Ardında sır perdeleri bırakarak hayata veda eden Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi eski Başhekimi Dr. Sedat Turgay'ın duruşması, dün Bolu Adliyesi'nde yapıldı. Sanık M. Güner ve avukatlarının katılmadığı duruşmadan erteleme kararı çıktı.
Geçtiğimiz Temmuz ayında mahkeme heyetinin sanık avukatlarına yönelik, karar açıklanacakmış gibi hazırlıklı gelinmesi yönünde ifadeleri sonrası tüm gözlerin çevrildiği Turgay Davası'nın dünkü oturumundan erteleme kararı çıktı.
30 Temmuz 2007 tarihinde ardında sır perdeleri bırakarak hayata veda eden Dr. Sedat Turgay'ın duruşması, dün Bolu Adliyesi Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya Sedat Turgay'ın eşi Hatice Turgay, oğlu Emre Turgay ve yakınları katıldı. Duruşmaya, ceza alması talebiyle sanık olarak yargılanan müfettiş M. Güner ve avukatları katılmadı.
BASKI, TEHDİT VE AŞAĞILAMA İDDİASI
Yaklaşık 1 saat süren duruşmada Turgay Ailesi'nin avukatları, müfettiş M. Güner'in hastanede yaptığı teftiş sırasında Sedat Turgay üzerinde baskı, tehdit ve aşağılama gibi birçok eylemde bulunduğu beyanında bulundu. Davada avukatlar, sanık M. Güner hakkında iddialarda bulunarak, “M. Güner hakaret suçu işleyerek, ayrıca sanığın personel üzerinde korku ve tedirginlik yaratarak, kurumun iç işleyişine müdahale ederek, müfettişlik görevinin yerine getirilmesi konusunda Teftiş Kurulu Yönetmeliğine aykırı davranarak, kişilerin mağduriyetine neden olacak şekilde görevini kötüye kullanmıştır” ifadelerine yer verdi.
YILDIRMIŞ, ADETA CANINDAN BEZDİRMİŞTİR
Turgay Ailesi'nin avukatları duruşmada, Savcılık tarafından hazırlanan iddianameye yönelik açıklamalarda bulunarak, “İddia makamının vermiş olduğu yazılı mütalaayı incelediğimizde, teftiş edilen kurumun en üst seviyesinde amiri olan Sedat Turgay'ın onur, şeref ve saygınlığına yönelik ısrarlı eylemlerin olduğundan bahsedilmektedir. Dosyada toplanan delillere göre sanık, Sedat Turgay'a eziyet etme, onu rencide, küçük düşürme, şeref ve saygınlığını azaltma ve bulunduğu kurumda görev yapamayacak şekilde maiyetinin karşısında aşağılama gibi hususları iddia makamı bir ölçüde kabul etmiştir. Bizim iddiamız bunların 4 aylık periyot içerisinde sürekli olması karşısında eylemin kül halinde değerlendirilmesi sonucu eylemin TCK'nın 94'üncü maddesinde anlamını bulan işkence suçunu oluşturduğu, manevi işkencenin ancak bu şekilde gerçekleştirilebileceğini dile getirmek istiyoruz. Sanık M. Güner, Sedat Turgay'ı yıldırmış adeta canından bezdirmiştir. Bolu halkından bir kişinin dahi herhangi bir kötülük görmediği, herkesin iyi bildiği rahmetli Turgay uzun süre hizmet ettiği kurumdan emekli olsa dahi çektiği ızdırabı kaldıramayacağını düşündüğünden Sedat Turgay canına kıymıştır. Bunun nedeni de toplanan delillere göre, sanık M. Güner'dir. Bu sebeple sanığın mahkeme tarafından TCK'nın 94'ncü maddesi kapsamında cezalandırılmasını talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.
DURUŞMA 25 KASIM'A ERTELENDİ
Duruşmaya, davanın sanığı olan müfettiş M. Güner ve mazeret bildiren sanık avukatları katılmadı. Duruşmanın sonunda sanık avukatlarının esas hakkında savunma hazırlama için duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesi talebini değerlendiren mahkeme heyeti, duruşmanın 25 Kasım 2010 günü saat 11.30'a bırakılmasına oy birliğiyle karar verdi.