Son dönemde Bolu gündemini işgal eden her türlü soruyu, İl Özel İdare Genel Sekreteri Tahsin Akduman'a sorduk. Akduman sorduğumuz bütün sorulara cevap verdi.

RÖPORTAJ: ZEKİ ERCİVAN

Tahsin Akduman'ı, yaptığı icraatları ile en çok eleştiren isimlerden biri de, gazetemizin yazarı Avukat Yüksel Gültekin. Yüksel Gültekin'i yakından tanıyan insanlar bilir, Yüksel Bey'in değişik bir mizacı, değişik bir üslubu vardır. Yüksel Bey merak ettiği bir konuda soru sormaktan çekince göstermez. Bugüne kadar gazetemizde yazdığı yazılarda, Akduman'a ilişkin yaptığı eleştirilerin değerlendirmesini yapabilmek için yaptığımız röportajın ilk bölümünde Yüksel Bey de vardı. Tahsin Akduman'a ilk olarak Kızılay Parkı'nı sorduk.

Kızılay Parkı'na düşünülen yapılaşma planıyla ilgili çeşitli tartışmalar oldu. Siz İl Özel İdare Genel Sekreteri olarak değil de bir Bolulu olarak o alanda olası bir yapılaşma hakkında ne düşünüyorsunuz?

Evet, benim de bir Bolulu olarak şahsi bir fikrim var. Bahsi geçen alan otopark ve çocuklar için oyun parkı olarak kullanılıyordu, önemli günlerde kullanılıyordu. Benim şahsi düşüncem burada yine otopark işlevini görecek bir çalışmanın yapılması. Vatandaşların gezebileceği, çocukların oynayabileceği park alanlarının olduğu bir yer olsun. Bu alan sergiler için kullanılabilsin ve cazibe merkezi olsun. Biliyorsunuz bir de kentimizin en büyük sorunu trafik sorunu. Bahsi geçen alanda çok ciddi bir trafik yoğunluğu var, yol tıkandı, o yolda bir miktar genişleme çalışması yapılarak yolun rahatlatılması lazım.

Kızılay Parkı'na sizce nasıl bir yapı yapılmalı?

Bence yerin altında üç katlı bir yapı olmalı. O bölgedeki park sorununun çözülmesi için iki kat otopark olarak değerlendirilmeli. Kot farkından doğan bir katlık yükseklik bir markete verilebilir. Onun üstüne başka yapı yapılmamalı, yine o alan insanların sosyal alanı olarak kullanılmalı. Çocuk parkı ve sergi alanı olarak kullanılmalı. Alan çok katlı bir bina ile doldurulmamalı. Bunu mimarlar yapacak, bu sadece bir fikirdir. Ben Belediye Başkanımıza da fikriniz nedir diye sordum. Siz bize on katlı bir kulesi olan iki katlı yaygın bir bina yapılabilir izni vermişsiniz dedim. Daha sonra da yolu tekrardan yaparken burada 18. maddeyi uygulayacağız dediniz. Uygulamışsınız da ama imar planını değiştirmemişsiniz. İmar planı otel yapılacak diyor. Tabi bütün bu söylediklerim benim şahsi fikrim. İl Genel Meclisi başka bir karar alırsa biz o karara uygun davranmak zorundayız.

Bu konuda çok sık tartışmalar yaşandı ve siz bu tartışmalarda bir taraf olarak değerlendirildiniz, neden? Siz sonuçta kararı alan değil, alınmış kararı uygulayan kişisiniz. Neden terazinin öbür kefesinde siz görünüyorsunuz?

Benim bu konularda öne çıkma gibi bir derdim yoktu. Aslında bu tartışmalarda neden ben bir taraf olarak görüldüm anlayabilmiş değilim. Ben uysalımdır. Orta yolu bulmaya çalışırım. Ben burada kızgın da değilim. Benim tek isteğim, benim hakkımda fikir beyan edenlerin biraz olsun edepli olmasını istiyorum, başka bir isteğim yok. Edepli davranılması lazım, belli bir saygı çerçevesi içinde olunması lazım. Yoksa benim başka bir isteğim yok, yani öyle öne çıkma ortaya atılma gibi bir derdim yok.

Kızılay Parkı'nda yaşanan beton bariyer nasıl ortaya çıktı? Biliyorsunuz o olaya çok tepki gösterildi. Kızılay Parkı'nın girişine bariyer koyma emrini siz mi verdiniz? Yoksa Vali Akpınar mı verdi?

Bu talimatı tabi ki ben vermedim. Ben bir memurlar grubunun ya da bürokrasinin başındayım, uygulayıcıyım ama karar organı değilim. Orada İl Genel Meclisi'nin bir kararı var, Vali Bey'in bir kararı var, ne yapılacağı belli. Orada biz o kararı uyguladık. O kararın da gereği şuydu: Otopark olarak artık kullanılmayacaktır diye bir yazı yazdık ve o kararı uyguladık.

İfadelerinizde otopark sorununu çözmekten bahsettiniz ama Kızılay Parkı'nda mevcut otoparkı kapattınız. Bu bir çelişki değil mi?

Orada çocukların oyun parkını rahatlattık.

Çocuklar oyun oynasın diye oradaki otoparkı mevcut park sorunu varken bunun için mi kapattınız?

O alan daha önceden Belediye'ye çok cüzi bir miktarla kiralanmıştı. Çünkü oraları boş tutmak da mesuliyetli bir iş. Yazın başında Belediye'ye yazı yazdık, bizden burayı yine kiralayacak mısınız diye sorduk. Belediye bize kiralamak istemiyoruz şeklinde bir yanıt verdi. Belediye kiralamayınca, çocuklar rahatça gezsinler diye bir karar alınmış, biz de onu uyguladık.

Daha önceden Kızılay Parkı'nı da içine alan Hükümet Meydanı ve Anıt Park'la ilgili bir meydan projesi geliştirildi, orada geliştirilmiş bir proje var. Kızılay Parkı'nda bir yapılaşma olursa planlanan kent meydanı projesi gerçekleşebilir mi?

Uzun seneler önce, ben de Belediye Başkanı adayıyken bunu savundum, ben de böyle yapacağım falan diye. Bundan başka yapılabilecek bir şey yoktur diye. Daha güzel şeyler de yapılabilir. Bu konuda çok farklı ülkelerde yaptığımız gezilerde çok farklı meydan projeleri gördük. Farklı planlar geliştirilebilir. Bizim Bolulu mimarlarımız Bolu'yu temsil edecek bir anıt yapmalılar. Sembolik bir şey olabilir, bunlar görüşülecek.

Mimarlar Odası Kızılay Parkı ile ilgili bir görüş bildirdi. O alanda çok katlı bir yapının olmaması gerektiğini ifade ettiler. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Orada çoğunluk böyle bir görüş belirtti ama kabul etmeyen mimarlar da vardı. Ama mimarlar odası da orada birçok etki altında.

Etki derken siyasi bir nedenin olduğunu mu düşünüyorsunuz?

Siyasi bir neden olduğunu düşünmüyorum. Bolu kaygısı herkes de var, hangi siyasi görüşte olursa olsun. Bolu'yu mahvetmek istemiyor kimse. Hangi görüşte olursa olsun herkes iyi niyetli. Ben kimseye de bir şey demiyorum. Karşılıklı görüş alış verişinde bulunacağız, daha değişik projeler de yapılabilir.

Röportajımız devam edecek.