AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, "Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'ndan medet umanlar, oralarda ideolojik, siyasal imkan sağlayanlar, bunların ellerinden gittiğini görünce yine panik ve telaş içindeler" dedi.
AK Parti Bolu Milletvekilleri Metin Yılmaz, Yüksel Coşkunyürek ve Fatih Metin ile birlikte Bolu Belediyesi'ni ziyaret eden Hüseyin Tanrıverdi, partililer tarafından karşılandı. Hüseyin Tanrıverdi, Ak Partili Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'ı makamında ziyaret ettikten sonra meclis toplantı salonuna geçerek meclis üyeleriyle bir araya geldi. Toplantının basına açık bölümünde konuşan Hüseyin Tanrıverdi, siyasi parti liderlerinin referandumu halka çarpıtarak, saptırarak anlattığını belirterek, "Dün söylediğini bugün çark ederek, adeta çarkçı başı noktasına gelmiş bir liderin ağzına bakarak, bu milletimiz demokrasi tercihinden kesinlikle vazgeçmemeli. Bu Türkiye'nin meselesidir, gelişme meseledir. Türkiye'nin çetelerden, mafyalardan, cuntalardan, darbelerden tamamen kurtulma meselesidir. Daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi meselesidir. Halkımız bu referandumda bu anlayışla oy kullandığında Türkiye'nin önünü açacaktır" dedi.
ANAYASA MAHKEMESİ KİMSENİN ARKA BAHÇESİ OLMAYACAK
Anayasa değişikliğinde 26 maddenin 24 maddesine ilişkin olarak siyasi partilerin görüşmelere gidildiğinde açıklamalar yaptıklarını anlatan Hüseyin Tanrıverdi, "2 maddeyi çıkarın diğerlerinin hepsini kabul ediyoruz, dediler. Bunları zihninizde canlandırın. O iki madde neydi, Anayasa Mahkemesi değişikliği, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nun değişikliği. Bu iki madde çıkarılınca geri kalanların hepsi tamamen kabul ediliyor. Bunların hiçbirinde tartışma yok. Bu iki madde üzerindeki tartışmayı nasıl sürdürmeye çalışıyorlar? 'Ak Parti kendine göre bir yargı sistemi oluşturmak istiyor. Siyasi vesayet oluşturmak istiyorlar'. Bu Anayasa paketini Ak Parti vermedi, milletvekilleri verdi, sivil irade verdi. Anayasa Mahkemesi değişikliğinde ne var, üye sayısının artışı var. Bireysel başvuru hakkı var, çoğulcu, katılımcı demokrasi ilkeleri doğrultusunda üye sayısı artmaktadır. Bu demokrasinin olmazsa olmaz kurallarındandır. Anayasa Mahkemesi'ni arka bahçesi gibi görenler, yapılan her değişikliği Anayasa Mahkemesi'ne başvurarak elde edenler bu haktan mahrum olacaklar" diye konuştu.
HSYK'NIN YAPISI DAHA DA DEMOKRATİKLEŞMELİ
Tanrıverdi, HSYK'nın yapısına ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak, şöyle konuştu: "Kendine göre siyasi yapı oluşturuyor ifadelerinde acımasız bir iftirayla yol almaya çalışıyorlar. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'na baktığımız zaman yine çoğulcu, katılımcı demokrasi gereği değişiklik yapılmaktadır, üye sayısı arttırılmaktadır. Bu üye sayılarının arttırılması bu ilkedendir. Bu ilke doğrultusunda çoğu Avrupa ülkeleri de oranlara benzer artışlar yapmışlardır. HSYK, geçtiğimiz yıl toplandı, büyük tartışmalar oldu. Bu yıl da toplandı yine tartışmalar devam ediyor. HSYK'nın toplantısına Adalet Bakanı ve müsteşarı katılmazsa toplantı yapılamaz. Müsteşar toplantıya katılıp karara onay vermezse, karar geçerli değildir. Müsteşar kim peki, Adalet Bakanı'nın en uyumlu çalışabileceği kişi. Kendince tespit ettiği bir bürokrattır. Toplantıya katılmadığı zaman toplantı yapılamıyorsa, karar verildiğinde, onaylamadığında, geçerli değilse bu bir siyasi baskı değil midir, vesayet değil midir? Biz bunu kaldırıyoruz. Müsteşar katılmazsa toplantı yapılabilir, karara onay vermezse karar geçerlidir. Bu mu siyasi vesayet, yoksa şu günkü hali mi? Elbette şu günkü hali. Yine oralardan medet umanlar, oralarda ideolojik, siyasal imkân sağlayanlar bunların ellerinden gittiğini görünce, yine panik ve telaş içindeler. Aynaya bakıyorlar kendilerini görüyorlar. Şu an avaz avaz bağırışları bu siyasal partilerin liderlerinin kendi ideolojik, kendi sığ düşüncelerinden kaynaklanan ve izahta bile zorlandıkları konulardır."
82 ANAYASASI MİLLETLE ÇATIŞMAKTADIR
Anayasa değişikliğinin çıkış noktasına ilişkin de açıklamalarda bulunan Tanrıverdi: “Eğer bir ülkede etnik gruplarının, inanç gruplarının, azınlık gruplarının sorunlarından, ekonomik sıkıntılardan söz ediliyorsa, o ülkede ya demokrasi eksikliği ya da boşluğu olduğunu görürsünüz. Yani bütün sorunların temelinde demokrasi sorunu vardır. Bu sorunların ortadan kalkmasını istiyorsak, Türkiye demokratikleşmelidir. Gerçek demokrasiyle buluşmalıdır. O halde demokrasiyi daha kapsamlı sağlayabilmek için anayasa değişikliği şarttır. Çünkü bu anayasa 1980 darbesinin ürünü 1982 anayasasıdır. Darbe ürünleri anayasayı doğurmaz. 1961 ne de 1982 anayasası darbe anayasaları olması nedeniyle demokrasiyi doğurmamıştır.
Bu anayasalar milletimizin değerleriyle örtüşen değil, çatışan anayasalardır. Ülkenin kalkınmasını, değişimini, gelişimini engelleyen prangalar olarak bu anayasa hükümleri karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİK İÇİN KOLLARI SIVADIK
Tanrıverdi, açıklamalarının devamında şunları söyledi: “1980'in üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen, bu arada hükümetler gelip geçmiş olmasına rağmen, maalesef kendim için demokrasi anlayışıyla ülkeyi yönettiklerinden dolayı Türkiye'nin bir bütün gerçek demokrasiyle buluşması anlayışından uzak olmalarından dolayı, anayasa değişikliklerini köklü ve kapsamlı bir şekilde gerçekleştirememişlerdir. 55 maddesi değişikliğe uğramıştır, 15 kere anayasa değişikliği yapılmıştır; ancak insanımızın yararına, temel hak ve özgürlükler adına bir değişiklik yapılmadığını bu değişiklik hükümlerine baktığımız zaman görürüz. Bu değişiklikler kimi kurum ve kuruluşların yöneticilerinin menfaatlerini korumaya almak için yapılmıştır ya da farklı gerekçelerle yapılmıştır.
Dolayısıyla biz işbaşına gelir gelmez bu anayasanın değişimi için elimizi kolumuzu sıvadık.”