Türk Emekli-Sen Bolu İl Temsilcisi Kemal Koç, emeklilerin zor koşullar içinde yaşamını sürdürmeye çalıştığını ifade etti. Koç, temel ihtiyaç maddelerinin her geçen gün zamlandığını, ama emekli maaşlarında herhangi bir artışın olmadığını söyledi.
Kemal Koç yaptığı açıklamada, “Ekonomimizin yeniden büyümeye başladığını söylemektedirler. Ancak bu büyüme emeklinin sofrasına yansımamıştır. Aksine emeklinin mutfağı giderek daralmaktadır. TL değer kazandı deniliyor, para değer kazandı ise malların ucuzlaması gerekir. Hani nerede ucuzluk? Emeklilerin, dar gelirlilerin en çok kullandığı harcama kalemleri göz ardı edilerek, enflasyon rakamlarını düşük tutmak için az kullanılan kalemlerle enflasyon hesaplaması yapılıyor. (Çalı süpürgesi, pinpon topu, tel, bahçe hortumu, bilgisayar cipi gibi ürünlerin fiyatları fazla artmıyor). Emeklilerin, dar gelirlilerin en çok kullandığı maddelere yapılan zamları hiçe sayarak yapılan enflasyon hesaplarıyla emekli maaşları erimeye devam etmektedir” dedi.
FİYATI DÜŞEN BİR ŞEY YOK
Her şeyin ateş pahası olduğunu söyleyen Koç, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Fiyatı düşen hiçbir şey olmamasına rağmen, TÜİK Haziran ayında tüketici fiyatları endeksinin % 0,56, üretici fiyatları endeksinin % 0,50 gerilediğini açıklamıştır. Her şey ateş pahası, fiyatı düşen bir şey yok ama açıklamaya göre enflasyon düşüyor. 851 Ürün fiyatlarından enflasyon belirleniyor. Bu 851 ürünün içinden vatandaşları ilgilendiren en çok kullanılan toplam 81 ürün var. Bu 81 ürünün alım gücü TÜFE'ye göre %31 azalmıştır. 81 üründeki ortalama fiyat artışı ile TÜFE artışı, sürekli T. KAMUSEN ARGE tarafından takip edilmektedir. Kıyaslanınca arada % 31 fark çıkıyor. Benzine gelen zamlarda bu % 31'e dahil edilmemiştir. Hükümetten % 31 maaş farkı alacağımız bulunmaktadır. Emekliye % 6,5 % 7 zam verilmekte. Bu zamla gıdaya, giyime, sağlığa, ulaşıma yapılan fiyat zamlarını karşılayamıyoruz.”
HASTANELER EMEKLİLERİMİZLE DOLUP TAŞIYOR
Asgari temel sağlık ve beslenme gibi ihtiyaçların dahi karşılanamadığını söyleyen Koç, “Yapılan araştırmalara göre; Ülkemizde en üst % 20'lik gelir diliminde yer alan ailelerin sağlık harcamaları % 5,4 azalırken, en yoksul % 20'lik gelir diliminde yer alan ailelerin sağlık harcamaları % 27,48 arttı. 2009 Yılında ailelerin sağlık harcamalarında meydana gelen her 100 liralık artışın 54. lirası en yoksul % 20'lik gelir diliminde yer alan ailelerin cebinden çıkmıştır. Düşük gelir düzeyi sağlıksız beslenme ve sağlıksız yaşam koşullarını beraberinde getirmektedir. İşte bu yüzden de hastaneler emeklilerimizle dolup taşıyor. Sağlık harcamaları yaşlılar için büyük bir dert artık. Yaşlı daha çok hastaneye gidiyor. Muayene katkı payı ödüyor. Eczaneye gidiyor, eczaneye bir katkı payı daha ödüyor. Üç ayda 100 ile 200 TL arasında muayene katkı ve ilaç katkı payı ödüyor. Yazılan ilâçların etken maddesi düşük, ilâçlar tedaviye cevap vermiyor. Etken maddesi yüksek ilâç almak için ise yine fark vereceğiz” dedi.
BİZ DE TORUNLARIMIZA HEDİYE ALALIM
Koç açıklamasının sonunda, “Yatan hastanın yatak parası otel ücreti olarak değerlendiriliyor. Kuzey Avrupa Ülkelerinde ise hükümetler emeklilerini güneş alsın diye Akdeniz'e tatile gönderiyor. Ülkemizdeki sosyal güvenlik anlayışı ile girmek için uğraştığımız AB ülkeleri arasında, bu şekilde gözle görülen farklar bulunmaktadır. Emeklinin son arzusu; huzur içerisinde, kimseye muhtaç olmadan geçinebilecekleri bir gelir düzeyi ve rahatça muayene ve tedavi olacakları bir sağlık sistemidir. Emekliyi çalışmayan, verimsiz, tüketen, hastalıklı insanlar gibi görenlere şunu diyoruz ki, bizim kazandıklarımızı yiyorsunuz ve bize biraz mutlu yaşamayı çok görmeyiniz; Bizde biraz rahatça yaşayalım, Biz de doğru dürüst muayene olup, tedavi olalım, Biz de torunlarımıza hediye alalım, Biz de tatil yapalım… Çok mu istiyoruz?”