Geçtiğimiz hafta trafoyu boyarken fırçanın elektrik tellerine değmesi sonucu akıma kapılarak hayatını kaybeden Şükrü Karaca, arkasında gözü yaşlı hamile bir kadın ve bir çocuk bıraktı. Eşi Taliye Karaca, olayın şokunu atlatamadığını ifade ederken, eşinin isteği üzerine Bolu'da kalacaklarını ama geliri olmadığı için ne yapacağını bilemediğini söyledi.
Taliye Karaca, 36 yaşında. 10 yaşında Mertcan adında bir oğlu var ve 5,5 aylık hamile. Eşi Şükrü Karaca (35) 1 yıl önce Çorum'dan Bolu'ya iş bulma umudu ile geldi. Günlük bulduğu işlerle idare eden Şükrü Karaca, 7 ay önce de eşi Taliye ve oğlu Mertcan'ı da Çorum'dan Bolu'ya getirdi.
Eşi ve çocuğu yanında olursa daha çok çalışacak, yalnız kalmayacak ve belki de bir şeylerin sahibi olacaklardı burada. Ama kurdukları hayaller fazla uzun sürmedi. Geçtiğimiz hafta Sümer Mahallesi'ndeki trafoyu boyarken 35 bin voltluk akıma kapılarak hayatını kaybetti.
Geride ise gözü yaşlı hamile bir kadın ve 10 yaşında bir çocuk bıraktı. Yaşam mücadelesi verme sırası şimdi Taliye Karaca'ya düştü.
HALA EŞİMİN ÖLDÜĞÜNE İNANAMIYORUM
Aşağısoku Mahallesi'nde kirası 150 TL olan küçük bir evde hayata tutunmaya çalışan Taliye Karaca, olayın hala şokunu atlatamadığını ve ne yapacağını bilemediğini söyledi. Geçtiğimiz hafta eşini kaybeden Taliye Karaca, “Ne yapacağımı bilemiyorum. Hala eşimin öldüğüne inanamıyorum. 13 yıldır evliydik. Onsuz nasıl ayakta duracağım bilmiyorum. Ama Bolu'da kalacağız, çünkü eşim geri dönmek istemiyordu. Bana 'Ben Çorum'da boşuna kalmışım şimdiye kadar. Artık Bolu'da kalacağız, burada bir hayat kuracağız' demişti. O yüzden gitmek istemiyorum buradan. Oğlum şimdi Çorum'da, onu almaya gideceğim. Orada eşim için yemek verdikten sonra annemi de alıp döneceğiz. Hiçbir gelirim yok, burada kimim kimsem yok, ne yapacağımı bilmiyorum ama eşimin isteği yüzünden geri dönmeyeceğim” dedi.
BEN KARNIMDAKİ BEBEKLE KALDIM, EKMEK ALACAK PARAMIZ BİLE YOK
Eşinin öldüğü günü gözyaşları içinde anlatan Taliye Karaca, “O gün her zamanki gibi sabah kahvaltısını hazırladım. Çayını içerken beraber çalıştığı Ahmet abi geldi. Her sabah onunla işe giderdi.
Bugün Belediye'de çalışacağım dedi. Evden çıktı, sonra polisler geldi Ahmet abiyle. Öldüğünü haber verdiler. Neye uğradığımı şaşırdım. Hala kendime gelemedim. Bir türlü inanamıyorum. İhmal olduğunu söylediler.
Belediye'nin mi yoksa SEDAŞ'ın mı bilmiyorum. Tazminat davası açacağız. Sorumlu kimse cezasını ödesin.
Ben karnımdaki bebekle kaldım, ekmek alacak paramız bile yok. Tek dayanağım eşimdi, onu da aldılar elimden.
Oğlum çok üzgün, kendini toparlamaya çalışıyor. Buraya gelmek istemiyor. Babamı hatırlıyorum geldiğimde, gitmek istemiyorum diyor.
Ben kendimde değilim, beynim uyuşuk gibi. Doğru dürüst düşünemiyorum. Karnımda bebek var, psikolojim bozuk. Yardıma ihtiyacımız var her anlamda. Eşim sigortasız çalışıyordu, o yüzden bir şey de isteyemiyoruz. Bizi kimse aramadı, ne Belediye ne de SEDAŞ. Kimse yardım elini uzatmıyor bize” diye konuştu.
Karaca ailesi sizden gelecek yardımlara muhtaç. Onlara sahip çıkarak belki de bir ya da birkaç yaşamı hayata bağlayacaksınız.