DTP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılma kararı, ülkenin siyasi gündemine bomba gibi düştü. Karar sonrası yeni gelişmelerin ne yönde olacağına ilişkin durum tahlilleri yapılırken, biz de ilimizde sağ ve sol görüşün öne çıkan siyasi parti başkanlarına, DTP'nin kapatılma sürecini sorduk.

AK Parti İl Başkanı Ali Ercoşkun konu, ile ilgili yaptığı açıklamada; “DTP hakkında 2007 yılında açılmış bir kapatma davası vardı. Türkiye'nin siyasi hayatına bakıldığında, 28 tane kapatılmış parti var. Kürt etnik kimliğine dayalı olarak siyaset yapan 5 siyasi parti de bu süreçte kapatılmıştı. Kapatma davası ile ilgili iddianameye baktığınızda ve hukuku da önünüze koyduğunuz zaman, açıkçası Anayasa Mahkemesi tarafından alınan karar hiç birimiz için sürpriz olmadı. Alınan karar beklenen bir sürecin neticesi oldu. Türkiye'de hukukun aldığı kararlar tartışmalı kararlar olsa da, Anayasa Mahkemesi oy birliği ile DTP'nin kapatılmasına karar verdi. Milli birlik ve kardeşlik projesi olan Demokratik Açılım süreci, bu kapatılma söz konusu olduktan sonra çok daha dikkatli, sakin ve sabırlı bir şekilde yürütülmesi gerekiyor. Hem hükümet tarafından, hem devlet kurumları tarafından atılacak adımlar gerçekten çok dikkatli bir şekilde atılmalı. Demokratik Açılım süreci toplum tarafından çok olumlu karşılanırken, DTP'nin, dolayısı ile PKK'nın Habur sınır kapısında yapmış olduğu provokasyonlar, toplumun her kesiminde çok ciddi manada yara açtı. Dolayısı ile bu süreçten en fazla etkilenecek partinin DTP olacağını söylemiştim. Etnik kimliğe dayalı olarak siyaset yapan bir siyasi oluşumun artık dünyada hiçbir karşılığının olmadığını söyledim. Bizim AK Parti olarak temennimiz, bu tür partilerin gönlünde bitmesi yönündeydi. Partilerin kapatılması ile ilgili tavrımız ise, partilerin vatandaşın gönlünde kapanması yönünde. Tabi ki suç unsuru taşıyan kişiler olabilir. Dolayısı ile suç işleyen kişilerin cezalandırılması gerekir. Ama bu durum bir parti kapatma sürecine neden olmamalıydı diye düşünüyoruz. Ben bu süreçten sonra herhangi bir kaosun yaşanabileceğini düşünmüyorum. Yaşanan provokasyon olaylarının çok küçük gruplar tarafından yapıldığını görüyoruz ve izliyoruz. Hassas bir dönem. Sağlıklı adımların atılması lazım fevri hareket edilmemesi lazım” dedi.

ANAYASA MAHKEMESİ HUKUKA UYGUN KARAR VERDİ

CHP İl Başkanı Tanju Özcan konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Yaşanılan kapatılma süreci öncesi, Anayasa Mahkemesi'nin vereceği kararın hukuki olması gerektiğini söyledim. Anayasa Mahkemesi hukuki bir karar verdi. Kimsenin bu konuda bir şüphesi olmasın. Anayasa Mahkemesi başsavcının sunduğu delilleri ve DTP'nin savunmasını inceledi. Bu deliller sonucunda, DTP'nin bölücülük faaliyetlerinin odak noktası haline geldiğini düşündü ve partiyi kapattı. Zaten mevcut deliller ile farklı şekilde karar vermesi hukuk açısından mümkün değildi. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın hukuki bir karar olduğunu söylemek durumundayız. Tabi bu karar siyasi açıdan sıkıntılı bir süreci doğurup doğurmayacağının kararını verecek olan siyasilerdir. Bir mahkeme karar verirken aldığı kararın siyasi bir sonuç ortaya çıkartıp çıkartmayacağını değerlendiremez. Değerlendirmemeli. Ben bir hukukçu olarak Anayasa Mahkemesi üyesi olsaydım, sadece 2 milletvekilinin siyasi yasaklı ilan edilmesini istemezdim, daha fazla milletvekilin yasaklanması yönünde bir değerlendirme yapardım. Çünkü ortada kesinlemiş bir suç var. DTP'nin kapatılmasının ardından Bolu'da herhangi bir eylemin yapılacağını düşünmüyorum. Bolu'da DTP yanlısı ya da PKK yanlısı vatandaşımız yok denilecek kadar az. Dolayısıyla Bolu'da herhangi bir güvenlik sorununun ortaya çıkabileceğini düşünmüyorum. Ancak sokak eylemlerinin son yıllarda artmasının ardında Açılım sürecinin olduğunu düşünüyorum. Siz eğer dağdan PKK'yı temsilen geldiğini söyleyen birinin önüne neredeyse kırmızı halı serecek şekilde karşılarsanız, İstanbul'da aynı düşünceye sahip grupların emniyet görevlilerine ve askeri lojmanlara saldırısını engelleyemezsiniz. Eğer hukuk kurallarımız herkese göre eşit işleyecekse, yasadışı olan bir eyleme gerekli yasal işlem yapılmalı. Bolu'da nasıl yapılıyorsa, Diyarbakır'da da aynı şekilde yapılmalı” dedi.

ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARINA SAYGILIYIZ

MHP İl Başkanı Sabri Şatıroğlu konuyla ilgili, “Anayasa Mahkemesinin almış olduğu karara saygı duyuyoruz. Hukukun üzerinde bir değerlendirme yapabilme olanağımız yok. DTP'nin kapatılma süreci sonrası ülke içinde gerilim ortamı olabilir kanaatini taşıyoruz” dedi.

BİZİM KAPATILMA GEREKÇEMİZ AYRI, DTP'NİNKİ AYRI

Saadet Partisi İl Başkanı Mustafa Yünlüoğlu kapatılma kararı ile ilgili yaptığı değerlendirmede, “Biz prensip olarak siyasi partilerin kapatılmasından yana değiliz. Hani bir söz vardır, damdan düşenin halini damdan düşen anlar diye. Biz bugüne kadar siyasi hayatımız içinde 5 defa kapatılmış bir partiyiz. Mevcut hükümetle birlikte belli yasal değişikliklerin yapılıp siyasi partilerin kapatılamaz hale getirilmesi gerektiğini savunuyorum. Ama DTP'nin kapatılma süreciyle bizim geçmişte yaşadığımız kapatılma olayları arasında herhangi bir benzerlik yok. Biz bu güne kadar herhangi bir terör örgütü ile bağlantı kurduğumuz ya da savunduğumuz gerekçesiyle kapatılmadık. Kapatılma gerekçemiz tamamen farklıydı. Yaşanılan bu kapatılma süreci sonrası, ülkede herhangi bir gerilimin olmaması, siyasi iradenin sağduyu yaklaşması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir durum olursa, ülkede herhangi bir gerilim durumu söz konusu olmaz” diye konuştu.

KARAR TAMAMEN SİYASİ BİR KARARDIR

TKP İl Başkanı Murat Salamcı, kapatılma süreciyle ilgili “En başta söyleyeceğimiz bu karar tamamıyla siyasi bir karardır. Anayasa Başkanı Haşim Kılıç'ın kararın ardından yaptığı konuşma da bunun göstergesidir. Karar öncesi AKP'nin hiçbir bakanı ya da milletvekili kapatma karşıtı beyanlar vermemiş, Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretinde de kapatmaya onay çıkmıştır. Türkiye Komünist Partisi olarak “Açılım” tartışmalarının başladığı günlerde sıkça ifade ettiğimiz gibi “içinde ABD'nin ve onun taşeronu AKP'nin olduğu yerden eşitlik, barış, kardeşlik istikrar değil iç savaş çıkar, bölünme çıkar.” Bugün bu siyasi öngörünün doğrulanma yoluna girmesi bir taraftan üzücüdür. Ülkemiz bir daha bir araya gelemeyecek şekilde bir TürkKürt taraflaşmasına sürüklenmek istenmektedir. Emperyalizmden ve AKP'den ilericilik ve çözüm bekleyenlerin yanılacakları çok açıktı ve gerçekleşti. Bu süreçten sonra yapılacaklar net bir şekilde ortadadır. İlk olarak Türkiyeli bir çözüm noktasında diretilmeli ve her türlü emperyalist aktörler bu sürecin dışına çıkarılmalıdır. Karşılıklı olarak silahlar susmalı, gerçek barış ve kardeşlik için ortam hazırlanmalıdır. Halklar arasında düşmanlık yaratacak her türlü söylem ve hareketten uzak durmak ve iç savaş ve bölünme düşünenlerin planlarını tersine çevirmek gerekmektedir. Halkımız Kürt halkına devlet tarafından, örgütlü faşist güçler ya da kendiliğinden gelişen saldırılara karşı uyanık olmalıdır. Eşitlik ve kardeşliğin sosyalizmde olduğu net bir şekilde vurgulanmalı, düzen aktörlerinden çözüm beklenmemelidir” dedi.

ŞİDDET VE TERÖRÜN ÖNÜ AÇILMIŞTIR

EMEP İl Başkanı Sedat Bayram, kapatılma kararı ile ilgili şunları söyledi: “Türkiye Devleti Anayasa Mahkemesi'nin DTP hakkında verdiği kapatma kararıyla antidemokratik bir hukuk sistemi ve siyasal yönetim anlayışına sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Terör ve şiddetle bağlantı olduğu gerekçesiyle verilen bu kapatma kararı, ülkede terör ve şiddetin hüküm sürmesinin önünü açmıştır. Türkiye Devleti Kürtlerle barışa değil, savaşa devam kararı almıştır. Bu kararın arkasındaki egemen siyasi irade AKP hükümetinin, CHPMHP muhalefetinin anlayış birliğidir. Bu gerici ittifak TBMM'de demokrasi güçlerinin temsilcisi durumundaki DTP'nin varlığına tahammül edememiştir. Bu kapatma kararı ile birlikte demokrasi, açılım, çözüm lafları arasında Türkiye yeni bir kargaşa ve çözümsüzlük sürecine sürüklenmiştir. Türkiye emekçileri demokrasi, eşitlik ve bir arada yaşama iradesini kendi güçleri ile geleceğe taşıyacak, barışı ve kardeşliği sahiplenecekti.”