HABER: DERYA ÖZTÜRK FOTO: ZEKİ ERCİVAN
Onlar şehir insanların görmek istemediği, görünce de görmezlikten geldiği insanlar, Romanlar. Doğancı Köyü'nde yaşıyor bir kısmı. Bolu Belediyesi “Roman açılımı” adı altında hepsini TOKİ'nin yapacağı evlere taşımak için çalışma yapıyorlar.Peki onlar bu açılıma nasıl bakıyorlar?
Doğancı Köyü'nde yaşayan ailelerle görüştük. Mahallede farklı bir yerde yan yana derme çatma evlerde yaşam mücadelesi veriyorlar. Bir anda bir sürü çocuk karşılıyor sizi sokağın başında. Kiminin ayakkabısı yok, kimi de ayağına büyük gelen terlikler giymiş. Kir pas içindeler ama neşeleri ve kahkahalarıyla tüm mahalleyi inletiyor çocuklar. Roman açılımı kapsamında başka bir yere taşınacak olan Romanlara sorduk görüşlerini.
BELEDİYE PARASIZ GELİN OTURUN DERSE DÜŞÜNÜRÜZ
Nefiye Yılmaz, 70 yaşında. Doğma büyüme Bolulu olduğunu söyledi. 15 yıldır Doğancı Köyü'nde yaşadıklarını belirten Nefiye Yılmaz, “Belediye bize ev yaptıracakmış ama biz gitmek istemiyoruz. Biz yerimizden memnunuz. Buradan gitsek ne olacak? Bizim aylığımız yok, yıllığımız yok, biz o evlere nasıl para ödeyelim. Gelirimiz yok ki ödeyelim. Bak bir sürü delikanlımız var işsiz hepsi. Burası bizim evimiz artık. Ama Belediye parasız gelin oturun derse düşünürüz” dedi. “Apartmana taşınacaksın, evin kaloriferli olacak, suyun, elektriğin olacak, yine de taşınmak istemiyor musun?” diye sorduk, Nefiye Yılmaz inatçı tavrından taviz vermeyerek, “Olmaz” deyip kestirip attı. “Ne yiyip ne içiyorsunuz, nasıl geçiniyorsunuz?” sorusuna Nefiye Yılmaz, “İdare ediyoruz işte” diye cevap verdi.
ÖNCE İŞ İSTİYORUZ
Sultan Yılmaz, 38 yaşında ama hayat onu çok hırpalamış olacak ki yaşının bayağı üstünde görünüyor. Ona da aynı soruyu soruyoruz. Sultan Yılmaz kiracı olduğunu söyleyerek, “Belediye bize ev verecekse taşınırız. Kiramızı bile zar zor ödüyoruz. Ama bize taksitli satacaklarsa önce kocama iş bulsunlar. Kocam çalışırsa öderiz. Yoksa ödeyecek gücümüz yok. O da düğünlerde keman çalarak para kazanıyor. Başka gelirimiz yok” dedi. Eşi Mustafa Yılmaz da taşınmak istiyor, ama önce iş istiyor. Amca çocukları Sultan'la Mustafa.
BELEDİYE BİZE EV YAPIYORSA TAŞINIRIZ BİZ DE, AMA TAKSİT ÖDEYEMEYİZ
“12 yıldır kiralarda sürünüyorum” diye başlıyor anlatmaya Nurgül Çetin. 30 yaşında 4 çocuğu var. Anası babası olmadığı için yurtta büyümüş. Sonra evlenmiş, kocası işe gittiği zamanlar kayınvalidesi ve kayınpederi durmadan dövmüşler Nurgül'ü. “Sahipsiz olduğum için dövüyorlardı beni. Kocam askere gittiğinde o kadar çok dövdüler ki, askerden firar etti. Burada yaşamaya çalışıyoruz. Kocam hurda topluyor ben de biraz şişesi. Bazen iş olursa inşaatlarda çalışmaya gider. Şu kadın ellerinin ne iş yaptığını görüyor musun? Ot toplarım, pazarda ot satarım. Üç aydır kira ödeyemiyorum. Belediye bize ev yapıyorsa taşınırız biz de, ama taksit ödeyemeyiz. Durumumuz yok ödeyecek. Kimsemiz de yok, kimseye diyemem biz aç susuzuz diye. Evin kirası 110 TL, onu bile ödeyemiyoruz. 4 çocuk var, bir iş kapısı açsalar bize. Sosyal Yardımlaşma'ya gittim, kocan genç çalışsın dediler. Bazen para veriyorlar ama bazen de vermiyorlar. Ne yapacağımı şaşırdım. Kocam sabıkalı, ona da iş vermiyorlar.
ROMAN DİYE BİZİ DIŞLIYORLAR
25 yaşındaki Canan Aslan da kiracı. Teyzesinin oğluyla evli. 37 yaşındaki kocası ilk evliliğini yürütememiş, boşanmış. İlk eşinden olan çocukları Adapazarı'nda yurtta kalıyor, yazları Bolu'ya geliyormuş. Canan'ın da 2 çocuğu var. Hayatı zor geçiyor ama yine de gözlerinin içi gülüyor. Mudurnu'dan taşınmışlar Bolu'ya iş buluruz umuduyla ama olmamış. Canan Aslan, “Maddi durumumuz iyi değil. Eşim çöp topluyor. Ben de mendil, kalem, çorap satıyorum. Devletten beklentimiz çok. Belediye bize ev verse hemen taşınırım ablacım” diyor. Sosyal Yardımlaşma'dan 3 ayda bir para alıyorlarmış ama onu da yazın kesiyorlarmış. “Yazın iş bulup çalışın diye vermiyorlar. Kömür veriyorlar ama gıda yardımı falan yapmıyorlar” diye anlatıyor Canan Aslan. “Kocana zorla mı verdiler aşık mı oldun?” diye sorunca, utangaç bir gülümsemeyle “İstedim de evlendim” diyor Canan. “Gençsin, çalışmayı düşünmüyor musun?” diye sorunca Canan Aslan tepki veriyor. “Çalışmak istiyorum tabi ama iş veren yok. Caddede mendil satıyoruz diye aşağılıyorlar bizi, çok kötü şeyler söylüyorlar. Dilencilik yapmıyoruz ki. Roman diye bizi dışlıyorlar. Hepimiz bir bayrak altında yaşıyoruz, niye bize böyle davranıyorlar? Bu çok ayıp bir şey. Çoğu zaman zabıta alıp götürüyor bizi. Bir de ceza yazıyorlar bize” derken gözlerinde yaşlar birikiyor Canan'ın.
BİZ HİÇBİR ŞEKİLDE GİTMEYECEĞİZ
Yılmaz Yılmaz, 41 yaşında. 10 tane çocuğu var. “İsimleri ne?” diyoruz, gülüyor. Kolay değil 10 çocuğun adını hatırlamak. Ordan bir ufaklık fırlıyor, başlıyor saymaya: Gözde, Seymen, Yağmur, Umut, Özge…
Yılmaz Yılmaz, “Bolu'da doğdum. 15 yıl önce geldim buraya. Küçükberk'teydik sonra buraya geldik. Çalgıcıyım ben, düğünlerde keman çalarak para kazanıyorum.
Başka bir mesleğim yok. Babamdan öğrendim çalmayı, 7 yaşından bu yana çalıyorum. Ben de benim çocuklara öğreteceğim çalmayı” dedi. “Kışın ne yapıyorsunuz?” diye sorduğumuzda ise Yılmaz Yılmaz, “Kışın iş olmadığı için boş boş oturuyoruz. 10 çocuk var işte. Kışın yarısı aç, yarısı tok öyle yaşayıp gidiyoruz. Düğünden aldığım 100 TL, ne kadar yetecek o da. 6 çocuk okula gidiyor, okusunlar istiyoruz.” diye cevap verdi. “Belediye'nin TOKİ ile yapacağı evlere taşınacak mısınız?” sorusunu, “Benim evim var. Ben burayı satın aldım. Niye bırakıp gideyim ki? Evi olmayanlar gitsin. Tapulu malımı bırakmam. Biz hiçbir şekilde gitmeyeceğiz. Ama evi olmayanlar, kirada olanlar gitsin” şeklinde cevapladı Yılmaz Yılmaz. Mahalle sakinleri ile de bir problemleri olmadığını ifade eden Yılmaz Yılmaz, “Burada yaşamaktan dolayı bir sıkıntımız yok. Komşularımız da şikayetçi değiller bizden” dedi.