İskender Kebap'ın tescil hakkını elinde bulunduran Bursa İskender Kebap'ın sahibi Yalçın Ulusoy, İskender'in öyküsünden başladığı sohbetinde İskender Kebap'a özgü bilgiler de verdi.

Bursa Kayhan çarşısında başlar İskender Kebabın öyküsü. Osmanlı’nın savaş yıllarında askerlik yapmış olan İskender Efendi, eve döndüğünde ne iş yapacağını bilmemektedir. Aynı çarşıda kasaplık yapan abisinin yardımıyla Kayhan Camii'nin yanında yol kenarında seyyar olarak kebapçılık yapmaya başlar.

Dürüstlüğü ve yaptığı işte sağladığı lezzet farkıyla İskender Efendi, çok kısa zamanda tanınır.

Bolu'da Tabaklar Mahallesi Börekçiler Sokak'ta Bursa İskender Kebapçısı iş yerinin sahibi Yalçın Ulusoy, İskender Efendi'nin torunu, yani İskender kebabının tescil hakkını elinde bulunduran ailenin işi bilen varislerinden.

KEBAPÇI İSKENDER'İN TORUNLARIYIZ

Yalçın Ulusoy, gerçek İskender kebabıyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Öncelikle ve hatta kesinlikle diyebilirim bir lezzet farkını almadan, tatmadan gerçeğini ayırt etmek çok zor. Türkiye'nin her tarafında İskender kebapçısı adını kullanan birçok kişi var. Ancak marka tescil olarak bu bizim ailemize ait. İskender kebabı Türk mutfağına mal olmuştur. Gerçeğini ayırt etmek için Kebapçı İskender isminin ön planda görülmesi lazım. Biz İskender kebapçısıyız ve kebapçı İskender'in torunlarıyız. İskender kebabını ilk defa yapan kişidir. Tabi Bolu'da bu işi yapmanın zorlukları var. Kebapçı İskender olarak dükkânı ilk açtığım zaman, Adana Kebabı, Urfa Kebabı isteyen lahmacun isteyen müşteriler oldu. Ben de Bursa İskender Kebapçısı olarak değiştirdim adını.”

HEM UCUZ HEM KALİTELİ ÜRÜN ELDE ETMEK MÜMKÜN DEĞİL

Ulusoy, kaliteyle ucuzluğun asla yan yana gelmeyeceğini şu sözlerle ifade ediyor: “Bolu bir öğrenci şehri olarak anılmaya başlandı. Her şey öğrenciye yönelik yapılmaya başlandı ve yiyecek sektörüne de yansıdı. Öğrenci tabi ki en ucuzuna yönelir ve bu da kaliteyi düşürmek anlamına gelir. Bugün etin kilosu 15 lira. Demek istediğim hem kaliteli hem ucuz hem sağlıklı ürün elde etmek mümkün değildir.”

HER ŞEYİN BİR KÜLTÜRÜ VARDIR

Yapılan her işin bir usulü olduğunu belirten Ulusoy; “Elimizdeki değerlerin kıymetini bilmek. Önceleri her şeyin en güzeli yapılırdı, sokaktaki esnaflardan tutun, ustalıklar, çıraklıklar dürüstlük anlayışı çerçevesindeydi. Yardımlaşma vardı. Bizim milletimizde her şeyi doğru yapma anlayışı vardır, ama bu zaman içinde yozlaştı. Biz geçmiş nesillerin emanetini devam ettirmeyi borç bildik. Biz geçmişten öğrendiğimiz ahlaki değerlerle bu işi yapmaya devam ediyoruz. Gerçek İskender kebabı 130 yılı aşkın bir geçmişe sahip, doyulmaz lezzetinin yanında geleneksel uygulamalarıyla da kabul görmüş ve ün salmıştır. Gerçek İskender Kebabı tek başına servis edilir. Ön yemek ya da yardımcı yemek servisi yapılmaz. İskender döneri meşe kömürü ateşinde pişirilir ve kişiye özel servis yapılır. Bu yüzden hazırlanışı esnasında bir müddet beklemek gerekir. Bu bekleme süresi uzamış ise, bu kusurdan dolayı özür dilenir. Demek istediğim her şeyin bir kültürü vardır. İskender kebabı için de bu geçerlidir” şeklinde bilgiler veriyor.

BU İŞİ MÜKEMMELLEŞTİRMEK İSTİYORUZ

Yalçın Ulusoy, yaptıkları işin Bolu turizminin gelişmesine katkısı o lduğunu şu sözlerle açıklıyor. “Elimizden geldiğince her şeyin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. İmkânlarımız daha fazla olsa, çok daha fazla şey yaparız. İdeallerimiz var. İlerde finansman olarak daha iyi noktalara gelirsek bu işi mükemmelleştirmek istiyoruz. Bu işin Bolu turizmine de katkısı olacaktır. Biz ne kadar başarılı olursak o kadar fayda sağlarız. Örneğin burada Kartalkaya'ya gelen insanlar, bize uğramadan geri dönmüyorlar. Düzce'den sadece bizim için gelip giden müşterilerimiz var.”