Karşıyaka maçına çıkarken taktik baştan belli…
Yenemiyorsan yenilme!
Nasıl bir taktik anlayışla maça çıktığı anlaşılamadığı için olası bir taktiğin (!) bu olabileceğini düşündüm.
Golü düşünecek bir oyun sergilenemeyince böyle olabileceğini kurguladım.
İlk köşe vuruşunu 85. Dakikada kullanan Boluspor yenilgiyi hak etti.
Hem de kendisinden güçlü olmayan, hafta içi bin türlü problemle uğraşan rakibe karşı.
Maç boyunca Cafercan' ın serbest vuruştan Karşıyaka kalesine gönderdiği şandel top dışında gol pozisyonu olmayan Boluspor'da Alp, Vedat, Cafercan dışında göze çarpan futbolcu yoktu.
Kulbilge'nin gol de, topa müdahalede bulunması gerekirdi.
Akıllara takılan bir diğer soru ise, Boluspor'un üç siyahî futbolcusunun kulübede oturmaları ve son 15 dakika da peş peşe oyuna sokulmaları idi.
Siyahî futbolcular ile ilgili soruları sıralayalım;
1- Bu futbolcular neden alındı?
2- Taraftara yabancı transferi yapmadık demek için mi? Yoksa kulübede süs olarak otursunlar diye mi?
3- Yabancılardan Kingsley 100-110 Kg civarında, bu arkadaş takıma masör, güreş takımına güreşçi ya da çeşit olsun diyerek alınmış olabilir mi?
4- Dejavu “Böyle yazmak daha kolay olduğu için bu arkadaşa dejavu diyorum” Dejavu neden transfer edilmiştir? Bir maçta 90 dakika öteki maçta 5 dakika sonra yine 90 dakika, sonra yine 5 dakika oynatılmasının sebebi nedir? Sözleşmesinde iki maç toplam 95 dakikayı aşmayacak gibi bir madde konmuş olabilir mi? Bu soruyu bir de şu şekilde soralım, Dejavu sakat mıdır, yoksa sakat olmayıp başka problemlerden mi muzdariptir?
5- Agbetu, bu değerli siyahi futbolcuyu bulandan, tavsiye edenden, transfer edenden Allah bin sefer razı olsun ne diyelim!
İskender ve Barbaros için önerim ise, derhal futbol oynamayı tatil edip, muhteşem yüzyıl dizisine figüran olarak kabul edilmeleri için dilekçe vermeleridir.
Abdülaziz için hiçbir şey söyleyemeyeceğim, o bir tarihi kişilik, ulusal onurumuz…
Kulbilge'den ise beraat edene kadar hayır yok.
Şimdi çizdiğim bu tablo ümit vermiyor, hemen herkes de üç aşağı, beş yukarı benim gibi düşünüyor.
Yönetim için taraftar kulislerinde düşünüleni de özetleyelim bir başka yazıda ayrıntısına gireriz.
Yönetimden beklenti, derhal Güller'den vazgeçmek, istikrarlı olmayacağı belli olan Topcular için “doktor ne yerse yesin” formülünü uygulamak, genç gelecek beklentisi olan futbolcularla taraftara Süperlig için ümit vermeden PTT 1. Lig için orta sıraları hedefleyerek sezonu bitirmek.
Başka bir fikri olan varsa beri gelsin, aksini kanıtlasınlar özeleştiri vermesini de biliriz.