Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, 12 Eylül'de gerçekleşecek referandum süreci ile ilgili değerlendirme yaptı. Yılmaz, yaşanan süreçle ilgili çarpıcı değerlendirmeler yaparken, bugün referanduma “Hayır” kararı alan siyasi yapıların yarın kendilerinden utanacaklarını ifade etti.
Alaaddin Yılmaz, referandum sonucunun kesinlikle “evet” olacağını ifade ederek, “Kesinlikle Bolu'da da, Türkiye'de de evet çıkacaktır. Ama evet çıkması da beni tatmin etmeyecektir. Askeri vesayet demokrasisine devam kararı hayır oyu demektir. Hayır oyu verirsen askerler ülke yönetiminde söz sahibi olsun demektir. Anayasa Mahkemesi hiç sorumsuz ama ülke yönetiminin yani demokrasiyle gelenler değil, atananlar söz sahibi olsun demektir. Aynı şekilde yüksek yargı. Atananlar söz sahibi olsun demektir. Benim bu yapıyı kabul etmem mümkün değil. Bütün siyasi partilerin canı cehenneme derken bunu ifade ediyorum. Siyasetle benim bu konuda alakam yok” dedi.
O SİYASİ PARTİYİ PARTİ OLARAK KABUL ETMEM MÜMKÜN DEĞİL
Yılmaz sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Eğer bir siyasi parti ben seçimle gelenler değil de, atamayla gelenlerin egemenliğini istiyorum diyorsa, o siyasi partiyi parti olarak kabul etmem mümkün değil. Bu siyasi partiler de bugün savunduklarından utanacaklardır. Tarih onu mahkûm edecektir. Dolayısıyla benim bakışım böyle. Şimdi Türkiye'nin geleceğiyle ilgili bir oylamadan bahsediyoruz. Yani sen şimdi 12 Eylül anayasası değişmesin diyeceksin, askerler egemenliğini sürdürsün diyeceksin. Efendim Anayasa Mahkemesi'nde 7 kişiden oluşan yüksek yargıçlar ne derse o olsun diyeceksin. Kusura bakma da ondan sonra demokrasiden bahsedeceksin.”
BEN OLAYA PARTİSEL BAKMIYORUM
Referandum sürecinin ülkede demokratik ortamın oluşup oluşmadığı ile ilgili iyi bir veri sunacağını söyleyen Yılmaz, “Eğer burada yüzde 70'lerin üzerinde bir evet çıkarsa, Türkiye demokratikleşiyor demektir. Ciddi bir oyla çıkması lazım. Ben olaya partisel bakmıyorum. Eğer Türkiye demokrasi istiyorsa kararı vatandaş verecektir. Vatandaşın vereceği karara saygılıyız. Yani sen neye layıksan öyle idare edilirsin. Bizim bu konuda saygımız vardır. Ama ben ülkenin demokratikleşerek devam etmesi taraftarıyım. Ben Avrupa Birliği'ni de bu yüzden istiyorum. Avrupa Birliği'nin normlarını da ülkemin geleceği için istiyorum. Yarın komünist partisi de Marksist partisi de gelse bana bir şey olmaz. Ben yaşamımı sürdürürüm. Ben neslimin geleceği ve ülkemin geleceği açısından bu konuya bakıyorum. Siyasi partilerin tek bir görevi vardır. O da ülkeye hizmet etmektir. Asıl olan ülkedir. O bağlamda diyorum ki, partilerin canı cehenneme. Bu söylemim partilere karşı olarak algılanmasın” dedi.
KENDİLERİNİ MAALESEF ZAVALLI DURUMA DÜŞÜRÜYORLAR
Yılmaz açıklamasının devamında, “Ben demokrasiden bahsedeceğim, demokrasiye vurgu yapacağım ama Türkiye'de demokratik olarak adlandırılan partiler buna karşı çıkarak kendilerini maalesef zavallı duruma düşürüyorlar. Niye? AK Parti diye. Önümüzdeki yıl seçim var. AK Parti'yle derdin mi var? O zaman hesaplaş. Şu anda bizim 12 Eylül anayasasıyla derdimiz var. Senin var mı, yok mu? Bütün mesele bu. Varsa gel hesaplaşalım 12 Eylül anayasasıyla. Varsa gel askeriyenin vesayeti altında demokrasi gitsin mi gitmesin mi, bunun hesabını yapalım. Varsa gel 7 kişilik HSYK'nın her türlü kararı vermesinden yana mısın,değil misin?” dedi.
SEN MENFAATLERİN PEŞİNE DÜŞMÜŞSÜN
Yılmaz açıklamasının sonunda, “Yani Anayasa Mahkemesi diyor ki: “Ben özüne de girerim.” Kim bunlar atanmışlar. Sen atanmışların mı demokrasideki vesayetini mi savunuyorsun, yoksa demokrasiyi mi savunuyorsun? Bunu tartışalım. Ha bunu siyasi parti düşüncesiyle tartışırsan yazık edersin, canı cehenneme siyasi partilerin. Ne kadar çok oy çıkarsa benim için sevindiren odur. Yüzde 50'yle geçmiş. Bana ne yazık. Ondan sonra başlayacaklar diyecekler ki yüzde 49 hayır dedi diyecekler. Ülkesini seven adam ülkesini sevdiğini göstermek zorundadır. Ben ülkemi seviyorum ama siyasi partimin liderine şirin görünmek zorundayım, diyorsan haydi canım sen de sen ülkeni sevmiyorsun. Sen menfaatlerin peşine düşmüşsün” dedi.