45 yıllık Boluspor tarihinin en parlak sezonu, en başarılı sezonu 1973-74 sezonudur.
Neagu'nun ikinci sezonudur ve ligi Boluspor 3. sırada tamamlamıştır.
Ligin bitimine 5 maç kala, Boluspor liderdir.
Şampiyonluğu kovalamaktadır.
Ancak İstanbul Dolmabahçe (İnönü) Stadyumu'nda Beşiktaş'a karşı 1-0 yenilen Boluspor, 3. sıraya düşer.
Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu sezonda Mersin İdmanyurdu ve Vefa takımları lige veda eder.
Boluspor 1973-74 sezonuna Ahmet 2 ve Lütfü'yü Beşiktaş'a kaptırmasına rağmen, yıldız futbolcuları Çetin, Rıdvan ve Aydın ve Sinan'ı kadrosunda muhafaza edebilmiş, Kırşehirspor'dan Şükrü, Galata'dan Nuri, Hacettepe'den Alaaddin'le kadroyu zenginleştirmiştir.
30 maçlık maratonda 7 kez lig lideri olan Boluspor, 1973-74 sezonunda dost düşman herkesin sevgisini kazanmıştır.
Peki, bu muhteşem sezonun yöneticileri kimlerdir?
Başkan kimdir?
Aşağıda Yener Bandakçıoğlu'nun anılarından da anlaşılacağı gibi, Boluspor'da 1973-74 sezonunda yönetimde deyim yerindeyse “Keresteciler İhtilali” yaşanmış.
Başkanlığa İbrahim Mısırlıoğlu,
Başkan Yardımcılığına Zekai Güneykaya,
Genel Sekreterliğe Yener Bandakçıoğlu,
Genel Kaptanlığa Altan Doyran,
Muhasip Üyeliğe Servet Vardalı
Veznedar üyeliğe Alaaddin Eratalar
Amatör Şubeler Sorumluluğuna Fikret Şen gelmişlerdir.
Boluspor Kulüp Başkanları arasında ismi çokça anılmayan İbrahim Mısırlıoğlu “Yeşil” Boluspor'un en parlak sezonunun başkanıdır.
Hasta olan İ. Mısırlıoğlu ile görüşmemiz mümkün olmadı.
Kendilerine acil şifalar diliyoruz. Boluspor'un Genel Sekreteri Yener Bandakçıoğlu, bakınız o günlere dair neler anlattı.
İlginç, çok ilginç anılar…
“1972 – 1973 futbol sezonunda Boluspor mucizesi dediğimiz olay gerçekleşmeye başladı. Ben bu olaya çeşitli vesilelerle katıldığım her platformda, “Boluspor'un Şanlı Tarihi” diyorum. O sezonun sonunda Boluspor ligi çok güzel bir yerde, 5. olarak tamamladı. Bu derecesiyle de o zamanki statüye göre Balkan Kupası maçlarında Türkiye' yi temsil etme hakkını elde etti. Balkan Kupası Türkiye, Romanya ve Bulgaristan arasında yapılan, Hükümetin de desteklediği bir organizasyondu. O dönemki Hükümetimiz Romanya ve Bulgaristan ile dostluklarımızın artmasını istiyordu. Futbol Federasyonumuz da bu olaya çok sıcak baktığı için biz Balkan Kupasına iştirak etme kararını aldık ve katıldık.
Ancak bu başarıya rağmen, Boluspor'un maddi sıkıntıları bir hayli fazlalaşmıştı. Daha önce de birkaç defa ifade ettiğim gibi, o yıllarda tek gelirimiz Boluspor Yönetimine giren idarecilerin Başkan Kamil Bilgihan'a verdikleri senetlerdi. Kamil Bey bu senetleri daha ziyade Türk Ticaret Bankası ve Akbank Bolu şubelerinde kırdırıyordu, biz de bu parayı Kulüp işlerinde kullanıyorduk. Bütün arkadaşlarımızın bu şekilde Kamil Bilgihan'a verdikleri senetleri vardır. Hatta ben bu senetlerin bazılarını hatıra olarak hala saklarım.
1973 – 1974 sezonunun transfer döneminde biz aynı kadronun, yani Kamil Bilgihan'ın Başkanlığındaki ekibin yola devam edeceğini zannediyorduk. Ama güzel bir Haziran akşamı Kamil Bilgihan o zamanın en büyük gazetesi olan ve spora da çok ehemmiyet veren Tercüman Gazetesinde Orhan Ayhan'la bir mülakat yapmış.
Orhan Ayhan'la Boğazda güzel bir lokantaya gidiyorlar, baş başa oturuyorlar. Hatta, Tercüman'ın spor sayfasında fotoğrafları da çıkmıştır. Kamil Bey o güne kadar Kulüpten alacağı olan 2500 lira karşılığında bizim 5 futbolcumuzu Beşiktaş'a vermek üzere sözleşiyor. Spor sayfasında koca bir manşet “Beşiktaş, Boluspor' un 5 futbolcusunu alıyor.”
Tercüman Gazetesi Bolu'ya gelince, Bolu'da korkunç bir aksiyonel yarattı. Yani Boluspor taraftarları tepki göstermeye başladılar. Lütfü, Ahmet, Sinan, Aydın ve Çetin gibi Türkiye'ye nam salmaya başlamış olan çok değerli futbolcularımızın verilmesini istemiyorlardı. Başkan Kamil Bey bu 5 futbolcunun satışından gelecek para ile kendi alacağını tahsil edecekti.
Bu gelişme o güne kadar Bolu'da görülmedik bir halk hareketine, taraftar tepkisine sebep oldu. Taraftarlar istisnasız her gün Bolu'da ne kadar taksi varsa atlıyorlar, önce Kamil Bilgihan'ın Hıdırlık Tepe dediğimiz Kız Enstitüsü'nün oradaki parke fabrikasının önüne gidiyorlar. Orada Başkanı protesto ediyorlar.
Geliyorlar Belediye önüne, ikinci Başkanımız Muzaffer Işın'ı protesto ediyorlar. Sonra da Vali Konağının önüne gelip, Valimiz cennetmekan Ragıp Gerçeker'i protesto ediyorlar. Bu tepkiler transfer mevsiminin başlamasına kadar devam etti. Yani iş öyle bir hal aldı ki, bu 5 futbolcunun satışı çıkmaza girdi.
Bu şartlar altında Bolu'nun ekonomisinde çok büyük bir yeri olan keresteci arkadaşlarımız bir güç birliği kurdular. Bu güç birliği Kamil Bilgihan'ın borçlarını ödeyip, bu transferleri durdurma kararı aldı. Nitekim yapılan Kongrede, yanılmıyorsam 14 Temmuz 1973 günü bu arkadaşlarımız Boluspor'un Yönetim Kuruluna girdiler. Yeni yönetim Kamil Bilgihan'ın alacaklarına karşılık senet verdi. Hatırlayabildiğim kadarıyla Hüseyin Can, Zekai Güneykaya, İbrahim Mısırlıoğlu, Servet Vardallı, Alaattin Eratalar, Fikret Şen, Sabahattin Kalaycıoğlu gibi arkadaşlarımız yönetime girdiler. Bazıları rahmetli olmuştur. O tarihte Bolu'da yüze yakın keresteci vardı. Onlarca kereste fabrikası vardı. Ben de o yönetimde görev aldım. Değişmez Genel Sekreterlik görevime devam ettim.
Yeni yönetim, en yaşlı üyesi olan Hüseyin Can'ın Başkanlığında yaptığı ilk toplantısında Yeşil namıyla maruf, İbrahim Mısırlıoğlu'nu Boluspor Başkanlığına seçti. Kendisi halen sağdır. Zekai Güneykaya arkadaşımız 2. Başkan oldu. Genel Kaptanlığa Altan Doyran, Muhasip üyeliğe Servet Vardallı, Veznedar üyeliğe de Alaattin Eratalar seçildiler. Yine kerestecilerden Fikret Şen de genç takım ve amatör şubeler kaptanı oldu.
Muhasip üyeliğe seçilen Servet Vardallı ağabeyimiz bu organizasyondaki rolü dolayısıyla o tarihten sonra Libya lideri Muammer Kaddafi'den esinlenilerek “Kaddafi” lakabıyla anılmaya başlandı. Çünkü keresteciler grubunu birleştiren insandı.
1973 – 1974 sezonunda Boluspor keresteci ağırlıklı bir yönetimle yola koyuldu. Bu bir dönüm noktasıdır. Bu dönüm noktasının asıl kaynağı, taraftarların reaksiyonu ve yaptığı gösteridir. Bu hareketin organizatörü de rahmetli kardeşim Altan Doyran'dır. Altan Doyran'ın önderliğinde bu reaksiyon gösterilmiştir.
Gösterilerin başaktörü Altan'dır. Mali yapının başaktörü de Servet Vardallı'dır.
Bu hareket başarılı oldu. Arkadaşlarımız Kamil Bilgihan'ın borcuna karşılık 2500 lira tutarında senetler verdiler. Kamil Bey de Boluspor'daki bütün temliklerini kaldırdı.
Yönetim Kurulu toplantılarını Genel Sekreter olarak tamamen ben yönetirdim. İbrahim Mısırlıoğlu masanın başında otururdu, hiçbir şekilde söze karışmazdı. Boluspor'un orman ihalelerinden pay alması konusunda İbrahim Mısırlıoğlu'nun katkıları vardır. Mısırlıoğlu o zamanlar “pürüz” bir adamdı. İcap ederse bir kereste ihalesini bozabilecek bir konumdaydı. Gençti, gözü pek ve atılgandı.
İbrahim Mısırlıoğlu için şöyle laflar da üretilmişti. Orman muhafaza memurlarının bazılarını kereste fabrikasında tomrukların üzerine bağlamış, o hızar dediğimiz makinenin önüne atmış. Bundan sonra benle uğraşacak mısınız? diye onlara gözdağı verdiği de söylenirdi.
Boluspor o tarihten sonra kereste ihalelerinden muayyen bir pay almıştır. Bu konuda daha sonra çeşitli spekülasyonlar üretilmiştir. Ancak şunu söyleyeyim, Boluspor, yapılan ihalelerden aldığı payla Devletin bir kuruş gelir kaybetmesine sebebiyet vermemiştir. Çünkü Devlet her ihalede o partinin kaç lira muhammen bedelle satışa çıkarılacağını açıklardı. İhale mutlaka tespit edilen bedelin üzerine çıkarılır ve o aradaki farktan Boluspor'a pay alınırdı.
Bu pay alma 1973 yılından 1980 ihtilaline kadar devam etmiştir. Bunun dışında Boluspor'un orman geliri diye bir şey olmamıştır.
Yaşadığımız olay bence bir halk hareketiydi. Bu hareket başarıya ulaştı. 7 yıldan beri Kulüp Başkanlığımızı yapan, kendisinin de çok büyük hizmetleri geçmiştir, Allah mekanını cennet etsin, Kamil Bilgihan'ın Boluspor'la ilişkisini kesmiştir. O tarihten sonra da bir daha Kamil Bilgihan Boluspor Yönetimine girmemiştir.
O transfer sezonunda maddi sıkıntı nedeniyle Yeni Yönetimde Lütfü Isıgöllü ile Ahmet Yılmaz'ı Beşiktaş' satmak zorunda kaldı. Ama Sinan, Aydın ve Çetin Kulüpte kaldılar. Ondan sonraki sezonda Sinan ve Aydın da satılmıştır. Çetiner Erdoğan bir yere gitmedi, futbolu Boluspor'da bıraktı.”