Öncelikle o çok değerli Başkanlık koltuğuna oturmanızda benim de emeklerimin bulunduğunu belirtmek isterim. Demecinizde bahsettiğiniz o üç saygın isim arasında dördüncü olarak ben de vardım. Sebebi de, kulüpte yaptığımız en son yönetim kurulu toplantısında 4-5 tane başkan adayı çıkınca, camiamızda bölünme ve parçalanma olmaması amacıyla,başka bir saygın,güvenilir aday araştırmasına girdik.Hem Bolu Ticaret Odası Başkanlığı göreviniz dolayısıyla hem de geçmişte Bolusporumuzda yöneticilik yapmış olmanızdan ötürü bu kulüpte ağabeylik ve başkanlık yapacağınıza inandığımızdan,size teklif götürdük.Sizde kabul etmiştiniz.Kısacası,bu süreçten de anlaşıldığı üzere,sizin karşınızda değil yanınızdaydım.
Fakat, üzülerek belirtmek isterim ki siz daha sonraki süreçte bırakın birleştirici olmayı, kulüpte bir bütünlük yaratmayı,aksine daha sezon bile başlamadan herkes ile anlaşılması güç,anlamsız bir rekabet içine girdiniz.Kulüp içindeki birçok önemli görevde bulunan kişiyi birbirleriyle karşı karşıya getirdiniz.Bu duruma bir örnek olarak Nedret Yıldız'ın istifasını da gösterebiliriz.Adeta eski görevinizde kalmışçasına,bazen o çok önemli makamda olduğunuzu unutarak,genel kaptanımızla yarış içine girerek,zaman zaman görevini yapmasına engel olarak,gerektiği yerlerde de arkasında durmayarak işi istifasına kadar götürdünüz.Nitekim kendisi bu kulübe önemli emekleri olan,çok büyük vaktini,iyi niyetiyle ve çabasıyla genel kaptanlık görevini icra etmeye çalışmaktaydı.
Geriye dönüp o döneme baktığımda iyi ki yönetim kurulumuzda Adnan Tüfekçi gibi hem ağabeylik yapan, hem de profesyonel düşünebilen bir yöneticimiz vardı da birçok sıkıntıya müdahele edip bazı sorunların üstesinden geldik. Aksi takdirde korkarım, daha sezon bile başlamadan ortada bir yönetim bile kalmayabilirdi.
Şimdi Sayın Emin Semercioğlu nun söz konusu yaptığı açıklamalarına geldiğimizde, benimle ilgili olan sıkıntılarıyla ilgili birkaç soru yöneltmek istiyorum; Fabiano'yu transfer komitesi, teknik heyet ve taraftarlarımızla beraber transfer edilmesini istemedik mi? Maliyeti konusunda bazı fedakârlıklar yapılmasını, belli bir miktara kadar çıkılmasını siz de istemediniz mi? Ayrıca sezon başındaki hazırlık maçlarını izlerken bu oyuncu hakkındaki yorumlarınızı dürüstçe açıklayabilir misiniz?
Gene aynı oyuncunun gece 11 den sonra elektriğini kesme fikri ve uygulaması kime aittir? Dünya da hangi bu düzey bir profesyonel futbol takımında bu tür bir uygulama ile futbolcudan daha fazla verim alınabileceği fikri hakimdir? Yine soruyorum, bugüne kadar Recep Aydoğanlı'nın aldırdığı, sakatlıklar haricinde hangi oyuncudan faydalanılmadı? Sadece sizin demecinizde bahsettiğiniz 2 futbolcudan bile yola çıkarsak bu ithamlarınızın ne kadar dayanaksız ve çelişkili olduğu açıktır. Bugün sağda solda böbürlenerek Erdem'in satışından elde edilen gelirden bahsediyorsunuz. Erdem Özgenç'in bu kulübe nasıl, kimler tarafından ve ne maliyette kazandırıldığı hakkında 2 dakikalık bir araştırma yapmanız bile yeterli olacaktır halbuki.Aynı şekilde Ferhat Kiraz içinde ilk ismini öne sürdüğümüzde hakkında yaptığınız açıklamalar daha dün gibi hafızamızdadır.İnternetten bakıp,Hacettepe de fazla maç oynamadığını belirterek,işi bu oyuncunun bu kulüpte ne işi vara kadar getirerek, transferine nasıl karşı çıktığınızı o dönemki yöneticilerimiz ve hocalarımız gayet iyi biliyorlar.2 senedir takıma kazandırılmasına uğraştığım bu oyuncuyu hocamızda sağlam bir şekilde arkamızda durup istemeseydi,transferi sizin engelinize takılacak ve muhtemelen gerçekleşmeyecekti.Ancak iş bugün caka satmaya geldiğinde Ferhat hakkında takındığınız tavırları ve demeçlerinizi hayretle ve ilgiyle takip ediyorum.
İyi ki sezon başı ilk geldiğinizde ben futboldan 18 yıl uzak kaldım, transferler hakkında çok bir fikrim olamaz demiştiniz. Sonradan daha üzerinden 2 ay bile geçmeden bu camiayı tanıyarak yaptığınız transferlerden hangisi bu takıma katkı yaptı? Devre arasında yaptığınız bu transferler niye gönderdiniz? Devre arasında bizi tamamen devre dışı bırakarak yaptığınız o nokta transferlerden ne kadar faydalandık? Sözün özü Sayın Başkanım, sizin benden önce çevrenizde sizi yanıltmak için size dalkavukluğu görev bilmiş kişilerle uğraşmanız gerekliydi. Sizi o göreve layık gören ve arkanızda duran çok değerli insanların arkasından işler çevirerek hayal kırıklığına uğrattınız. Bizlere inancınız tam olsaydı, bugün çok daha iyi şartlar altında bambaşka şeylerin mutluluğunu ve gururunu yaşamış, yaşatmış olabilirdik.