|
|||||||||||||||||||||||||||
TEMA Vakfı kıyasıya eleştirdi | www.boluweb.com | Paylas |
TEMA Vakfı, Bolu Valiliği ve İl Özel İdare tarafından Abant Tabiat Parkı'nda uygulanan çalışmaları kıyasıya eleştirdi. Konuyla ilgili geç kalmış bir çalışma olsa da,çevreye duyarlı siz okurlarımızla bu çalışmayı paylaşmak istedik.
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Abant'ta Bolu Valiliği ve İl Özel İdare tarafından başlatılan “Abant Uzun Devreli Gelişim Planı” kapsamındaki çalışmalara tepkiler gelmeye devam ediyor. Abant'ta yaşanan çevre katliamı sivil toplum örgütleri, dernekler, siyasi partiler ve çevreciler tarafından protesto edilmesine rağmen, çalışmalar devam ediyor. En son geçtiğimiz gün bir rapor hazırlayan TEMA Vakfı, durumun vahametini bir kez daha gözler önüne serdi. İç Anadolu Projeler Sorumlusu ve Orman Mühendisi Nafi Altunöz'ü ve Orman Mühendisi Hasan Basri Avcı'yı görevlendiren TEMA Vakfı, bizzat Abant'ta yapılan çalışmaları yerinde inceledi. Rapordan anlaşıldığı kadarıyla TEMA Vakfı il yöneticileri ile temasa geçilmeden hazırlanan raporda Nafi Altunöz, Abant'ta Bolu Valiliği tarafından yapılan uygulamalarda geri dönülmez tahribatlar tespit etti. Altunöz raporun sonunda uyarılarda bulundu ve TEMA Vakfı'nın STK'larla işbirliği yapmasının önemi üzerinde durdu. Altunöz raporda şu ifadelere yer verdi: “Abant Tabiat Parkında yapılan yanlışlıkların devam ettirilmemesi ve başka tehdit altında olan diğer Milli Park alanlarında da gerçekleşebilecek olası tehditlere karşı TEMA Vakfı'nın aktif olarak rol üstlenmesi, bu konularda duyarlı STK'lara destek vermesi, gerekirse davalar açılması (Bu konuda bazı STK'larca dava açılmış) ve kamuoyunu etkileyecek girişimlerde bulunarak ilgililerin dikkati çekilmelidir.”
8 MADDEDE TAHRİBAT SONUÇLARI
TEMA Vakfı İç Anadolu Projeler Sorumlusu NafiAltunöz ve Orman Mühendisi Hasan Basri Avcı raporun sonuç bölümünde 8 ayrı maddede topladıkları tahribatı ara başlıklarla sıraladı. İşte 8 maddelik sonuç:
1-İğne yapraklı ağaçların kök boğazı su altında kaldığından, bu ağaçların kuruması an meselesidir. Buralara toprak dolgu yapılması kök boğazlarını bu sefer su altında değil de, toprak altında kalmasını sağlayacağından ağaçların kök boğazının havalanması mümkün olmayacağı ve canlılıklarını yitirecekleri.
2-Suyun yükselmesi nedeniyle bazı nilüfer yapraklarının su yüzeyine kadar çıkamadığı, Bu durumun nilüfer ölümlerine neden olabileceği,
3-Yavru Abant mevkiinde yapılan set nedeniyle su tutulması ekosistemi bozduğundan ülkemizde Toroslar ile beraber sadece Yavru Abant mevkiinde yaşayan Kar çiçeğinin de yaşam alanını tehdit edeceği.
4-Abant Gölü ve etrafındaki dağlar birçok çiğdem türüne ev sahipliği yapmaktadır. Bunlardan bir kaçı ülkemiz için endemik (dünyada yalnızca bir bölgede yaşayan canlı türü)'tir. Hatta dünya literatüründeki ismini Abant'tan alan(Crocus abantensis) yalnızca bu göl etrafında yaşamaktadır. Bu son derece hassas ve endemik çiçeklerin bazı tehditlerle karşı karşıya olduğu,
5-Yapılan çalışmalar gölün ve Tabiatı Koruma Alanının doğallığını bozduğu, adeta insan eliyle planlanmış piknik ve mesire alanı mantığı ile düzenlenmeye çalışıldığı, bu noktadan itibaren de eski doğallığını kazandırmanın kısa dönemde olanaksız olduğu,
6-Bu durum Uzun Devreli Gelişme Planı amaç ve hedeflerine aykırı olduğundan aynı zamanda 2873 sayılı Milli Parklar, 6831 sayılı Orman Kanunu ve Türkiye'nin de taraf olduğu Sulak Alanlar Sözleşmesi (RAMSAR) ve Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğine de aykırı olduğu,
7-Tabiat Parkı Uzun Devreli Gelişme Planında; yol genişliği banket dâhil 8 m olarak öngörülmüş olmakla birlikte, yerinde yapılan inceleme ve ölçümlerde; 1417 m arasında değişen genişliklere ulaştığı, bazı yerde ise gerekmediği halde yeni güzergâhtan yol geçirildiği, bu durumun göl kenarında çok sayıda otonun göle karşı park yapmasına zemin hazırlayacağı, bunların da Plana aykırı olduğu,
8-Göl ekosisteminin en önemli öğelerinden birisi de kıyı kenar çizgisi olup, çoğunlukla girintili çıkıntılı olan kıyı alanları birçok canlı için yuvalanma, yavrulama ve yumurta bırakma yeridir. Su canlılarının çoğu sağlam bir şekilde tutunamayacağı akarsu veya göl yatağına yumurta bırakamayacağından, Kıyı Kanunu ile güvence altına alınmış olan kıyı kenar çizgisine yapılan müdahalenin de yanlış olduğu.
|
|
|
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Ana Sayfa Tüm Haberler Türkiye Güncel Haberler Bolu Güncel Haberler Türkiye Son Dakika Haberler Türkiye Siyasi Haberler Türkiye Spor Haberleri Dünya Güncel Haberler Türkiye Egitim Haberler Türkiye Magazin Haberler Haber Arşivi En Çok Okunan Haberler En Çok Yorumlanan Haberler Haber Yolla