Altı yıl boyunca her şeye göğüs gerip bir spor kulübünün başkanlığını yapmak zor. Para bulmak, taraftarı memnun etmek, aynı zamanda kendine ve ailene vakit ayırmak. Bunları başarmak elbette kolay değil. Ama zoru başaranlar da var.

Boluspor eski Başkanı Necip Çarıkcı ile sohbetimize kaldığımız yerden devam ediyoruz.

16 Haziran 2007 günü bir kongre daha yaptınız. Zannediyorum, Boluspor tarihinin o güne kadarki en kalabalık yönetim kurulu oluştu. Boluspor’ un, Bank Asya 1. Ligdeki ilk yılında yönetim kurulunda kimler vardı?

O sezon 53 kişilik bir yönetim kurulmuştu. Yönetim kurulunda; Kamil Erbayram, Hamdi Tanrıkulu, Mustafa Ericek, Hasan Aksoy, Osman Gürsoy, Adnan Pulatlı, Osman Kayışoğlu, Hüseyin Kayalıoğlu, Nejat Öztürk, Mehmet Savaş, Ercan Albayrak, İbrahim Yaman, Abdullah Abat, Şura Öztuncay, Aydın Oskay, Zafer Türk, Erdal Gören, Sunal Menekşe, Ahmet Tornacı, Tuncay Alnıak, Deniz Kış, Seçkin Kavarna, Sinan Mert, Erdal Kaya, Recep Aydoğanlı, Esat İnal, Orhan Kahraman, Fatih Metin, Seyit Ali Özkoç, Nedret Yıldız, Hakan Aydoğan, Gürol Fidan, Hakan Gökdemir, Muzaffer Zengin, Hakkı Fidan, Mustafa Özkoparan, Hüseyin Tekin, Murat Kader, Hasan Birol Yalçın, Muharrem Demirel, İbrahim Küçükçakır, Tuncer Şengün, Metin Yaman, İsmail Hakkı Özmen, Kemal Sert, İsmail Hakkı Öztürk, Armağan Çatladıoğlu, Mehmet Urul, Kadri Özersin, Mehmet Turan, Mustafa Yaman ve Vahap Yıldız vardı.

Bank Asya’ daki ilk yılımızdı tekrar takımı bozduk. Hep diyorlar, “ Başkan sen takımı bozuyorsun, niye bozuyorsun? “ Serhat Güller’ le anlaştık. O sezon çok iddiamız yoktu. Bir baskıda yoktu. Ancak, hep kalbimizde gizli bir hedef vardı. Biz her sene gizli hedef koyarız. Dışarı vurmayız ama kalbimizde hep bir hedef vardır.

2007 – 2008, Boluspor için nasıl bir sezon oldu?

Sezona çok iyi başlamadık. Ama Serhat Güller genç, inançlı bir hocaydı. Takım çok kuvvetli değildi ama birlik ve beraberlik vardı. Yıldızı olmayan bir takımdı. Ligin son maçında, deplasmanda Eskişehirspor’ u yenip, play – off maçlarına katılma hakkını elde ettik.

Ali Sami Yen’ de, Sakaryaspor maçında 2 – 0 mağlup duruma düştük. Önce maçı 2 – 1 e getirdik. Sonra beraberliği yakaladık. Uzatmalar, penaltılar derken Sakaryaspor’ u eledik ve finale kaldık.

Boluspor’ un Eskişehirspor’la oynadığı o tarihi final maçını siz nasıl yorumlamıştınız?

Eskişehirspor maçı, Boluspor’ un Türkiye çapında yeniden tanınmasını sağladı.  Haksız yere kaybettik, 10 kişi kaldık, mağdur olduk. Her şeye rağmen, iyi top oynadık. Herkesin sevgisini kazandık. Gönlünü kazandık. Ne kadar birileri “ Ben Boluspor’ un başında olsaydım, ikinci yarı takımı sahadan çekerdim “ diyorsa da, bu düşünceler bana uygun gelmiyor. Bunlar bizim alışkın olduğumuz, tasvip ettiğimiz şeyler değil.

Final maçının 2. dakikasında; Selçuk Dereli’ nin,  Erhan Yılmaz’ a gösterdiği kırmızı kart karşılaşmaya damgasını vurdu. Maçı, o dönemki Futbol Federasyonu Başkanı Hasan Doğan’la birlikte seyrediyordunuz. Daha sonra kamuoyunda, Başkan Hasan Doğan’ ın size “ Necip Bey Boluspor’ a haksızlık yapıldı “ dediği söylentisi çıktı. Hasan Doğan’ la aranızda böyle bir diyalog geçti mi?

Federasyon Başkanımız rahmetli Hasan Doğan Bey, daha önce Bolu’ ya gelmişti. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçını birlikte seyretmiştik. Kendisiyle çok iyi ilişkilerimiz vardı. Beni çok severdi. Eskişehirspor maçının 2. dakikasında; kırmızı kart olayından hemen sonra, cep telefonu ile Ufuk Özerten’ i aradı. Pozisyonu sordu. O da şok olmuştu. Onun da gönlü kırılmıştı. Bana “ evet kırmızı kartlık hareketmiş “ dedi. Aramızda sizin sorduğunuz manada bir konuşma geçmedi. Benim kırgın olduğum nokta şu: Olayın en başından beri Maliye Bakanının işin içinde olması, Sergen’ in transferine karışması. Ayrıca ben maçın hakemine kızdım. Formsuz bir hakem. O maçın hakemi Fırat Aydınus olabilirdi. Bünyamin Gezer olabilirdi. Ama üç topumuz direkten döndü. Ayrıca sezon başında haksızlık oldu. Bizim transfer etmek istediğimiz bazı futbolcuları Eskişehirspor kadrosuna aldı. Serdar Özbayraktar’ı, Ömer’i aldılar. Coşkun Birdal’ la anlaşma yapmamıza rağmen, işin bittiği noktada devreye girdiler. Futbolcu Almanya’ ya gitti. Almanya’ dan yine Maliye Bakanı devreye girdi, Coşkun’ u Eskişehirspor’ a kazandırdı. Bu haksız rekabetin fotoğrafını bütün Türkiye gördü. O maçı kaybettik ama Türkiye genelinde gönüllerin şampiyonu olduk. 
Ama bizim o maçı oynamamızda Boluspor’ a değer katmıştır. 15. 000 taraftar İstanbul’ a çıkarma yaptı. Kimler gelmedi ki? O maça en başta İzzet Baysal’ ın kızı Esin Avunduk hanımefendi geldiler. İnönü Stadyumunda on kişilik bir locada maçı izlediler. Bizim misafirimiz oldular.

Kamuoyunda sizin Eskişehirspor maçında para aldığınızda konuşuldu. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?

Bu da benim çok üzüldüğüm bir konudur. Bolu’ nun en kötü tarafı dedikodu. Efendim, “ Başkan anlaşma yaptı. Kulübe şu kadar para aldı, kendine şu kadar para aldı. “ Peki, üç topumuz direkten dönmese ne olacaktı? Bunlar hoş olmayan şeyler. Aslında Eskişehirspor maçından sonra benim görevi bırakmam gerekiyordu. Çünkü gerçekten gönlümüz kırılmıştı. O dönemde Sayın Belediye Başkanımız rica etti. “ Boluspor’ u bu şekilde bırakma “ dedi. Sonuçta bırakamadım.

2008 – 2009 sezonu için ne söyleyeceksiniz?

Sezon başında takımı tekrar bozduk. O zamanda mütevazı bir bütçe yaptık. Borçlanmaya gitmedik. Boluspor’ a yakışır bir bütçeydi. Sezonun sonunda yine play – off a kaldık. Devre arasında İlyas Kahraman’ ı kadromuza dahil etmiştik. Antalya’ da iyi bir kamp dönemi geçirdik. Ligin ikinci yarısında çok başarılı olduk. Sezonu 3. sırada tamamladık. Play – off ta, Karşıyaka maçında Edim’ im, Sertan’ ın sakatlıkları ve İlyas’ ın oynayamaması bizi olumsuz etkiledi. Maalesef penaltılarda elendik.

2009 – 2010 sezonuna başlarken camiaya şampiyonluk sözü verdiniz. Sezon başında siz neyi öngörüyordunuz?

Ben nasıl 2 B liginde söz vermişsem, bu sezonda kalbimde, gönlümde bu sözü verdim. Rakiplere baktım. Zor ekipler yoktu. Her ekibin mali sorunlarını da biliyordum. “ Ben bu işe inanıyorum, ben bu işe baş koyacağım “ dedim. İyi bir takım kurmak içinde söz verdik. Sezon başındaki bütün niyetimiz takımı şampiyon yapmaktı. Belki 1 – 2 trilyon borçlanacaktık. Nasıl Karabükspor 13 puan farkla çıktı, niyetimiz oydu. Ancak en başta 3 yıllık mukavele yaptığımız Serhat Hocamızı bu sene düşünemedik. Niye düşünemedik? Taraftarımızla bağlar kopmuştu. İyi oynayıp, kaybettiğimiz bir Kasımpaşa maçından sonra İstanbul’ da birkaç taraftarın etmiş olduğu küfürler, daha sonra Bolu’ da yaşanan sıkıntılar Serhat Hocayı iki sefer istifa etmek zorunda bırakmıştı. Ama biz onu kabul etmedik ve hocamızla devam kararı aldık. Karşıyaka maçı ile yaşanan başarısızlıktan sonra hocanın artık bizimle devam etme şansı yoktu. Taraftar bizden şov yapan, tribünlere oynayan hoca istiyordu. Beklenti bu yöndeydi. Bank Asya’nın en iyi teknik direktörü seçilen antrenörle anlaştık. En iyi transferleri biz yaptık. İlk transferimiz bu ligin en iyi futbolcusu Erman Ergin’ di.

Coşkun Hoca konusundaki düşüncelerinizi daha öncede dile getirmiştiniz. Ancak Demirbakan ligin 11. haftasında Boluspor’ dan ayrıldı. Yani bir sezonun bütün faturasını Coşkun Hocaya kesemeyiz. Mustafa Uğur seçimi de yanlış bir tercih miydi?

Evet, olabilir. Ama şunu gözden kaçırmayalım; sezon başı yenildi, içildi, sohbet edildi. Sezon başı hazırlığı doğru yapılmadı. Kuvvet kampı iyi geçmediği için Mustafa hoca bir şey yapacak halde değildi. Hoca ne yapsın? Başarısızlıkta başta benim suçum var. Coşkun Hocanın suçu var. Futbol şube sorumlumuzun, kulüp menajerimizin, futbolcuların ve taraftarında hatası, suçu var. Şunu da söylemek zorundayım, biz bu kadar olumsuzluğun içinde küme düşmediysek çok büyük başarı elde ettik. Bu kadar heves ettik, gönül verdik. Ama maalesef her şey kötü gitti. Çok umutla başlamıştık. Başarısız olmamız benim gücüme gitti. Karabükspor’ un şampiyon olması ağrıma gitti. Çünkü bizim takımımız kötü takım değildi. Kötü olan tek şey teknik direktörümüzdü.