TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Bolu Şube Başkanı Cahit Çıngı, Marmara Depremi ile ilgili açıklama yaptı. Çıngı, depremle ilgili yaptığı açıklamada Ahmet Mete Işıkara'nın demecinden alıntı yaparak, “Karpuzcunun,berberin bina yapmasına izin verenler de kabahatlidir” dedi.
İnşaat Mühendisleri Odası Bolu Şube Başkanı Cahit Çıngı, “17 Ağustos 2009 tüm Türkiye'yi sarsan, acıya ve yasa boğan Marmara depreminin 10. yıl dönümü. İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkezi'nin organizasyonuyla ve tüm şubelerimizin katılımıyla, Gölcük Kavaklı Beldesi'nde 'Deprem Duyarlılık' Yürüyüşünü ve anma programını gerçekleştirdik ve döndük. Bu depremde hayatını kaybeden insanlarımızı rahmetle anıyor, kederli ailelerine baş sağlığı diliyorum” dedi.
BİNALARIN İNŞAAT İŞİYLE ALAKASIZ KİŞİLER TARAFINDAN YAPILIYOR OLMASI EN VAHİM DURUM
Çıngı açıklamasının devamında, Ahmet Mete Işıkara'nın demecinden alıntı yaparak, “Ayrıca geçmişte olduğu gibi bugün de binaların inşaat işinin, alakasız kişiler tarafından yapılıyor olması en vahim durum. Prof. Ahmet Mete Işıkara'nın geçtiğimiz gün Milliyet gazetesinde çıkan röportajından bir alıntıyı aktarayım: '1998 depreminde 150 kaybımız var. 105'i aynı apartmanın çöküşü ile öldü. Müteahhidi kim dedim, şuradaki karpuzcu dediler. İki yıl önce İstanbul’da bir apartman çöktü müteahhidini öğrendim, berbermiş.' Karpuzcunun, berberin bina yapmasına izin verenler de kabahatlidir” diye konuştu.
YETKİLİLER, YAŞANAN ACILARIN SORUMLULARI OLACAKLARDIR
Çıngı, tespit edilen rakamlara işaret ederek şu şekilde konuştu: “Acı tespitte de görüldüğü gibi ehil kişilerce yapılmayan yapılar ve buna izin veren sistemi yaratan yetkililer, yaşanan acıların sorumluları olacaklardır. İstanbul’da resmi kurumların yaptığı deprem senaryosunda, bir büyük deprem durumunda, kentle %1'lik çökme, %6 ağır hasar, %15'lik ağır ve orta hasar sınıfına giren bina stokuyla karşılaşacağımızı gösteriyor. Kentte bina sayısı bile kesin olarak bilinmiyor.”
DUMANSIZ HAVA SAHASI BENZERİ BİR KAMPANYA İLE TOPLUM DUYARLI HALE GETİRİLMELİ
Çıngı açıklamasının sonunda, “Türkiye sanayisinin % 40'ı Marmara bölgesinde olup, bu bölge 15 milyona varan bir nüfusa sahiptir. 25 bin yapının zemini heyelan, 15 bin yapının zemini ise sıvılaşma riski taşımaktadır. 109 bin yapı ise dere ve vadi yataklarına inşa edilmiştir. Uzmanların yukarıda söylediklerinden sonra fazla söze gerek yok. Daha fazla geç kalmadan hükümeti bürokrasi ve tüm iletişim araçlarıyla Dumansız Hava Sahası benzeri bir kampanya ile toplum duyarlı hale getirilmeli, hukuksal sorunlar giderilerek mevcut bina stoku güçlendirmeye tabi tutulmalıdır. Sözlerimi dün sabah Gölcük'te gördüğüm bir sloganla noktalıyorum: 'Sallanacak vakit yok'” dedi.