Açlık grevinin yapıldığı 6 cezaevini ziyaret ederek izlenimlerini rapor haline getiren CHP'li milletvekilleri de AKP'li Üstün'ün açıklamalarına katılmıyor. Raporu açıklayan 4 milletvekilinden biri olan Melda Onur, “Konuşma güçlüğü çekiyorlar. Gözlerinde ışığa duyarlılık var, yanakları çökmüş, ayakta durmakta zorluk çekiyorlar. Aralarında daha önce de açlık grevleri yapmış olanlar var” diyor.
Komisyon Başkanı Üstün ise, “Açlık grevi yaptıklarına ilişkin hiçbir emare göremedik. Hareketleri muntazam. Daha detaylı bir değerlendirme için kan tahlili lazım. Ama 'kan tahlili' vermeyiz diyorlar” yorumunu yapıyor.
Doktorlar 'halsizlik yok' dedi iddiası
Heyete katılan bağımsız bir cezaevi izleme komitesine üye doktorun değerlendirmesini de aktaran Üstün, doktorların, “Bizim tıp bilgimize göre 14. günde böyle bir eylem yapan kişinin konuşma bozuklukları, halsizlik, hareket edememe gibi belirtileri olması gerek. Ama biz de gözle yaptığımız muayenede böyle bir bulguya erişemedik” dediklerini de aktarıyor.
Aynı mahkumlarla görüşen CHP'li komisyon üyesi Mahmut Tanal, Üstün'ün açıklamalarına katılmıyor.
Tanal, “Arkadaşlarımız objektif davranmıyor.Açlık grevi yapanlarda yorgunluk ve bitkinlik her hallerinde görülüyor” diyor.
BDP'li üye Ertuğrul Kürkçü ise “51 gündür açlık grevi yapanlarda açık bir biçimde yorgunluk ve halsizlik gördüm. El titremesinin yanı sıra, renklerinin solgunluğu dikkat çekiciydi.
Ancak bilinçleri açık, ayakta durabiliyorlar” diyor.
Açlık grevleriyle ilgili bir ön rapor hazırlayan İnsan Hakları Derneği de, komisyon üyelerinin ziyaret ettiği Bolu F tipi cezaevindeki mahkumların durumuna ilişkin yaptığı değerlendirmede çok sayıda soruna dikkat çekiyor.
Raporda, 12 Eylül'den beri açlık grevi yapan mahkumlarına durumlarına ilişkin gözlemde tespit edilen sorunların birkaçı şöyle: “Aşırı kilo kaybı, nefes almakta zorlanma, mide bulantısı, mideden gelen kanama, titreme, halsizlik ve unutkanlık.”
CHP ve BDP'li milletvekilleri: 'İhtiyaçları karşılanmıyor'
CHP ve BDP'yli vekillere göre açlık grevi yapanların almaları gereken temel maddeler karşılanmıyor.
Kürkçü, “Mahkumlara, tuz şeker ve içme suyu sağlanmıyor. Bunları kendi paralarıyla almak zorunda kalıyorlar. Adalet Bakanlığı bugün bunu yalanladı ama bakanlığın bununla ilgili kararının belgesi bende var” diyor.
Tanal'a göre de bu uygulama “insanlık suçu” ve mahkumların karşı karşı kaldığı koşullar olumsuz.
Üstün ise koşulların iyi olduğunu, cezaevinde kapasitenin altında sayıda mahkumun konulduğunu, 24 saat sıcak su olduğunu söyleyerek, “İnsan olana yakışır bir yer” diyor.Üstün'e göre mahkumların tüm ihtiyaçları karşılanıyor.Açlık grevleriyle ilgili görüşünü sorduğumuz Üstün “eylemin gereksiz” olduğunu söyledi ve “Bir vatandaşımızın bırakın aylarca aç kalmasını, bir öğün kaçırması bizim yüreğimizi sızlatır” dedi.
Sağlık kontrolleri yeterli mi?
Kürkçü sağlık koşullarıyla ilgili olarak, mahkumların greve başladıkları 12 Eylül'den beri tansiyon ve nabız ölçümlerinin yapılmadığını, 22 Ekim ve 30 Ekim'de ise sadece kilo ölçümleri yapıldığını söylüyor.
Kürkçü ayrıca mahkumların Başbakan'ın “şov yapıyorlar” açıklamasının ardından tepki olara doktor kontrolünü kendilerinin reddettiğini belirtiyor.
Mahmut Tanal ayrıca Bolu T tipi cezaevinde ziyaret ettikleri iki koğuşta, mahkumların doktorlara taleplerini iletmesine rağmen iki gündür B vitamini olmadığını aktarıyor.
Tanal, cezaevinde geceleri nöbetçi bir doktor bulunmadığını da ekliyor.
Başbakan'ın şov açıklamalarının etkisi
Ertuğrul Kürkçü, bir çözüm arayışı çerçevesinde, bazı cezaevlerinde gerçekleşen dönüşümlü açlık grevleri ve 4 mahkumun kendisini yakmasının ardından Haziran ve Temmuz 2012'de komisyona, Abdullah Öcalan'la görüşme için dilekçe vermişti.
Kürkçü bu dilekçesini bugün yeniden komisyona sunduğunu söyledi.
Kürkçü daha önce verdiği dilekçelere bir yanıt alamamıştı.
Açlık grevinin 51. gününde, eylemcileri ilk kez ziyaret eden komisyonun uzlaştığı tek izlenim ise, Başbakan'ın açıklamalarının mahkumları üzdüğü.
Başbakan, daha önce yaptığı açıklamalarda, 12 Eylül'den bu yana açlık grevi yapan PKK ve PAJK'lı tutuklu ve hükümlülerin “şov yaptığını” söylemişti.