Abant Tabiat Parkı'nda yapımına başlanan “Abant Uzun Devreli Gelişim Planı” ağır aksak, deneme yanılma yoluyla devam ediyor ve yapılan bu çalışmalar, çevre bilimciler ve kamuoyu tarafından şaşkınlıkla izleniyor.
“Abant Uzun Devreli Gelişim Planı”, Bolu Valiliği ve İl Özel İdaresi tarafından uygulamaya kondu. Çalışmaların ilk bölümünde, gölün seviyesini yükseltmek için beton bir duvar örüldü. Yolların ve piknik alanlarının su altında kalması nedeniyle beton duvar kırılarak, göl eski seviyesine getirildi. Deneme yanılma yöntemi ile gerçekleştirilen çalışmalar, çevre bilimciler ve kamuoyu tarafından şaşkınlıkla izleniyor. Çevre bilimciler,Abant'ta uygulanan planın bilim ayağının eksik olduğunu, projenin tam olarak uygulanması sonucunda ise Abant'ın doğasında büyük tahribat oluşturacağını iddia ediyorlar. Özellikle Yavru Abant adı verilen Örencik ve Çepni meralarını su altında bırakan gölet ile ilgili oluşan soru işaretleri, giderek büyüyor.
Abant Gölü'nün doğal yapısı tamamen değişecek
Vali H. İbrahim Akpınar'ın açıklamasına göre, sonradan yapılan gölet, Abant'a alternatif olacak. Yavru Abant gölünü oluşturmak için Örencik ve Çepni meralarında su biriktirme ve toprak bent oluşturma çalışmaları başladı. Ancak Yavru Abant Gölü'nün sakıncaları da var. Öncelikle meraların su altında kalması nedeniyle, bu köylerdeki hayvancılık olumsuz etkilenecek. Bir diğer nokta da, Yavru Abant gölünün bir kısmını oluşturan sazlık alan, Abant'ın en temel su kaynağı. İlkbahar ve kış mevsiminde yüzey suları ile sonbahar ve yaz döneminde ise taban dip suları ile Abant'ı besliyor. Göletin yapılması Abant'ı yüzyıllardır besleyen su rejimini de değiştirecek. Bu değişiklik sonucu, göldeki bütün canlı yaşam olumsuz etkilenecek. Abant'ın endemik ürünleri yok olacak. Göletin taşkın oluşturması ihtimali Abant'ta yoğun alüvyon ve erozyon tehlikesi oluşturacak.
Bu sorular yanıtlanmadan, bilim çevrelerinden görüş alınmadan ya da görüşler dikkate alınmadan yapılan bu çalışmalar ister istemez aklımıza “Abant nereye gidiyor?” sorusunu getiriyor.