VERGİ İADELERİNİ ÖDEYECEĞİZ
Bireysel emeklilikte vergi iadelerini ödeyeceğiz. Eskiden devlet kendi alacağını takip eder faiziyle geri alırdı. İlk defa geçen sene devletle vatandaşı eşit haline getirdik. Devletin vatandaştan aldığı ekstra bir para olursa biz faiziyle geri ödüyoruz. Ben Gelir İdaresi'yle bu işin hızlandırılması ile ilgili konuştum. Biz KEY ödemelerini yapmış bir hükümetiz. Tamamen iş yoğunluğunun yönetilmesi sözkonusudur. Bunları ödeyeceğiz ve şu anda da ödüyoruz. Biraz zaman alıyor.
FAZLA MESAİLERİ DEĞERLENDİRİRİZ
Geçen sene 'eşit işe eşit ücret' kararnamesi çıktı. Bu kararname ile kurumlararasında ücret farklılıklarını en üstte eşitleyerek kaldırdık. O arada fazla mesai ile ilgili bir karar alındı. Şu anda 2B fazla mesai ile ilgili çok önemli bir alan. Başlangıçta 500 bin civarındaydı. Şimdi milyonun üzerinde. Fazla bir mesai yapmadan bu işin hallolması mümkün değil. Fazla mesaiye kalanlara para olarak değil tatil olarak bir ilave yapılacak. Bizim çalışanlarımızın böyle bir talebi var. Ama bu husus yeniden değerlendirilebilir. Bu kanun hükmü kararname çerçevesinde alınmış bir karar.Hakikaten fazla mesaiyi gerektiren hususlarda Bakanlar Kurulu kararı çıkartırız. Şu anda 657 sayılı kanun üzerinde çalışma yapılıyor, bu çerçevede yeniden değerlendirilebilir hükümetimiz tarafından.
VERGİ ORANLARINDA OYNAMA YOK
Gelir Vergisi kaun taslağının Maliye mutfağındaki işi bitti. Bakanlar Kurulu tarafından değerlendirilip meclise gönderildiğinde süreç başlayacak. 250 küsurluk bir kanunu basitleştiriyoruz. 100 maddenin altına düşürüyoruz. İkinci olarak beyannameye dayalı gelir vergisi kapsamını genişletiyoruz. Gelişmiş ve medeni ülkelerde birçok kesim beyanname veriyor. Biz beyannamenin kapsamını genişletecek düzenlemeler yapıyoruz. İstisna ve muafiyetleri daraltıyoruz. Gelir Vergisi Kanunu ile vergi oranlarında bir oynama yok. İki yeni bir vergi getirme niyetinde değiliz. Geliri üzerinde ödemesi gerekirken zamanında tanınan muafiyet ve imtiyazlar nedeniyle az veren veya yeterince vermeyen kesimler var.
MUAFİYET VE İMTİYAZLAR KALKACAK
Türkiye'de Süper Lig'de top koşturan futbolcular yüzde 15 vergiye tabi. Bir alt lig yüzde 10, onun altında yüzde 5. Zamanında böyle bir düzenleme yapılmış. Bu bir imtiyaz. Biz bu bütün imtiyazları, muafiyetleri masaya koyacağız. Makul olanlar, uygun görülenler çerçevesinde yeni bir düzenleme yapacağız. Diyelim ki yüzlerce konutum var. Yüzbinlerce lira kira geliri elde ediyorum. Yüzbinlerce lira kira geliri elde eden birisine bu muafiyeti niye tanıyalım? Bu türden düzenlemeler var.
BU SİSTEM ELİMİZİ GÜÇLENDİRECEK
Beyanname sistemine geçtiğiniz zaman sadece bu hususlar değil, birçok husus düzenlenecek. Örneğin bir beyanname verdiniz aynı zamanda eğitim masraflarını da gösterebileceksiniz. Kayıt dışılıkla mücadelede elimizi güçlenirecek bir düzenleme olacak bu. Beyanname usulünde belli oranı stopaj olarak ödüyorsunuz belli bir kısmın iadesini alıyorsunuz. Bütün bu unsurları hemen uygulamaya koyabiliriz. Ama Bakanlar Kurulu'na bu yönde düzenleme yetkisi alacağız. Biz Maliye Bakanlığı olarak teknik çalışmayı yaptık takdir hükümetimizindir.
SERVET VE VARLIK VERGİSİ OLMAYACAK
Bu düzenlemeyle gündemimizde ne varlık ne de servet vergisi var. 'Nereden buldun'a ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Belki bir gün Türkiye çapraz denetime imkan sağlayacak denetimleri yapsa ülkemizin hayrına olur. Ama bu nereden buldun, servet veya varlık vergisi şeklinde değil. Türkiye'nin dokusuna uygun, kimseyi tedirgin etmeyecek zemini ilerleyen süreçte hazırlayabiliriz.
KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ KAPSAMAYACAK
Büyükşehirlerde olup da inşaat kalitesi lüks veya birinci sınıf olan ayrıca arsa emlak vergi değeri 500 lirayı aşanlarda yüzde 8, bin lirayı aşanlarda yüzde 18 oranını düşündük. Bu uygulama 2013'ten itibaren alınacak ruhsatlarla ilgili hayata geçirilecek. Düzenleme kentsel dönüşüm alanlarını kapsamayacak. Ben bu düzenlemenin çok adil olduğu kanısındayım.
EMLAK VERGİSİ ORANI EŞİTLENECEK
Emlak vergileri gerçeği yansıtıyor mu, hayır. Bu yönde bir çalışma olmalı mı, evet. Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanı'yla yakın diyalog içerisindeyim. Belediyeler yer devletinse oranı yüksek tutuyor, özelse oranı aşağıya çıkıyor. İkisi de yanlış. Afşin Elbistan'da bulunan şeker fabrikasının arsa vergisi ile hemen yanında bulunan özel arsa arasında çok yüksek bir fark var. Bu sistemin köklü bir şekilde gözden geçirilmesi ve adam edilmesi gerekiyor.
HAYAL BİLE EDİLMEYECEK TEKLİF YAPTIK
Bizde tasarruflar düşük, yatırım iştihamız güçlü. Bu sorunu çözmemiz lazım. Vatandaşımıza hayatında hayal bile edemeyeceği teklifte bulunduk. Kamunun tasarruf dengesini iyileştirdik. Vatandaşa diyoruz ki, 'Sen 100 lirayı kenara koy, faizin yüzde 6 olduğu bir dönemde biz sana senelik yüzde 25 vereceğiz'. Yıllık asgari ücrete kadar siz tasarruf edeceksiniz biz onun yüzde 25'ini vereceğiz. Bu muazzam cömert bir tekliftir. Bu emekli içi çalışan için olacak bir düzenlemedir.
ALTYAPI VE DEMİRYOLLARINA YATIRIM
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak için memleketin suyunu, rüzgarını enerjiye dönüştürmek konusunda büyük bir çaba içerisindeyiz. Nükleer konuda da bir çaba içerisindeyiz. Bizim Almanya gibi olmamız lazım. Katma değer zinciriyle yukarı çıkmamız lazım. Bloklar halinde kesilmiş 27 TIR mermer bir tomografi cihazıdır. Bir uydu 6 ton tekstile bedel. 1.400 ton domates bir Ipad'a bedel. Bu nedenle yeni teşvik sistemi getirdik. Uzun vadede Türkiye'nin rekabet gücünü artıracak eğitime, altyapıya ve demiryollarına yatırım yapıyoruz.
TÜRKİYE ÜÇ ŞOKU BİRARADA YAŞADI
Biz bu sene demiryollarına 4.7 milyar para ayırdık. Tükiye şu anda cari açığı kalıcı olarak aşağı çekecek ne gerekiyorsa onu yapıyor. Bu sene nasıl bir sene olacak? Geçen sene çok sıkıntılı bir seneydi. en büyük ticari ortağımız, Avrupa Birliği ekonomisi daralıyordu, resesyondaydı. Jeopolitik gerilimler had safhadaydı. Petrol fiyatları yükseliyordu. Türkiye üç şoku bir arada yaşadı. Ona rağmen cari açığı azalttı. İç talebi yavaşlatma sonucunda Türkiye standartlarına göre büyüme mütevazı bir düzeye indi.
ÇALIŞABİLİR NÜFUS ÇOK ÖNEMLİDİR
Türkiye önümüzdeki 20-30 yılda yüzde 3 büyüme patikasına girmesi gerekiyor. Türkiye'de çalışabilir nüfus 50 milyonun üzeri. Bunun yarısı çalışıyor. Bunun iki sebebi var, bir erken emeklilik iki kadınların çalışma hayatına katılıyor olmaması. Bizim işsizleri de korumamız lazım. Türkiye'de parttime çalışma oranı çok düşük. Kadınların okulmasının açılmasının önemi büyüktür. Bunlar Türkiye'nin mikro gibi görünse de aslında makro sorunudur.
BU YIL İŞSİZLİKTE AZALMA OLACAK
Cari açıkta 2012'deki başarı önemli bir başarıdır. İlk defa Türkiye çok yüksek bir cari açık sorununu krize dönüştürmeden yönetebilmiştir. 2013 yılı büyümenin nispeten hızlandığı, iç talebin yükseldiği, enflasyonun muhtemelen 5-6 aralığında olacağı bir ortam, istihdamın arttığı, işsizliğin azaldığı bir ortam olacak. Bu sene nispeten daha olumlu bir beklenti içerisindeyiz. Avrupa nispeten daha iyi olacak, dünya nispeten daha iyi olacak. Cari açığı uzun vadede bu ülke çok daha yönetilebilir bir düzeye çekilecek ve yeniden yüksek büyüme patikasına oturacak.
KURUMLARIN KREDİBİLİTESİ ÖNEMLİ
Zor bir dönemden geçiyoruz. Gelişmiş ülkelerde faizin sıfır olduğu aşırı düzeyde paranın basıldığı bir dönem. Japonya'da, İngiltere'de, AB'de öyle. Bu süreçleri yönetmek kolay değil. Haritası çizilmemiş, yörüngesi belirlenmemiş bir dönemden geçiyoruz. Zor bir dönem geçirdik. O nedenle bence bu dönemde kurumların kredibilitesi önemlidir. Bizler bir takımın parçalarıyız. Ülkemizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa bu işi götürmek lazım diye düşünüyorum.
İNSANA VE BİLGİ İŞLEME YATIRIM
2001'den bu yana Türkiye'de karşılıksız para basılmıyor. Başbakanımız deyimiyle bu 'modern bir hırsızlık'tır. Biz bunu yapmıyoruz. Bir ülkenin uzun vadede performansını, kişi başına milli gelirini,ekonomini belileyen üç fakör var. Bunlardan bir tanesi kurumların kalitesidir. İkinci konu demografik yapıdır. Çalışma çağındaki nüfustur. O yüzden sayın Başbakanımızın çocuk sayısıyla ilgili uyarısı önemlidir. Üçüncü faktör verimliliktir. Bu da rekabet ortamına bağlıdır. Bir de yatırım yapacaksınız. insana yatırım yapacaksınız, bilgi işleme yatırım yapacaksınız.
MERKEZ BANKASI'NIN YENİ İŞLEVİ
Türkiye'de dalgalı bir kur politikası var. Bu kararı hükümet ve Merkez Bankası vermiş. Merkez Bankası burada faizi kullanarak talebi yönetmeye çalışır. Son yıllarda Merkez Bankası'nın finansal istikrarın koruması görevini de üstlendi. Cari açığın yönetilebilir bir düzeyde olması Merkez Bankası'nın duyarsız kalacağı bir husus değildir.
ÖZELLEŞTİRMEDE İKİ SAFHA VAR
Özelleştirmeyi iki safhada düşünmek lazım. Bir teknik boyutu var; bir varlığın değerinin tespit edilmesi, ihalesinin yapılması. Bütün bu süreçleri Özelleştirme İdaresi yapar. İkinci safhası sayın Başbakanımızın başkanlığında 4 bakanın da olduğu Özelleştirme Yüksek Kurulu sürecidir. Bahsettiğimiz özelleştirmelerle ilgili ilk safha tamamlandı. İkinci safhada bu hususlar değerlendirilir ve o çerçevede karar verilir. Geçen sene için bizim son derece mütevazı bir gelir elde etme hedefimiz vardı. Şu ana kadar bütün yıl boyunca aktarmamız gereken fazladan para aktardık. Özelleştirme anlamında verilecek kararlar bizi etkilemeyecek.
GALATAPORT İHALEYE ÇIKACAK
Enerjiyi dağıtım organizasyonun özel sektöre devri yapısal bir reformdur. Bu kaliteyi getirir. Elimizde kalan 4 tane dağıtım bölgelerinin ihalesini yapacağız. Şu anda hızlı bir şekilde yapısal reform mahiyetinde olan özelleştirmelerini yapacağız. Nisan'da eski Galataport projesi ihaleye çıkacak. Milli Piyango'nun lisans ihalesi olabilir. Türk Telekom'daki payımızın kısmen halka arzı gündeme gelebilir.
ÇİFTE STANDARTLI DAVRANDILAR
Bizim kredi notumuz 2002'den bu yana 6 katı arttı. Yunanistan'ın kredi notu bir anda arttı. Bu notlandırma çifte standartlı oldu. O nedenle bazen bu tür şeyleri kaale almamız gerektiğini söylüyoruz. 2003 ile 2012 arasında Türkiye doğan küresel yatırım 120 milyarın üzerinde. Kaale almayanlar da var, alanlar da vardı.
SİGARA KAÇAKÇILIK ORANI DÜŞTÜ
Tütün ürünleri üzerindeki ortalama vergi oranı yüzde 82'dir. Burada kaçakçılık oranı düştü. Avrupa'dan çok faklı değiliz. Alkolde ürüne bağlı olarak yüksek bulduğumuz ve düşük bulduğumuz alanlar var. Sonuçta bu alanda da en altlarda olmamakla birlikte en üstte de değiliz. En tartışılan konu akaryakıt. Bu işin birkaç boyutu var.
AKARYAKIT VERGİLERİ YANLIŞ DEĞİL
Geçen sene enerji ithalatına 60 milyar dolardan fazla para ödedik. Doğalgaz ve petrol ithalatı yoluyla. Bu bayağı yüksek bir rakam. Bu kadar yüksek vergiye rağmen. Bütçe için gelir ihtiyacının ön planda olmadığını düşünelim. Bu anlamda yine de Türkiye'de akaryakıt ürünleri üzerinde verginin nispeten yüksek olması yanlış bir politika değildir. Akaryakıt ürünlerinden önemli miktarda gelir elde ediyoruz. Vergiyi tabana yaymadan, makul düzeye getirmeyen bizim bu vergilerden vazgeçmemiz demek açığı arttırmak, borçlanmak demektir. Bu da vatandaşın geleceğini ipotek altına almak demektir.
AKARYAKIT VERGİ YÜKÜ ARTMADI
Biz akaryakıtta vergi yükünü gerçekten arttırmadık. Siz 2002'de benzinciye gittiğinizde 100 liralık benzinin 70 lirası vergiye gelirdi. Bugün benzinciye gidin 100 liralık benzinin 60 lirasını vergi olarak ödeyeceksiniz. Ben vatandaş perspektifinde bu eleştirileri saygıyla karşılıyorum ama Maliye Bakanı olarak doğru buluyorum.
OTOMOTİV SEKTÖRÜNÜN ÖNÜ AÇILMALI
Türkiye'de satılan binek araçlarının yüzde 75'i ithal. Biz ağırlıklı olarak ticari araç üretiyoruz. Geleneksel olarak Türkiye'de otomotiv vergisi yüksektir. Aslında sektörün üstünde bir engeldir. Burada gelir saiki yüksektir. Batıda da KDV vardır ama bizde ilaveten ÖTV var. Bahsettiğim gelir reformunda başarılı olursak iki alanda iletişim üzerindeki vergi yükü ve ikinci olarak da otomotiv sanayiinin önü daha da açılabilir.
GELİR VERGİSİ REFORMU ÇOK ÖNEMLİ
Elektrikli araçlarda ÖTV yok, hibritlerde var. Otomotiv sektöründe çevreyi ilgilendiren faktörlere de dikkat etmek lazım. Sistemin aksak yönleri var. KDV konusunda samimi bir adım attık. Bunun benzeri hususlar var. Yeni gelir vergisi reformuyla bu hususların bir kısmı, düzenlenebilir,iyileştirilebilir olacaktır.