmasına bağlı kanamalar olabilmektedir. Bazende büyüyen prostat bezi kendi kendine (nedeni bilinmeyen biçimde) kanama gösterebilmektedir. Burada önemli olan nokta, idrar torbasına tümör gelişen hastalar, idrardan kan gelmesi ile başka branş hekimlerine gittiklerinde, kanama prostat hastalığına bağlanarak esas hastalık olan tümör araştırılmayabilir. Kanamanın prostat bölgesinden mi? Başka bir bölgeden mi? olduğu sadece endoskopik muayene yöntemleri ile anlaşılabilir. Prostat bezinden olan kanamalarda da neden prostatın kanadığı sadece endoskopi ile anlaşılabilir.
Nefritler başlığı geniş hastalık grubunu oluşturmaktadır. Pyelonefritler, interstisielnefritler, glomerülonefritler... Bu başlıklarında her birisi yine yüzlerce hastalık nedeni içermektedir. Bazılarına üroloji hekimleri, bazılarına da nefroloji hekimleri bakmaktadırlar. İdrardan kan gelmesi en önemli bulgudur. Sırt ve yan ağrıları, tansiyon problemleri ve mide bulantıları, vücutta şişmeler (ellerim şişiyor yüzüklerim olmuyor, ayaklarım şişiyor ayakkabılarım olmuyor vb...) şikayetleri yanında görülmektedir. İdrardan kan gelmesi genellikle mikroskobik olduğu için hasta bunun farkında değildir ve yan ağrısı için ya da el-ayak şişmeleri açısından başka polikliniklerde tedavi altına alınırlar. Genelde tanı konulamaz ya da başka hastalıklara bağlanırlar (kas ağrısı, tansiyon hastası vb). Bu hastalık grubunun kötü yanı ilerde böbrek yetmezliği gelişip diyaliz ihtiyacı olmasıdır. Diyaliz tedavisi gören hastaların çoğunda neden bu hastalıklar, bir kısmında da idrar yolu taş hastalıklarıdır.
Bazı kas hastalıklarında idrarda kan görülmektedir. Aslında tespit edilen yıkıma uğramış kas hücreleridir, böbrekten atılırken idrarı kırmızı rengi verirler ve laboratuvar şartlarında da ekipman yetersizse, kan tespiti şeklinde raporlanabilirler. Örneğin depremde göçük altında kalan insanların idrarları kanlı olur. Bu durum, bazı kas hastalıklarınında erken tespitinde önemlidir. Ölümcül hastalık olan duchenne muskuler distrofi ya da beker muskuler distrofi gibi hastalıklar bebeklik ve çocukluk çağının hastalıklarıdır. Hareket etmeyen, yeterince emmeyen bebekler veya ileri dönemde arkadaşlarına göre çabuk yorulan çocuklarda idrarında kanlı olması önemli bulgudur. Bazen sadece idrarın kanlı olması, bazen de sadece idrar yaparken ağlayan bebeklerde bir çok hastalık açısından tek bulgu bu olabilmektedir.
Sonuç olarak; idrarda kan görme veya sadece idrarda yanma, sık idrara çıkma (gizli kanama bulgusu) şikayetleriniz bile olsa mutlaka üroloji uzmanlarına muayene olunuz. Sağlığınız elinizden gitmeden kıymetini bilin. Bugün diyaliz gören ya da ilerlemiş evrede olduğu için ameliyat bile edilemeyen kanser hastalarının en sık kullandığı cümle 'zamanında tanı konulsaydı, belkide şimdi sağlıklı olurdum'şeklindedir.