Dün Atatürk Düşünce Derneği Batı Karadeniz Bölge Toplantısı Köroğlu Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıda bir konuşma yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Batı Karadeniz Bölge Sorumlusu Erol Sarıal, ”Ülkemiz seçimler yoluyla düzenden düzene savrulacak oyalı devrim cumhuriyeti değildir.”
Çevre illerdeki Atatürkçü Düşünce Dernekleri'nden gelen dernek yönetici ve üyelerinin katılımıyla gerçekleşen toplantı İstiklal Marşı ve Saygı Duruşu'nun ardından başladı. Toplantıda Atatürkçü Düşünce Deneği Bolu Şube Başkanı Elfaz Temiz konuşma yaptı. Temiz, “Geçtiğimiz iki yıl içersinde dernek olarak çok kötü şeyler yaşadık. Hak etmediğimiz ithamlarla, görüntülerle karşı karşıya kaldık. Bize selam bile vermeyen, telefon etmekten korkan üyelerimiz, arkadaşlarımız olmuştur. Biz bir gün haklı olacağımızı düşündüğümüz için başı dik durmaya çalıştık öylede kalacak. Biz Atatürk'ün efeleriyiz. Biz Atatürk'ün laik cumhuriyetini savunan insanlarız. Kimseden korkumuz yok. Alnımız ak, yüzümüz açıktır. Güzel şeyler yapmaya çalıştık, çalışacağız. Birçok planımız var. Bunu zaman içerisinde sizlerle paylaşacağız.”dedi.
YAPACAĞIMIZ YENİ BİR EYLEMLE TÜRKİYE'DE ANAYASAYI DEĞİŞTİRECEK YENİ DEVLET TANIMINA İZİN VERMEYECEĞİZ
Toplantıda Atatürk Düşünce Derneği Batı Karadeniz Bölge Sorumlusu Erol Sarıal konuşma yaptı. Sarıal, “Türkiye koşullarında diğer örgütsel Tandoğan süreci sonrası yaptığımız örgütsel çalışmalara Atatürkçü düşünce ekseninde, aktif örgütlenmelere baktığımızda, Atatürkçü düşünce hareketini dinamik bir şekilde bölgelerde etkin olduğunu ve Atatürkçü Düşünce Derneği'nin çalışmalar yaptığını görüyoruz. Bu toplantımız teknik bir toplantı. İki yıllık süreçten sonra genel kurula doğru gidiyoruz. Genel kurul çalışmalarına girmeden önce planladığımız bir ulusal miting düşüncemiz var. Bölgelerde görüşüyoruz, fikirler alıyoruz. Ülkemizde hala süren demokratik ülke olmanın birinci koşullarından kuvvetler ayrılığı ve kuvvetlerin karşılıklı birbirini denetlemesi koşulu bu 2002 yılında başlayarak ülkemizde yargı dışında yasama ve yürütme birleşmiş durumda, bu yeni bir aşamaya giderek yargıyı da kendi eksenine alma çabaları, kuvvetler birliğine götürme çabaları bugün yaşadığımız süreç. Birde ülkenin kurumları var. Yüksek öğretim kurumları, bilimsel teknik araştırma kuruluşlarımız özellikle yüksek bütçelere sahip kurumlar partiselleştiriliyor. Silahlı kuvvetlerimize karşı şuan önemli alt yapı hazırlığı var. 26–30 Ağustos 2010 tarihinde yapılacak askeri şurada silahlı kuvvetlerimizin cumhuriyetçi, devrimci, Atatürkçü kurmay albaylarını, generalliğe terfi edecekleri fişleme çalışmaları var. Anayasamızı hedef alıyorlar. Bir ülkenin kuruluş felsefesini hedef alacak şekilde anayasa değiştiriyorsanız, o devlet değiştirmek demektir. Ülkemiz seçimler yoluyla düzenden düzene savrulacak oyalı devrim cumhuriyeti değildir. Buna izin vermeyeceğiz. Yapacağımız yeni bir eylemle Türkiye'de anayasayı değiştirecek yeni devlet tanımına izin vermeyeceğiz. Bizim genel kurullarımız değerli delegelerimiz şenlik havasında geçmeli bizim genel kurullarımız Atatürkçülerin birbirlerine saldırdığı kişisel, siyasal yarışlar yaptığı genel kurullara dönüşmemeli bunun güvencesi sizler olacaksınız” dedi.
TÜRKİYE'Yİ İRAN YAPMAK İSTİYORLAR
Atatürkçü Düşünce Derneği genel merkez adına Genel Başkan Yrd. Prof. Dr. Sina Akşin yaptığı konuşmada şunları kaydetti: “Genel merkez adına Bolu şubesini bu toplantıyı düzenledikleri için kutluyorum.1950 yılından beri Türkiye karşı devrim dönemine girmiştir. TBMM karşı devrimcilerin elinde olmuştur. Karşı devrimin dayanağı şeyhlik ve ağalık düzenidir. Karşı devrim gittikçe koyulaşmaktadır. Karşı devrim, eskiden Atatürk Devrimini yavaşlatmak isteyen iktidarlar gördük. Türkiye'yi İran yapmak istiyorlar. Bunlar akıllı insanlar, bu işin hemen olamayacağını biliyorlar. Emperyalizmden aldıkları destekten yaralanarak yavaş yavaş hedefe gitmek istiyorlar. Bu süreç içinde Türkiye büyük ölçüde bağımsızlını yitirmiştir. Türkiye gittikçe yoksullaşıyor, işsizleşiyor. Sayın Başbakan geçenlerde 'Bu bunalımdan çıkman tek çaresi özel sektördür 'dedi. Özel sektör kalkınırsa iş bulacağız. Yoksulluktan kurtulacağız. Bu devlette Atatürkçülük yaşandı. Atatürkçülüğün önemli ilkesi devletçiliktir. Bu karma ekonomi demektir. Hem kamu hem özel sektör olacaktır. İkisi birlikte çalışacaklardır”