Türk Büro-Sen'e üye olan ve Bolu Maliyesi'nde görev yapan memrular bir günlük iş bırakma eylemi yaptılar. Bir çok vatandaş eylemin olduğunu bilmediğinden kapıdan dönmek zorunda kalırken, Maliye çalışanları, Merkezi Ankara'da bulunan Genel Müdürlükten, bilgasayarların fişlerinin çekildiğini belirttiler. Öğle saatinde Kent Meydanı'nda toplanan Maliye, Adliye, SGK'da çalışan Türk Büro-Sen üyeleri açıklamada bulundular. İş bırakma eylemine Bolu'dan 170 personelin katıldığı belirlenirken, Valiliğin bu kişiler hakkında işlem yapıp yapmayacağı ise merak konusu oldu.
Türkiye genelinde olduğu gibi Bolu'da Memur-Sen'e bağlı Türk Büro-Sen üyeleri bir günlük iş bırakma eyleminde bulundular. Özellikle Maliye çalışanları iş bırakarak, akşama kadar çalıştıkları kurumun dış kapı girişinde dikilerek birbirleriyle muabbet ederek eylem yaptılar. Bir çok vatandaş ise bir günlük iş bırakma eylemini bilmediği için Maliye'de işlerini yapamadılar ve kapıdan geri dönmek zorunda kaldılar.
Dün saat 12.30'da Kent Meydanında toplanan bazın açıklamasına yaklaşık 200 kadar Türk Büro-Sen üyesi memurlar katıldı. Adliye çalışanları ise ellerindeki Türk bayrakları ve sendika bayaraklarıyla alana kadar yürüdüler. Türk Büro-Sen Bolu Şube Başkanı Hasan Fahri Baylav, “Uluslara arası hukuk ve yasalardan kaynaklanan meşru hakkımızı kullanarak bugün üretimden gelen gücümüzü kullandık ve buradayız. Bugün ülke genelinde bir günlük iş bırakma grevi gerçekleştirilmektedir.Gerçekleştirdiğimiz iş bırakma bir uyarıdır. Taleplerimizin karşılanmaması halinde bugünkü eylemin ayak sesleri olduğunu siyasi iradeye hatırlatmak isteriz. Türk Büro- sen olarak bu güne kadar kamu görevlilierinin hak ve menfaatlerini korumak geliştirmek, kamu çalışanlarının ekonomik ve sosyal hakkında iyileştirme yapılmasını sağlamak için tüm gayretimizle, samimi olarak her türlü platformda mücadelemizi sürdürdük” dedi.
Baylav, açıklamasını şöyle sürdürdü: “O masalarda,kamu çalışanlarının temsilcisiyim diyerek sizleri pazarlayanlar, hükümete yandaş, sözde sendikalara şahit olsak da, bizler Türk Büro- Sen ve konfederasyonumuz Türkiye Kamu- Sen olarak hep direndik. Direnmeye devam ettik. Sizler için direnenler bugün alanlarda, siyasi iradeye teslim olanlar ise, rahat koltuklarında oturmaya devam etmektedirler. Son 10 yıllık AKP iktidarları dönemi ve özellikle 12 Eylül referandumuyla başlayan süreçte, 2 Kasım 2011 tarihinde TBMM'den kaçırılırcasına bir gecede çıkartılarak uygulamaya konulan 666 sayılı KHK ile kamu çalışanları arasında kabul edilemez ücret farklılıkları oluşturdular. Bazı kazanılmış haklarımızı da gasp ettiler. İş yoğıunluğu ve personel eksikliği nedeniyle özellikle Maliye bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığı, Sosyal Güvenlik kurumu ve Nüfus Vatandaşlık işleri Genel müdürlüğü personelinin fiilen fazla mesai yapmalarına rağmen 666 Sayılı KHK ile fazla mesai ücretleri gasp edilmiştir. Kamu çalışanları olarak 01 Ocak 2013 tarihi itibariyle her ay 200 TL ile 700 TL arasında gelir kaybına uğramışlardır. Yine Adalet Bakanlığınca nüfusu 200 binin üzerinde bulunan ile merkezlerinde çalışanlara verilmekte olan ulaşım giderlerinin Bakanlıkça yayımlanan bir genelgeyle kaldırılması sonucu ilave olarak 70-80 TL gibi bir kayba daha uğratıldı. Başta SGK, Türkiye İş kurumu olmak üzere, kurumların yıllardır kazanılmış hakkı olan ikramiyeleri, ilave ek ödemeleri kaldırılmıştır”
ALANLARI DOLDURACAĞIZ
Baylav, hakların alınmasına kadar alanları dolduracaklarını da dile getirerek, “Bütün bunlar yetmezmiş gibi, şimdide kamu çalışanları Devlet memurlarının iş güvencelerinize göz dikilmiştir. Güvencesiz çalışma,taşeronlaşma,esnek istihdam, performansa dayalı ücret sistemi gibi kamu çalışanlarının asla kabul edemeyeceği yeni bir çalışma hayatı dayatılmaktadır. Ama unutmasınlar ki, bizler dün olduğu gibi, bugünde ve bundan sonra da sahaya inmekten, alanları doldurmaktan geri durmayacağız. İşte şimdi ; Fazla çalışma ücretlerimizin ödenmesi için Kesilen yol paralarımıın ödenmesi için, El konulan ikramiyelerimiz ve ek ödemelerimizin yeniden ödenmesi için, Gerçek anlamda iş tanımlarının yapılarak, eşit işe eşit ücret için,Taşeronlaşmaya son verilmesi için, 4/C'li güvencesiz çalışmaya hayır demek için, Uluslararası normlara, toplu sözleşme, grev hakkı, tam bağımsız hakem kurulu ,siyasete katılma haklarımız için, Her türlü ödemenin emekililiğe yansıtılması için, İş güvencemize sahip çıkmak için alanlardayız” dedi.
BÜRO EMEKÇİLERİNDEN DE DESTEK
Büro Emekçileri Sendikası Bolu İl temciliği üyeleride bir günlük iş bırakma eylemine destek verdiler. Baylav'dan sonra bir konuşma yapan Büro Emekçileri Sendikası Bolu İl Temsilcisi Mustafa Özbek, şunları söyledi: “Son on yıl içinde toplumun diğer kesimleri gibi kamu emekçilerinin de maaşları sürekli olarak erimiş, satın alım gücü belirgin bir şekilde azaltılmış. Her yıl yüzde 2-3 gibi sefalet zamlarına mahkum edilen kamu emekçileri, açlık sınırına yakın, yoksulluk sınırına uzak bir yaşam sürmek zorunda bırakılmıştır. 2012 yılı başından itibaren doğalgaz, elektrik ve akaryakıtın yanı sıra temel tüketim maddelerine toplamda yüzde 30'u aşan oranlarda zam yapılırken, kamu emekçilerinin maaşları yüzdelik zamlarla artırılmıştır. Hükümet “ Ekonomimiz büyüor, dünyanın en büyük 17. Ekonomisi olduk” diyerek övünmektedir. Bu büyümeden pay isteyen kamu emekçilerine gelince “ kaynak yok” yalanlarının arkasına sığınılması ise kabul edilemez” dedi.
AKP'Yİ SUÇLADI
Özbek, AKP'yi suçlayarak açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “AKP hükümeti döneminde kamuda sözleşmeli, taşeron v.b farklı statülerdeki güvencesiz çalıştırma uygulamaları hızla artmıştır. Devlet eliyle esnek, güvencesiz, kurasız ve sendikasız çalıştırma özendirilmektedir. Kamuda işçi ya da kamu emekçisi ayrımı yapılmadan bütün esnek, kuralsız ve sendikasız çalıştırma özendirilmektedir. Kamuda işçi ya da kamu emekçisi ayrımı yapılmadan bütün esnek, kuralsız ve güvencesiz çalışma biçimlerine son verilmesini ve tüm emekçilerin iş güvencesine sahip olarak çalıştırılmasını istiyorum. Sendikal örgütlük üzerindeki baskıların son bulması için. İşyerlerindeki tüm emekçileri mücadele içinde birleşmeye, tüm emekçileri baskılara karşı birlik olmaya, haklarımıza ve geleceğimize yönelik muhtemel saldırılara karşı ortak hareket etmeye çalışıyoruz..