Bolu'nun Lokomotif Sektörü Tavukçuluk.
Bu olguyu, sektöre uzak yakın herkes kabul eder.
Sektörün çevre ile uyumsuzluğuna tepki gösterir, ama kentte para sirkülasyonundaki önemini yadsımaz yada sektörün istihdama katkısından övgüyle bahseder.
Konu tartışmalıdır hatta kentin valisi İbrahim Özçimen konu ile ilgili açıklama yapma gereksinmesini dahi duyar.
“tavuk seveninde, sevmeyeninde Valisiyim.”
Tavuk, daha sonraları “Piliç ve Bolu” yan yana nasıl geldi.
Tarih kitapları Osmanlı sarayının tavuk ihtiyacını Mudurnu'nun karşıladığını yazar.
Salname defterlerinde, Mudurnu halkının saraya olan yükümlülükleri arasında sarayın tavuk ihtiyacının karşılanması hususu da yer alır.
Yıllık 7700 tavuk ve 2500 pilicin her kanadı için 20 para ödemeye mecbur kılınan Mudurnu halkı zaman zaman bunu ayni, geri kalanını da nakdi ödemek durumunda kalmıştır.
Mudurnu halkının ataları görüldüğü gibi tavuk üretimi ile devlet politikası gereği haşır neşirler.
Peki, 1960'lı yıllardan başlayarak Mudurnu Halkı'nı tekrar entegre tavukçuluk ile tanıştıran Bolu eski Milletvekili Tevfik Türesin ile sohbetimize başlamadan isterseniz sektörün bugünlere gelmesinde emeği olan kimisi kapanmış, kimisi devam eden firmalarımızı da anımsayalım.
Bu bir kitapçığın ön ve arka sayfaları… 1991 Körfez krizinden sonra Beyaz Et sanayicilerinin piliç etini ev kadınlarına sevdirebilmek, tanıtabilmek için hazırladıkları piliç etli yemek tarifleri kitapçığı 300.000 bastırılmış. Beyaz et sanayicileri finanse etmiş. O yıllarda beyaz et sanayicisinin bireysel olarak televizyon reklamı verecek olanakları yok.
Bu broşürde irili ufaklı 16 firma var.
Broşüre diziliş sırasına göre firmaları yayımlayalım.
Mudurnu Tavukçuluk, entegre tavukçuluğu ilk geliştiren firma. İflas etti ve mevcut tesislerin son sahibi Pak Tavuk A.Ş.
Banvit, Bandırma'nın ve Türkiye'nin en büyüklerinden biri. Koçman ve Görener ailelerinin ortaklığı, kırmızı et sektörüne de giren Banvit büyümeye devam ediyor.
Beypiliç, Bolu'nun ve Türkiye'nin en gözde piliç firmalarından. Büyümeye, yatırımlarına devam ediyor.
Özsoy Piliç, Bandırma firması Özsoy ailesinin ve tesislerini sattı.
Lades, Köytür A.Ş.'nin, Danimarkalıların Türkiye Kalkınma Vakfı'nın OYAK'ın Avrupa'daki Kalkınma Bankaların değişik zamanlarda ortak olduğu bir firma ve şu anda Köytür A.Ş.'nin sektörden ayrılması nedeni ile sektörde yoklar.
Bolu Tavukçuluk, Bolu'da entegre tavukçuluğu geliştiren firmaların başında gelmesine rağmen 5 Nisan 1994 kararlarından olağanüstü etkilenerek 1997 yılında tesisleri çok uluslu sermaye CP'ye satmaları nedeni ile üretimden çekildi.
Kar Tavuk, bir Ankara firması ve piliç üretimini ter etmek zorunda kaldılar.
Nar Piliç, Hollandalı Henderix firması ile Ankaralı Özkaşıkçı firmasının ortak kuruluşu Ankara'nın önemli sermaye gruplarından Özkaşıkçılar Hollandalılardan firmayı tamamen satın almalarına karşın, sektörde tutunamadılar. Firma kapalı.
Taç Tavuk, Düzceli Moralıoğlu ailesinin emek yoğun çalışması ile kurulan, tavukçuluğun her anını süreçte paylaşan ancak ekonomik krizlere dayanamayarak iflas eden bir firma.
CP Piliç, bir dünya devi. Tayvan'dan ABD'ye kadar birçok ülkede birçok sektörde yatırımı olan çok uluslu bir şirket. Mücevherden, motosiklete, karidesten, piliç etine kadar ne aranırsa var.
Türkiye'de 6'ya yakın kesimhanesi ve daha fazla yem fabrikası, kuluçkası var. Şu an Türkiye'de oluşan piliç monopolinin öncülerinden…
Emre Piliç, İstanbul firması temizlenmiş piliç sektöründen çıktı.
Önder Piliç, sahibinin biriken borçları nedeni ile intihar ettiği, arkadan tesislerini Sabancı Grubu'nun aldığı; ancak onlarında çalıştıramayıp, sektörden çıktığı tesisler.
Ördekçioğlu Piliç, temizlenmiş piliç piyasasından çıktı.
Şen Piliç, Türkiye tavukçuluğunun ilk beş firmasından biri. Tesisleri Ali Fuat Paşa'da. Firma İstanbul'dan yönetiliyor.
Tadpi, İzmir firması ve sektörden ayrıldı.
Tipo, Ankara firması ve o da tavukçuluk sektöründen çıktı.
Görüldüğü gibi sektörün ilk 16 firmasından öncüsünden 12'si şu anda yoklar.
Kalan 4 firmaya birkaç eklenti ile sektör bir monopol, tekel olmaya doğru hızla ilerliyor.
İşte bu bağlamda tavukçuluğun doğuşunu bizzat yönetici patron olarak hizmet etmiş bir ara tavukçular kralı olarak tanınmış eski Bolu Milletvekili Tevfik Türesin Bey'le görüşmek istedik.
Randevularımızı planlayan ise Bolu'nun çok yakinen tanıdığı Tevfik Bey'in oğlu Oktay Türesin.
Geniş bir heyetle gitmek istedik, Tevfik Bey'e. Ne de olsa tavukçuluk kadar siyasi yanı da olan Tevfik bey aynı zamanda futbolla da yakından alakalı. Süha Bey mutlaka olmalıydı, ne de olsa Tevfik Bey'le tavukçuluk yaşamlarında kader birliği etmişlerdi.
Gazetemiz köşe yazarı Bülent Dinçtürk olmasa olmazdı. Bülent Bey, hem siyasi hem ticari olarak Tevfik Bey'in yol arkadaşlarından. Spor ile alakalı sohbet ve sorularımız içinde Boluspor ve Mudurnuspor tarihlerini çok yakın bilen Servet Yılmaz'ı yanımıza almazsak eksik olurduk.
Erken saatlerde ben, Süha Bey ve Servet Yılmaz yola koyulduk.
Anadolu Kulübü'nde randevu vermişlerdi. Anadolu Kulübü eski milletvekillerinin sohbet edebildiği, restoranı üst katlarda 5 yıldız konforunda odaları, sağlık kabinleri olan çok da merak ettiğimiz bir yer.
İçimizden Bülent Bey hariç şimdiye dek Anadolu Kulübü'ne gidenimiz yok. Danışmanın üstündeki levhada kravatsız ve takım elbise olmadan giriş yapılamayacağı yazıyor.
Devletimizin kimi kurallarını unutmuştuk. Süha Bey'e sordum: “Siz bilmiyordunuz, kravatla girmemiz gerektiğini, şimdi ne yapacağız?”
Süha Bey “Evlat, biz gazeteciyiz, tek tip kıyafet kurallarına habercilerin uyma gibi bir zorunluluğu olamaz.”
Süha Bey'in dedikleri doğru imiş. Elimizde kameraları, çantaları gören danışma ve güvenlik herhangi bir zorluk çıkartmadılar. Tevfik Bey'de randevusu olduğunu zaten ilgililere iletmiş.
Çok muhteşem bir yerle karşılaşacağımızı beklerken, doğrusu oldukça mütevazi döşenmiş bir mekanda misafir kabul salonunda Tevfik Bey'le karşılaştık. Yanında kendisine sadık bir çalışanı var, Ayhan Bey.
Tevfik Bey ile Süha Bey'in kucaklaşmaları görülmeye değerdi. Bir dönemin entegre tavukçuluğun liderleri. Şimdi yenilmişler, ama gözleri parlıyor her ikisinin de hüzünlenmedim desem yalan olur. Tevfik Bey biraz kilo almış; ancak dinç, sıhhatli ve hala yakışıklı…
'Röportaja girmeden Anadolu Kulübü restoranında yemek ikram ediyor Tevfik Bey. Restoranda birçok bakan ve milletvekiline rastlıyoruz. Yaşlarını başlarını almışlar ama hepsi grantuvalet.
Mehmet Gazioğlu ile karşılaşıyor Tevfik Bey, Gazioğlu eski içişleri bakanı. “Vay imparator” diyor. Gazioğlu Tevfik Bey'le öpüşüyorlar. Daha benim çok genç olduğum zamanların politikacılarını Süha Bey bana tanıtıyor. Ama yemekler harika. Ne de olsa Anadolu Kulübü aşçıları da Bolulu. Hemen hepsi Tevfik bey'in masasına gelip, elini öpüyorlar. Tevfik Bey'in havası müthiş, ilişkilerinden bir şey kaybetmemişler.
Şimdi Tevfik Bey'in röportajımız için hazırlattığı masaya geçiyoruz. Artık Türkiye tavukçuluğunu Tevfik Bey'den ve özelinde Mudurnu Tavukçuk'u dinleme zamanı.
Röportajımızın devamı yarın...