Saadet Partisi eski İl Başkanı Abdullah Uzun, Köroğlu Otel'de Saadet Partisi il teşkilatının ve üyelerinin katıldığı basın toplantısında, yeniden il başkanlığı görevine döneceğini açıkladı. Uzun, Saadet Partisi İl Başkanı olduğu dönemde, AK Parti ve CHP hakkında sert açıklamalar yapmıştı.

Gerçekleşen toplantıda ilk olarak kürsüye Saadet Partisi İl Başkanı Mustafa Yünlüoğlu çıktı. Yünlüoğlu kürsüden şu konuşmayı yaptı: “22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra o dönemdeki il başkanımız Abdullah Uzun kardeşimizin şehir dışına çıkmasından dolayı, uzun bir arayıştan sonra değerli arkadaşlarımızın ve genel merkezimizin ısrarı üzerine, yeniden eski teşkilatçı olmam hesabiyle il başkanlığı görevini yeniden üstlenmiştim. 26 Ekim 2008 tarihinde tüm ülkeyi heyecana boğan çok görkemli bir kongre yaptık. Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'un seçildiği bu kongreden sonra, Türkiye'de partimize, milli görüşe aslında var olan ilginin daha da artarak, güçlenerek heyecanlı bir şekilde sürmesine vesile oldu.”

GÖREVİMİ ABDULLAH UZUN'A DEVREDİYORUM

Yünlüoğlu konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Aralık ayının başında fiilen devrettiğim görevimi, sizin huzurlarınızda Saadet Partimizin il başkanı, hepimizin başkanı olarak Abdullah Uzun'a devrediyorum. 2010 yılının Ocak ayında yapılacak görkemli İl Kongresi ile birlikte, hukuki olarak bu görevi arkadaşıma devretmiş olacağım. Bundan sonra parti çalışmalarında kardeşlerimin bana ihtiyaç duydukları her alanda, kendilerine yardımcı olmaya hazırım.”

BÜTÜN GÖREVLERİMİ AŞKLA YAPTIM

Yünlüoğlu'nun ardından Abdullah Uzun konuşma yaptı. Uzun siyasi tarihi ile ilgili yaptığı konuşmada: “Sizlerin huzuruna siyasete kısa bir süre ara vermiş bir kardeşiniz, bir arkadaşınız olarak geldim. İnşallah önümüzdeki dönemde sizinle beraber olacağız. Ocak ayında yapılacak kongreyle birlikte, yasal olarak görevimi yapmaya başlayacağım. Siyasi hayatım boyunca hep milli görüş partilerinin içinde görev aldım. 1994 yılında Refah Partisi İl Başkan Yardımcılığı görevini, daha sonra Fazilet Partisi'nin kurucu yönetim kurulu üyeliği ve yine Saadet Partisi'nde il başkanlığı görevi ve 2007 yılında milletvekilliği adaylığı görevlerinde bulundum. Biz milli görüşün erleri olarak, kendimiz tanımladığımız siyasi hayatımda bütün bunların hepsini görev aşkıyla yaptım. Bu günden sonra da yine görev aşkıyla devam edeceğim. Bizim kaçacağımız, gideceğimiz başka da bir yer yoktur” dedi.

BÖYLE BİR KAVGANIN İÇİNE GİRMEYECEĞİZ

Uzun konuşmasının devamında, Kızılay Parkı'na değinerek; “Bolu'da yapılacak çok iş var. Bolu'da atanmış ve seçilmiş yöneticilerin özellikle Kızılay Parkı tartışmalarıyla gündeme gelen bu üsluptaki tartışmaları kabul etmiyoruz. Genel Başkanların kendi aralarında ağza alınmayacak sözlerle yaptıkları kavgaların yansımasını Bolu'da da görüyoruz. Maalesef Bolu'daki siyasi partilerin yöneticiler aynı meclisteki genel başkanlarının üsluplarını taşıyorlar. Biz böyle bir üslubun içine girmeyeceğiz. Biz böyle bir kavganın içine girmeyeceğiz. Bizim üslubumuz Genel Başkanımız Numan Kurtulmuş'un kullanmış olduğu yapıcı çözüm, üretici bir üslup olacaktır” dedi.

HALKI GÖRMEYENLERİ BİZ DE GÖRMEYECEĞİZ

Göreve geldikleri zaman halkın öncelikli sorunlarını göz önünde bulunduracaklarının altını çizen Uzun, “Halkı görmeyenleri biz de görmeyeceğiz. Halkımız için kimi göbeğini kaşıyan dağdaki çoban ibaresini kullandı. Kimi bu halk bir şeyden anlamaz. Ben güçlüyüm, ben ne dersem o olur. Bir adam asamam bir de para basamam denildi. Biz halkı böyle görmüyoruz. Biz halka hizmet hakka hizmet düsturu ile hizmet yapıyoruz ve bu halkı bu şekilde görmeyenleri de biz de görmeyeceğiz. Efendim bu güçlüymüş, bu hükümetmiş bu askermiş, bu devletmiş, kim bu halka hizmet konusunda haksızlık yapıyorsa, Saadet Partisi olarak önce bu haksızlığın karşısında olacağız. Hakkı gaspedilenin yanında olacağız” dedi.

ESNAFLAR CEZAEVLERİNİ DOLDURDU

Uzun konuşmasının sonunda, “Esnaflar cezaevlerini doldurdu. Toplumsal olaylar arttı. Ailelerde boşanma olayları arttı. Biliyorsunuz mevcut AK Parti iktidarının uygulamış olduğu Kemal Derviş politikaları diye bilinen Neoliberal ekonomik politikalar yada küreselleşme globalleşme diye bize yutturulan politikalar neticesinde olmuştur” dedi.