|
|||||||||||||||||||||||||||
Para hırsı film projesini iptal ettirdi | www.boluweb.com | Paylas |
İstanbul Etiler'de 3 Mart 2009 akşamı bir çöp konteynırında cesedi parçalanmış olarak bulunan Mengenli Münevver Karabulut ve zanlı Cem Garipoğlu´nun yaşantısını konu alacak filmin yapımcısı Melih Göğebakan, iki ailenin tutumu nedeniyle filmi çekmekten vazgeçtiklerini açıkladı.
Filmin yapımcısı Melih Göğebakan yaptığı açıklamada, cinayetin tarafları Karabulut ve Garipoğlu ailelerinin tutumları nedeniyle projenin iptal edildiğini söyledi. Göğebakan, Karabulut ailesinin kızları üzerinden para kazanma peşinde olduğunu ve Garipoğlu ailesinin ise filmin yapımını engellemek için kendisini tehdit ettiğini öne sürerek, her iki aileyi sert sözlerle suçladı.
CİĞERİMİZ YANIYOR AMA, ÇIKARLARIMIZI GARANTİYE ALALIM
Göğebakan yaptığı açıklamada, Münevver Karabulut'un anne ve babasının para hırsı nedeniyle projeden vazgeçtiklerini ifade ederek, “Bundan yaklaşık 67 ay önce Karabulut isimli sinema filmi projesini geliştirme düşüncesini Süreyya Karabulut'a aktardım ve olumlu yanıt aldım. Projenin başında Münevver Karabulut adına okul yaptırmayı düşünüyorduk. Daha sonra Nagihan ve Süreyya Karabulut'un isteği üzerine bundan vazgeçildi. Amacımız toplumsal bir olayı gündeme getirmek. Bu acıların bir daha yaşanmaması için azami tedbirlerin alınmasını sağlamaktı. Süreyya Karabulut ile sözlü anlaşmamızın ardından, bana avukatının hazırladığı bir sözleşmeyi imzalamam için gönderdi. Baba Karabulut gönderdiği sözleşmeye göre, telif haklarının yüzde 70'ini istiyordu. Avukatımla, telif hakları devirleriyle ilgili sözleşmeyi incelediğimizde filmin yayınlanma, çoğaltma, işletme, kanal satışları ve temsil haklarından yüzde 70'nin istendiğini gördük. Süreyya Karabulut ve eşi Nagihan hanım ile yedi kez büromuzda yüz yüze görüştüğümüzde bana, ´siz bu işi bedavaya yapmıyorsunuz, para kazanacaksınız, ben hesapladım yaklaşık 6 milyon dolar buradan para kazanacaksınız, bu nedenle film başlamadan proje aşamasında 400 bin lira isterim. Sonuçta bizim kızımız öldü, ciğerimiz yanıyor ama yapacağımız sözleşme ile iki tarafın da çıkarlarını garantiye alalım´ dedi. Biz yüzde 70´lik bir payı ve film çekimlerinin öncesinde 400 bin lirayı kendisine veremeyeceğimizi ve bu sözleşmeyi imzalayamayacağımızı söyleyerek projeden bu hafta içerisinde verdiğimiz karar ile vazgeçtik'' dedi.
BU KADAR PARAYI BOŞUNA MI HARCADIM
Film projesinin iptalinde diğer etkenin Garipoğlu ailesinin tehditleri olduğunu ifade eden Göğebakan şu açıklamayı yaptı: “Garipoğlu'nun adamları tarafından stüdyom basıldı, filmin yapılmaması yönünde bana o güne kadar yaptığım masraflar karşısında 120 bin lira teklif ettiler. Ben filmi yapacağımı söyledim. Daha sonra açtıkları internet siteleri ile benim dolandırıcı olduğumu beyan eden yayınlar yapmaya başladılar. Tehdit başta olmak üzere ve diğer konularda Garipoğlu ailesi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum. Ben organizatörüm, yayıncıyım, menajerim ve hayatımın ilk filmini çekecektim. Gerek tehditler ve gerekse de Karabulut ailesinin tutarsız davranışları sonucu bu projeden, yani Karabulut filmini çekmekten vazgeçtim. Üzüldüğüm en büyük olay ise anlaşma yaptığımız sanatçılara mahcup olmamız. Karabulut filmi ile Türk sinemacılığında tabuları yıkacaktık ama olmadı. Yasal haklarımı tabii ki sonuna kadar arayacağım, bu kadar parayı boşuna mı harcadım.”
BEŞ KURUŞ PARA İSTEMİŞ DEĞİLİM
Yapımcı Melih Göğebakan'ın iddialarını Süreyya Karabulut şu şekilde cevaplandırdı: ``Evet bana kızımın bir filmini çekeceklerini söylediler. Kızım canım ciğerim yandı. Biz Münevverim'den sonra aile olarak kendimize gelemedik, ruhsal çöküntü içerisindeyiz. Şu anda işe gelip giderken bindiğim otobüsü bile hatırlamadığım oluyor. Bu nedenle Göğebakan ile üç kez görüştüğümüzde ´Senaryoyu hazırlayın, görelim, avukatım durumu incelesin, konuşalım´ dedim. Beş kuruş para istemiş değilim. Ben başka Münevverler yanmasın, katiller aylarca ortalıkta dolaşmasın diye ne gerekiyorsa yapılsın istedim. Kızımın cenazesi üzerinden para pazarlığı yapmam söz konusu olamaz. Göğebakan, kızımın ve ailemizin adı üzerinden prim yapmaya çalışıyor. Çok açık ve net söylüyorum bana İstanbul'un tapusunu verseler acımızı dindiremezler. Kaldı ki Göğebakan ile yapmış olduğumuz hiçbir sözleşme ve anlaşma ne yazılı ne de sözlü olarak var. 210 bin lira gibi bir parayı anlaşma sağlanmadan harcayacak kadar aklı yok mu? Biz de yasal haklarımızı korumak, kızımın adının rant amacı ile kullanılmasını önlemek için gerekli yasal işlemleri başlattık'' dedi.
|
|
|
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa Tüm Haberler Türkiye Güncel Haberler Bolu Güncel Haberler Türkiye Son Dakika Haberler Türkiye Siyasi Haberler Türkiye Spor Haberleri Dünya Güncel Haberler Türkiye Egitim Haberler Türkiye Magazin Haberler Haber Arşivi En Çok Okunan Haberler En Çok Yorumlanan Haberler Haber Yolla