Borazanlar Mahallesi'ndeki Kapalı Cezaevi'nin tam karşısına düşen Okyay Sokak, etrafını çeviren tüm apartmanlara, bütün beton yapılara rağmen inatla yapısını koruyor.
Bakımsız, ha yıkıldı yıkılacak görüntüsüne karşın hala dimdik ayakta duruyor bu eski bina. Küçük bir bahçenin içinde, boyaları dökülmüş, cumbasıyla ben de varım diyen bu eski, belki de bir asırlık ev. Pencereleri kapalı, ev çoktan kaderine terk edilmiş. Kimbilir kaç kuşak insan büyüdü, kaç düğün, kaç cenaze gördü. Ama o yine de dimdik ayakta direniyor zamana.
HER ŞEYE RAĞMEN HUZUR VERİYOR
Evin yanından dönüyoruz, Okyay Sokak'a giriyoruz. Şehrin modern görüntüsünün aksine bu sokakta eski zamanlardan kalma bir hava var. Sokağın bir tarafında kendi kendine akan bir çeşme. Kökez değilmiş, ama mahalleli içme suyunu buradan karşılıyormuş. Çeşmenin bir adı da yok. Cadde bir o kadar gürültülüyken, sokak bir o kadar sakin.
Bir kasabayı andıran bu sokak bahçeli evleri ve apartmanlaşmaya verdiği mücadeleyi ne kadar sürdürür bilinmez ama, Okyay Sokak güneşli bir sabah her şeye rağmen insana huzur veriyor.