İl Özel İdare Genel Sekreteri Tahsin Akduman, Karacasu'da Astay A.Ş. tarafından yapımı planlanan otel ve kür merkezi projesinin iptali ile ilgili sorularımızı cevaplandırdı. Akduman, firmanın şartnameye uygun davranmaları gerektiğini ifade ederek; “Yaptıkları projeleri gönderseydik hiç mi mühendislik okumadınız derler, gülerlerdi bize” dedi.

Yerel yöneticilerin atanmışları da seçilmişleri de Bolu'nun geleceğini turizm olarak görüyor. Bu konuda bazı adımların atıldığını da görüyoruz. Çeşitli şirketler Bolu'da yatırım çalışmaları sürdürüyor. Son olarak Astay A.Ş. tarafından yapımı planlanan, ama şartlar yerine getirilmediği için iptal edilen projeyle ilgili kamuoyunun merak ettiği bütün soruları, İl Özel İdare Genel Sekreteri Tahsin Akduman'a sorduk. Akduman sorduğumuz soruları tüm açıklığı ile cevaplandırdı.

Karacasu'da bulunan 127 bin metrekarelik alan, yaklaşık 15 yıldan beri atıl bir şekilde bekliyor. Bolu'da görev yapan atanmışlar ve seçilmişler Bolu'nun geleceğinin turizme endeksli olduğunu söylüyorlar. Fakat turizmle ilişkili olarak sanki hiçbir yatırım yok ya da yatırımın teşvik yönünde ciddi problemler ortaya çıkıyor. En son örneğini de Karacasu'da gördük. Bu projeyi ya da ihaleyi neden iptal ettiniz?

Şimdi farkında değiliz ama Karacasu müthiş bir süratle gelişiyor. Orada biliyorsunuz Fizik Tedavi Hastanesi yapılıyor ve yükseliyor. Bu büyük bir yatırım, buranın sıcak suyunu da yine Özel İdare taahhüt etti. Yine yukarıda bir otel bitmek üzere, Kartalkaya'nın sahipleri orada bir otel yapıyor. Özel İdare oranın da sıcak suyunu taahhüt etti. Karacasu'da iki tane su arama ruhsatı alındı. Bu durumdan Bolulular'ın haberi yok. Bu şirketler bize müracaat ettiler, son çıkan kanunla bu suların tahsisi de Özel İdare'ye verildi. Şirketler arama ruhsatı talebinde bulundu, araştırmalarına devam etmek için. Biz de daha sonra Bolu sıkıntıya girmesin diye, su çıkabilecek alanları Özel İdare'ye ruhsatı kalacak şekilde 25 bin lira bir para verdik, aldık.

Su arama ruhsatı hangi amaçla alındı?

İstenildiğinde ya da su yetmediğinde, belli paraların ödenip kuyu açtırıp para verip aramak zorundaydık. Şu anda öyle bir problem de kalmadı. Böyle bir çalışmamız var. Karacasu'nun termal turizm merkezi ilan edilmiş bir alan var ve bunun geliştirilmesi için bir müracaatımız var. Bu alanın daha da genişletilmesi için müracaatlar var. Yatırımcılara kolaylıklar sağlanıyor. Birçok müracaatlar var. Astay'la neyi kastettiğimize gelince, buradaki o proje iptal edildi.

Astay'dan iptal sonrası belli açıklamalar yapıldı. Firma olarak sizden daha fazla kapasiteli otel yapımı için başvuruda bulunduklarını, ama sizin bu tip bir projeye müsaade etmediğiniz söylendi. Bu nedenle başka bir proje geliştirmek durumunda olduklarını söylediler. Bu ifadeler doğru mu?

Öyle bir şey yok. Turizmci rahat olsun, o ifade yanlış ve eksik söylenmiş. O arazide daha büyük kapasiteli bir otel yapılabilirdi. Geçen biz bir otele gittik 160 dönümle 1200 yatak yapılmış. Bu rakamları oranlarsanız o alana çok daha büyük bir otel projesi geliştirilebilirdi. Bahsi geçen arazinin imar planları yapıldı. Bu arsa üç parçaydı, biz bu üç parçayı birleştirdik. Aradaki yolları iptal ettik. Karacasu Belediyesi tasdik ettikten sonra, Turizm Bakanlığı'na üç-dört sefer gelip gittik. Etrafında 25 metre yol ve sonra 7 metrelik yürüyüş yolları olacak şekilde çok geniş bir şekilde planlandı, ortadaki yollar iptal edildi. Burası çok büyük geldi, yatırımcı dolduramadı buranın içini. Şimdi biz de şunu düşündük, yetkili kurumlarca görüşüldü, İl Genel Meclisi ile görüşülecek. Birçok yerle görüşüldü, buranın ikiye bölünerek ihaleye çıkılması teklifini yazdık. İhale üzerinde ben daha hala çalışıyorum, yatak sayısı da düşecek. Belki iki tane otel gibi olacak. Arsanın durumundan dolayı birisi daha küçük olacak arsanın, birisi daha büyük olacak, buna göre şartnameler düzenlenecek. Böyle bir çalışmayı şu anda yürütüyoruz.

Peki, ihaleyi neden iptal ettiniz?

Ben bu şartnamenin üzerinde bir sene çalıştım. Daha önce de biliyorsunuz, İl Genel Meclisi'ndeki arkadaşların şöyle bir düşüncesi vardı: işte bir şirket kurulsun, şirketi de Bolulu iş adamları oluştursun, onlar ihaleye girsinler alsınlar, onlar yapsınlar falan deniliyordu. Bu eski Valimiz zamanında kabul görmediği için, aradaki görüş ayrılıkları uzadı. Daha sonra da İl Genel Meclisi tamam ihale olsun dedi. İhale olsun denildikten sonra biz çalışmaya başladık. Ve bunun üzerinde çok çalışmalar yaptık. 6 ayda proje hazırlansın dedik. İnşaat süresi de 30 aydı. Onların verdiği teklifte 3–4 ay içinde her şeyi hazırlayıp, inşaata başlayacaklardı. Bir senede de inşaatı bitireceklerdi. Verdiğimiz süre 1 Aralık 2008'de başladı. 2009'un Mayıs'ı geldiğinde 6 ay süre doluyordu. Biz de firmanın çalışmalarını yakından görebilmek için İstanbul'a gittik ziyaret ettik. Çalışmalarının sürdüğünü söylediler ama ortaya hiçbir şey çıkmıyor. En son 15 güne girdik. Hala yapacağız edeceğiz diyorlar. Artık son hafta biz umudu kesmiştik. Firma dilekçe verdi, ek süre istediler, ekonomik kriz koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiğini söylediler araştırıyoruz, bitiremedik dediler. İyi 6 ay daha süre verelim dedik. Esasında inşaat süresinden keserek zaman verdik. Normalde hiçbir ön çalışma yapılmamış. Verdiğimiz ek sürenin son bir ayında firmayı aradım yine bir sonuç alamadık. Ek sürenin son günü yine dilekçe vermişler. Dilekçede 3–4 ay ek süre taleplerinin olduğunu ifade etmişler. Çalışmalarının ekte olduğunu söylemişler. Baktık ek falan yok. Biz firmaya yazı yazdık, ekler anlaşılamamıştır diye. Cevap geldi. Yine aynı şeyleri söylediler ek süre istiyoruz dediler. Üç ay sonra bitireceğiz. Bundan sonra biz çok düşündük, arayanlar oldu, onlar geldiler gittiler, Sayın Valimizle, arkadaşlarla, encümenlerle yeniden değerlendirdik. Ne yapalım, kanunları, şartnameyi inceledik, kendimizi yeniden vermeye yetkili bulmadık, yetkimiz yok. Daha sonra Sayın Valim de bir olurla o da tasdik etti kararı. Bizim yapacağımız bir şey yoktu. Uzattığımız anda kanunsuz olduğu için biz mesuldük. Getirdiler birkaç proje ama oturmuyor, yola taşıyor. Hazır bir otel bulmuşlar buraya yerleştirmişler. Yaptıkları projeleri gönderseydik hiç mi mühendislik okumadınız derler, gülerlerdi bize.