Politikacı konuşmaya başlar;

“İki metropol arasında nefes alma kenti Bolu”

ya da

“Türkiye'nin İsviçre'si Bolu.”

Ne demekse?

İyi de, politikacı bu desteksiz lafları ederken, bu kentin artan nüfusu ve yetersiz alt yapısı, giderek kronikleşen çevre sorunları ile ilgili herhangi bir öneri getirmez.

İşte tam bu noktada, Bolu Belediyesi'nin çözüme yönelik yatırımlarını ve icraatlarını ayrı bir noktada değerlendirmek gerek.

Hangi siyasi noktada durursanız durun, bu faaliyetleri politikacıların tumturaklı ama içi boş söylemlerinden ayırt etmek şart.

O zaman yola çıkmak lazım.

Biz de öyle yaptık.

Habercilerimiz kolektör hattı, Büyüksu, pis su arıtma tesisi, sanayi atıklarının derelere karıştığı bölgelere kadar bir inceleme başlattılar.

İnceleme gezimizin bir bölümüne, Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz da katıldılar.

İşte, bitirilme noktasına gelen pis su arıtmanın ve bağlantılarının hikayesini paylaşalım.

Ama öncelikle,

Bolu Belediyesinin atık su ile ilgili yatırımları, birbirine entegre yatırımlarının ayrıntısına girilmeden konuyu anlatabilmek oldukça güç.

Abant'tan bu yana gelen 41 km uzunluğundaki kolektör hattı, Karacaağaç civarında inşaatı tamamlanmak üzere olan atık su arıtma tesisi ile birleştiğinde atık suların, evsel ve sanayi atıklarının temizlenerek doğaya tekrar deşarjı mümkün olabilecek.

Gölköy içme suyu rezerv alanının korunabilmesi için bu şart. Abant deresi, Büyüksu deresi gibi Gölköy'ü besleyen akarsuları kirleten işletmelerin atıkları kolektör hattına bağlanarak, akarsularla temas etmeden atık su arıtma tesisine gelecek.

Bu bağlamda kolektör hattı tanımına da bir açıklama getirmekte fayda var.

Kolektör hattını evsel veya sanayi atıklarını arıtma tesisine bağlayan hat olarak da tanımlayabiliriz.

Mudurnu Çayı, Abant dereleri, Koru Otel'in yanından geçen dere ve buralara karışan atık sular da kolektör hattına bağlanmış durumda.

Bu akarsulara ayağı olan köylerin kanalizasyon çıkışları da kolektör hattına bağlanacak.

Böylelikle bu önemli dere ve akarsuların geleceği kurtulacak.

Bu, Bolu'nun çevresini kuşatan önemli projenin de elbette maliyeti var.

Maliyete katkıda bulunacak olanlar ise, konu edilen akarsu ve derelere atıklarını şimdiye kadar deşarj eden ticari kurumlar.

Tabii Abant Otelleri ve diğer ticari kurumlar.

Bu deşarj edilen suyun hacmine göre maliyetler değişecek.

Ticari kurumlar bu konuda Belediye ile ihtilaflı.

Yargıya başvuran ticari kurumlar ve işletmeler, kolektör hattına deşarj edilecek atıklar konusunda hukuki süreç başlattılar.

Abant'ın Bolu Belediyesi’ne bağlanması konusunda Başkan Alaaddin Yılmaz'ın ısrarının arka planında, kolektör hattının düzgün çalışmasını sağlamak ve maliyetler konusunda yükün tamamını Belediye’ye yüklememek.

Pis su arıtma tesisinin verimli çalışabilmesi için kolektör hattının havzaya tam olarak hakim olması gerekiyor.

Bolu İl Özel İdaresi’nin ise böyle bir gailesi yok.

Yani çevre sorunları ile direkt bir alakası.

Olsa bile ikinci planda.

Büyüksu'nun Eskişehir Porsuk ırmağına dönüşebilmesi, çevre kirliliğine son verilebilmesi, bu entegrasyonun aksaksız işlemesi ve kontrolünün tamamen pis su arıtma tesisini çalıştırma sorumluluğu uhdesinde olan Bolu Belediyesi’nde olması gerekiyor.

Bu kısa açıklamadan sonra konunun ayrıntılarına girebiliriz artık.

CANLI YAŞAMIYOR

Şu anda üzerine bastığım boru, sadece sanayiye ait atıkların geldiği hat. Bu hattın kimyasal olarak ne içerdiğini şu anda bilemiyoruz.

Dolayısıyla Büyüksu’da balık olmasının önüne geçen, canlı yaşamasının önüne geçen hattın bu olduğu kanaatindeyiz. Ama tabi tesislere sorduğumuz zaman, herkes arıtma tesislerini çalıştırdıklarını ve içilecek su verdiklerini söylüyorlar.

Ama, şuanda sanayilerden gelen atıkları ayrı bir hat olarak bu borudan getiriyoruz.

Yan tarafta bir atık su borusu daha var. Biraz daha berrak gelen aynı büyüklükteki bir borudur. O borunun ucu Abant'tan ve Bolu Dağı'ndaki Emniyet Lojmanları'ndan geliyor.

Sanayi ve Abant'tan gelen bu iki boru hattı, Büyüksu deresinin Karacasu'da bulunan bu noktasında birleşiyor.

Ve bu noktadan sonra incelemelerimize göre hiçbir canlı yaşamamakta. Eğer bu boruları yapmasaydık, Büyüksu deresinin hiçbir yerinde canlı yaşamayacaktı.

Geliyoruz daha önce de haber yaptığımız bu kirli sudan tarlalarını sulama mecburiyetinde olan çitçilerimize.

Ve sonra sözü yine Başkana veriyoruz.

Başkan tarlaların pis su ile sulanmasına şiddetle karşı;

Burada ister istemez Başkan'dan üzüntü dolu açıklamalar alıyoruz…

TARLALAR PİS SUDAN SULANIYOR

Tarımla uğraşan çiftçilerimiz, tarlaları cansız hayatın olduğu bu sudan suluyorlar.

Ve biz bu tarlalarda yetişen mahsulleri tüketiyoruz.

Bolu'nun en önemli suyu olan Büyüksu canlı yaşamayan, kokudan geçilmeyen bir yer haline geldi. Burada sadece Bolu'nun kanalizasyonu var. Bizim amacımız şuydu; arıtma tesisine kadar Bolu'nun batısında kalan bütün havzanın hem kanalizasyon atıklarını, hem de sanayi atıklarını toplayıp büyük suya vermeden pis su arıtma tesisine götürmek. Pis su arıtma tesisine geldikten sonra da arıtıp Büyüksuya vermek ve komple temizlemek. Bu devasa bir proje. Bu suların Büyüksu ile birleştiği noktanın yukarısında balıkların ve canlıların bulunduğunu görüyoruz. Amacımız bu atık suları Büyüksu kenarındaki bacalarda toplayıp arıtma tesisine verebilmek. Şu an bu projeyi gerçekleştirmeye çalışıyoruz.

Devam edecek……