Ataması Bilecik'e çıkan Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar'a dün İl Genel Meclisi bir veda yemeği verdi. Yemekte Vali Akpınar Aziz Nesin'in kitabından uyarlanmış olan Zübük filmi ile ilgili bir değerlendirme yaparak, “Siz 'Zübük' filmini bilir misiniz? Çok güzel bir filmdir. İzlemenizi tavsiye ederim. İçinde Bolu'ya dair çok şey bulursunuz" dedi.
Vali H. İbrahim Akpınar'ın veda yemeğinde yaptığı “Zübük” tarifi Bolu kamuoyunda merak konusu oldu. Konuyla ilgili görüştüğümüz Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz muhabirimiz “Zübük sizce kim?” sorusuna ilginç bir yanıt geldi.
Başkan Yılmaz gazetemize yaptığı açıklamada, “Birileri gelip geçer, ben görev yapmaya başladığımdan buna gördüğüm 4. vali. Ben Bolu'dan gidinceye kadar kaç tane daha görürüm bilemem. Ben ne Zübük bilirim, ne filmini izledim ne de kendisini tanırım. Allah gelecekte Sayın Vali'ye selamet versin. Burada yaptığı çalışmalardan edindiği tecrübeleri iyi algılasın ve gittiği yerde aynı hatalar düşmemenin yollarını arasın. Belediye başkanlarını halk seçer. Halk beğenmezse değiştirir. Ama valileri halk seçmiyor. Ankara'dan bu sizin valiniz diyorlar. Kabul etmek zorundayız. Valiler de sevaplarıyla günahlarıyla iş yaparlar. Bulundukları yerde bir problem varsa ve bu yüzden gidiyorlarsa, gittikleri yerde aynı hataları yapmasınlar. Sevilir pozisyonda tutsunlar kendilerini” dedi.
İNŞALLAH GİTTİĞİ İLDE GEÇİNİRLER
Başkan Yılmaz Valilik ve Belediye arasında yaşanan sıkıntılar hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: “Sayın Vali Ağrı'da çalıştı, Bolu'da da çalıştı. Orada da siyasi erbap ve burada da siyasi erbap vardı. Burada siyasi erbapla geçinememiştir. İnşallah gittiği ilde geçinirler. Ama bizim kimseyle geçinmek gibi bir derdimiz yok, biz halkla geçinmek zorundayız. Sayın Vali'nin Bolu'ya zarar vermeye başladığını hissettik. Şu an gelen arkadaşımızla uyum içinde olacağımızı umuyorum. Çünkü kendisi gelmeden açıklama yaptı: 'Kavga etmeye değil, iş yapmaya geliyorum.' Belediye başkanları koltuk sevdalısı olmaz, onlara halk görev verir, beğenmezse de değiştirir. Belediye başkanı atanmış değil ki oturduğu koltuğa yapışsın.”