TÜGİAD, 10 Mart 2009 Salı günü The Marmara Otel’de Alinur Velidedeoğlu’nu ağırladı. Açılış konuşmasını yapan TÜGİAD Başkanı Lütfü Küçük, yeni üyelerine rozet taktıktan sonra konuşmasını gerçekleştirmek üzere sözü Alinur Velidedeoğlu’na bıraktı.

TÜGİAD’ın kurucularından olan Alinur Velidedeoğlu, TÜGİAD’ın kaliteli bir topluluk olduğunu, şimdilerde yaklaşık 30 milyar dolar bir ciroyu çevirdiğini ve bunun oldukça önemli bir rakam olduğunu ifade etti ve TÜGİAD ile iş hayatındaki deneyimlerini paylaştı.

Alinur Velidedeoğlu, “yalan ve rüşvet” kavramlarının okul öncesi çağda aile içinden başladığını ve profesyonel hayata taşındığını belirterek, bunun iş dünyasına büyük zarar verdiğini ve bertaraf edilmesi gerektiğini ifade etti. TÜGİAD’ın böyle bir kampanya yürüterek bu misyonu üstlenebileceği, Velidedeoğlu’nun Genç İş Adamları’na sunduğu öneriler arasında yer aldı.

37 yıldır iş hayatının içinde olduğunu belirten Velidedeoğlu, ‘yer altı dönemim’ dediği dönemin, iş hayatına atıldığı ilk yıllarda öğrenme sürecinin hızla devam ettiği ve pek kimse tarafından tanınmadığı bu sürecin en yoğun çalıştığı dönem olduğunu söyledi. ‘Başarı’nın da aslında tam olarak bu dönemde yeşerdiğini, sonrasında var olan yatırımları büyütmenin gerçek anlamda başarı sayılmayacağını da sözlerine ekledi. Profesyonel hayatın ilk yıllarında karşımıza çıkan tüm fırsatları çok iyi değerlendirerek dönüm noktaları haline getirmek gerektiğini de vurguladı.

Aliesinin mimar olmasını istediği Alinur Velidedeoğlu, çocukluk yıllarında ‘Eve alınan legolarla bina yapacağıma karpuz, kavun yapıyordum’ diyerek aklında her zaman reklamcılık olduğunu, mimarlığın – mühendisliğin zirvede olduğu dönemlerde bu mesleklere hiç yönelmediğini anlattı. Reklamcılığa kendisini özendiren, dikkat çektiren bir anekdota da yer verdi. O dönemlerde Jacques Séguéla’nın ünlü bir Fransız dergisinin kapağında Rolls-Royce marka bir arabanın önünde verdiği pozun bir reklamcının da ciddi kazanımlar elde edebileceğini göstermesi bakımından kendisini oldukça etkilediğini paylaştı.
 
Velidedeoğlu 24 yaşında kendi şirketini kurarak ne aşamalardan geçtiğine de kısaca değindi. O zamanlar çok reklam veren tekstil sektörünü araştıran Velidedeoğlu, Çarşaf üreten bir firmanın reklam işi için başvuran 15 ajanstan ilk üçe kaldıkları günün kendisi için çok önemli olduğunu belirtti.

Genç nesillerin babalarından iyi olma mecburiyeti var, aksi taktirde başarı elde edilemez. Gençlerin önünü açmak gerektiğini, bir şirketin uzun vadede kalıcı olabilmesi için genç fikirleri hayata geçirmek gerektiğini söyledi. Onlara hata yapma hakkının da tanınması gerektiğini belirtirken ‘Ben üç kez aynı hatayı yapana geçmiş olsun diyorum, ama bir – iki kez hata olur, buna fırsat tanımak lazım’ dedi.

Vehbi Koç’un ‘İşit, Gör, Söyleme’ sözünü Genç İş Adamları’na hatırlatarak bu sözün çok işine yaradığını, bilgileri kendimizde saklamamızın egoistlik olduğunu ama profesyonel iş yaşantısına çok katkı sağladığını, rakiplerden sıyrılmanın önemli bir yolu olduğunu da vurguladı.

Son olarak hayal etmenin çok önemli olduğunu ve her zaman gerçekleşebileceğine inandığımız noktanın çok ötesinde bir hedef belirlemek gerektiğini belirtti. Daima ulaşamayacağını hayal etmelisin diyen Alinur Velidedeoğlu, Sabancı’nın ‘Çok çalışacaksın, azimli olacaksın, sabretmeyi bileceksin’ öğüdüne de çok önem verdiğini sözlerine ekledi.

TÜGİAD üyelerinden gelen ‘Yalan’a Hayır’ dediniz ama zaten çoğu reklamda yalandan ibaret değil mi?’ sorusuna ‘Ben güzel değil, doğru reklam yapmaya özen gösteriyorum’ diyerek yanıt verdi.

TÜGİAD Hakkında