Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, sivil, özgürlükçü, kurumlar arası ilişki ve hiyerarşik yapının belirlendiği, milletin değerlerine uygun yeni bir anayasa hazırlanarak yürürlüğe konulması gerektiğini söyledi.
Bolu Abant Tabiat Parkındaki Büyük Abant Otel'de toplanan Memur-Sen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu, ülke genelindeki sorunları masaya yatırıldı. 2 gün süren toplantıda alınan kararlar sonuç bildirgesi olarak açıklandı. Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, toplumun sorunlarına sivil perspektifle çözüm aramayı ilke edindiklerini belirterek, “Türkiye'nin temel sorunu demokratikleşmedir. Türkiye'nin tam olarak demokratikleşmesi, demokrasi standartlarının yükseltilmesi, demokratik zihniyet değişimi elzemdir. Bu çerçevede, siyasi olarak yapılması gereken yeni anayasadır. Evrensel değerler çerçevesinde şekillenen yeni bir anayasa ile, yeni bir toplumsal konsensüs oluşacaktır. Sivil, özgürlükçü, kurumlar arası ilişki ve hiyerarşik yapının belirlendiği milletin değerlerine uygun yeni bir anayasa hazırlanarak yürürlüğe konmalıdır. Güvenlik gerekçe gösterilerek özgürlükleri kısıtlayıcı, insan haklarını ihlal edici düzenlemelerden vazgeçilmelidir” dedi.
YÖK'ÜN ANAYASAL KİMLİĞİNE VE VARLIĞINA SON VERİLMELİDİR
YÖK'ün Anayasal kimliğine son verilmesi gerektiğini açıklayan Gündoğdu, şöyle konuştu: “Özerk üniversite ve özgür bilim hedeflerine ulaşabilmek için YÖK'ün Anayasal kimliğine ve varlığına son verilmelidir. Ayrıca, mesleki eğitimin önünü tıkayan katsayı adaletsiziği mutlaka giderilmelidir. Türkiye'yi bürokratik oligarşinin değil, halkın seçtiklerinin yönetebilmesi için sivilleşme ve demokratikleşme çalışmalarına hız verilmeli, yargı, eğitim ve kamu yönetiminde yapısal değişim ve dönüşüm başlatılmalıdır. Kadınların çalışma hayatı ve öğrenim hakkını engelleyen başörtüsü yasağı derhal kaldırılmalıdır. Hükümet küresel krizi okumayı sürdürüp, yeni dersler çıkarmaya ve bu dersler ışığında çözüm paketleri açıklamaya devam etmelidir. Bu kapsamda, son olarak açıklanan teşvik ve istihdam paketinin talep artırıcı yönü bulunmamaktadır. Bu çerçevede talebi artırarak piyasaları canlandıracak yeni bir pakete ihtiyaç vardır. Memur, emekli, işçi, asgari ücretliler başta olmak üzere dar ve sabit gelirlilere asgari ücret tutarında her altı ayda bir, ekonomik kriz geçinceye kadar kriz çeki ödemesi yapılmalıdır.”
KORUYUCU DİN BİLGİSİNE VE DİN EĞİTİMİNE HERKESİN İHTİYACI VAR
Mardin ve Adana'da yaşanan katliamların, ekonomik ve sosyal sebeplerden değil, ahlaki ve manevi eğitim eksikliğinden kaynaklandığını söyleyen Gündoğdu, “Özellikle gençlerimizi şiddete yönelten sorunlar doğru tespit edilerek gerekli tedbirler alınmalıdır. Bu ülkenin yüzde 99'u Müslüman olduğuna göre, koruyucu din bilgisine ve din eğitimine herkesin ihtiyacı var. Görüyoruz ki son süreçte satanizm, uyuşturucu, alkol ilköğretimin birinci kademelerine kadar inmişse, bu da devlet sorumluluğu ile sivil toplum örgütlerinin bilinçli sorumlu sendikacılık anlayışı ile birlikte çözülmesi lazım. Önlem olarak din eğitiminin etkinleştirilmesini tavsiye ediyoruz” dedi.
İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİN VE İŞLENEN FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLERİN HESABININ SORULMASINI İSTİYORUZ
Ergenekon soruşturmasını ve davasını, Türkiye'nin aydınlık yarınlarına giden yolda engellerin ortadan kaldırılması olarak gördüklerini açıklayan Gündoğdu, şöyle devam etti: “Delillerin ortadan kaldırılması olarak görüyoruz. İnsan hakları ihlallerinin ve işlenen faili meçhul cinayetlerin hesabının sorulmasını istiyoruz. Türkiye'nin kirlerinden, kamburlarından, bürokratik, oligarşik yaklaşımlarından kurtulma fırsatı olarak görüyoruz. Şemdinli savcısının arkasında durulmama hatasından kurtuluş, Ergenekon Terör Örgütü savcılarının arkasında durulma mecburiyeti ve üstünlerin hukukundan kurtulup, hukukun üstünlüğüne giden yolda bir arınma olarak görüyoruz. Millet adına, insan adına siyaset yapan bütün siyasi partileri de ETÖ'nün avukatlığını bırakıp milletin avukatlığını yapmaya davet ediyoruz.”