Aladağ, denizden 1500m. yüksekliteydi. Suları buz gibi, havası tertemiz, çamları, tıpkı Köroğlu gibi, “Esen rüzgarlardan hile sezerim” diyesi sallanıştaydı.
İşte, geçen mevsimin flâş takımı Boluspor, yeni mevsime böylesine cennet’e benzeyen bir yerde kamp yaparak hazırlanmaya koyulmuştu. 33 kişilik kadrosuyla, yine antrenör Neagu’nun yönetiminde 13 Temmuz günü mevsimi açan Boluspor’lular, Fenerbahçe ile ilk hazırlık maçını oynayacakları 27 Temmuza kadar Aladağ’da kamp yapacaklardı. Bu hazırlık süresinde, Neagu’nun yardımcılığını, beden eğitimi öğretmeni Cahit Sinan yürütecekti.
İskelet bozulmadı
Aydın’ı Fenerbahçe’ye, Sinan’ı Beşiktaş’a, Cengiz’i de İskenderunspor’a satan Boluspor yöneticileri, “Elbette bu üç oyuncuyu yitirmemize üzülüyoruz ama, transferi takımın iskeletini bozmadan, üstelik de 10 genç futbolcu alarak kapattığımız için sevinçliyiz,” diyorlardı.
Gerçekten de, yeni oyuncular form tutup takımına havasına uyunca, Boluspor’un, tıpkı geçen yılki gibi rakiplerine kök söktürmemesi için hiçbir neden yoktu. Amasya’dan alınan Vahdet ile Çorum’dan alınan Alaattin, 3.Lig’in gol makineleriydiler. Çanakkaleli Mustafa, Kasımpaşalı Birol, Beykozlu Abdullah ve Düzceli Abdurrahim, top tekniği iyi, takım disiplinine uyan futbolcular olarak tanınıyorlardı. Süleymaniyeli Çetin, Ankara Çubuklu Sadullah, Nuri ve Salih ise şimdilik haklarında büyük umutlar beslenen genç oyunculardı.
Eğer Neagu, geldiğinden beri Boluspor’da uyguladığı çalışmayı yine sürdürerek, “Başarı” anahtarını “Lig” kilidine uydurursa, Boluspor yine “Yan bakanı yakarım,” diyen bir futbol armadası olacaktı.