Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Gökhan Günaydın, Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan araştırmada "Atrazin" adlı tarım ilacının erkek kurbağaların cinsiyetini değiştirdiğinin ortaya çıkarıldığını, bu ilacın Türkiye'de yasaklanmasına rağmen raf ömürlerini doldurmaması nedeniyle satılmaya devam ettiğini söyledi.

Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, "Atrazin" isimli tarım ilacı bulunan suda yaşayan erkek kurbağaların cinsiyetinin değiştiğinin, sadece erkek kurbağa yumurtlayan dişiler haline gelmesine yol açtığını tespit edilmesi üzerine, Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim üyesi olan Yrd. Doç. Dr. Gökhan Günaydın, tarım ilacıyla ilgili açıklamada bulundu. Tarım ilacının mısırda kullanıldığını ifade eden Gökhan Günaydın, raf ömürlerinin tamamlanmaması nedeniyle bu ilacın hala ülkede satılmaya devam ettiğini belirtti.

Avrupa Birliği'nde bu ilaç 2003 yılında yasaklanmış

AB'nin, 2003 yılında bu ilacı yasakladığını açıklayan Günaydın şöyle konuştu: "Yapılan araştırma ortaya koymuş ki 'Atrazin' etkin maddesine maruz kalmış kurbağalarda testesteron seviyesinin düştüğü, üreme organlarının boylarının küçüldüğü ve ikincil dişi özelliğin giderek baskınlık kazandığı tespit edilmiş. Atrazin adlı etkin madde aslında bir herbisit, yani yabancı ot ilacı. Zirai mücadele ilaçları içerisinde en tehlikeli olanı. Atrazin, Türkiye'de mısıra ruhsatlı. Mısırda geniş yapraklı otlar, semizotu, hardal, bozot gibi otlarla mücadelede kullanılan bir herbisit. Biri yerli, biri yabancı olmak üzere iki firma tarafından ticari marka olarak üretiliyor ve Türkiye'de satılıyor. Avrupa Birliği'nde bu ilaç 2003 yılında yasaklanmış. Türkiye'de de aslında yasaklı bir ilaç. 31 Ağustos 2009'da yasaklanan 49 aktif maddeden bir tanesi. Avrupa Birliği ile kıyasladığımızda 6.5 yıllık bir gecikmeden sonra yasaklanmış. Raf ömürleri nedeniyle bu ilaçlar raf ömürlerini doldurmadığı için Türkiye'de yasal olarak satılabiliyor."

Türkiye bu tür ilaçlardan uzak durmalı

Atrazin içeren tarım ilaçlarının mısırın yanı sıra boş alanlarda, rafinerilerde, hava alanlarında ve demiryollarında da herbisit olarak kullanıldığını belirten Günaydın, "Doğru dozda, doğru zamanda ve uygun yöntemlerle uygulandığı zaman toksik etkisi yönetilebilir sınırlar içerisinde olan bir ilaçtır. Bu kimyasal olarak son derece zehirlidir ama bu zehrine rağmen eğer uygun yöntemlerle kullanılırsa riski yönetilebilir. Türkiye bu tür ilaçlardan uzak durmalı. Yerine yeni jenerasyon dediğimiz kalitesi daha yüksek ilaca yönelmeyi mutlaka yapabilmeli. Ancak bazı sorunlarda var. Türkiye'de 7 binden fazla ticari marka ruhsatlı. Türkiye'de ruhsat son derece basit bir işleme dönüştü. Basit şekilde ruhsat alınabiliyor. Bu 7 bin ilacı satan bayi sisteminde hala ilkokul mezunu, ortaokul mezunu, okur yazarlar çalışıyor.Dolayısıyla teknik uzman olmayan kişilerin ilaç sattığı bir ülkede yaşıyoruz. Diyelim ki bayi sistemi ve ruhsatlandırma sistemi sağlam. Bunu alacak ve kullanacak üreticinin de bilinçli olması lazım. Ruhsatlandırmadan kullanıma kadar olan süreç tekrar gözden geçirilmeli ve yeni bir yapı kurulmalı" diye konuştu.

Türkiye'nin araştırma enstitülerinin kapatılması bir skandaldır

Günaydın, Tarım ve Gıda Bakanlığı'nın kuruluş kanun tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde komisyonlarda görüşüldüğünü ifade ederek, şunları söyledi: "Tam bu sorunlar varken TBMM'de Diyarbakır, Adana ve Bornova Zirai Mücadele Araştırma Enstitüsü'nün kapatılması görüşülüyor. Bu bir skandaldır. Türkiye'nin araştırma enstitülerinin kapatılması, Zirai Mücadele Genel Müdürlüğü'nün kaldırılması ve uzman kadroların çok dar alanlara hapsedilmesi Türkiye'yi maalesef bitki koruma hizmetleri alanında çok kötü yönetilen bir yapıya sürüklemiştir."