Gazi Eğitim Fakültesi Biyoloji Eğitimi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Orhan Arslan GDO'lu ürünler ve Türk tarımının problemleri hakkında AİBÜ Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonu'nda sunum yaptı. Zaman zaman yaptığı esprilerle ve anlattığı fıkralarla katılımcıları güldüren Bozkurt, günden güne ilerleyen teknolojinin hayatımıza yansımaları hakkında bilgiler verdi. Bugün kullanılan ve önemsenen birçok değerin ilerleyen yıllarda hiçbir işe yaramayacağını söyleyen Bozkurt, katılımcılara ilginç bir çağrıda bulundu. Bozkurt ilerleyen yıllarda altın ve elmasın teknolojik gelişmelere bağlı olarak üretilebileceğini ileri sürerek “Altınlarınızı elmaslarınızı satın, beş yıl sonra bir işe yaramayacak” dedi.
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Meslek Yüksekokulu Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen programa, AİBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Konferansın başında AİBÜ Bolu Meslek Yüksekokulu Bahçe Tarımı Programı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hamdi Zenginbal, Prof. Dr. Orhan Arslan'ın özgeçmişi hakkında bilgiler verdi.
TARIM ÜRETİMİ YAPACAK KİMSE BULUNMUYOR
Tarımın zor bir çalışma alanı olduğunu söyleyen Arslan “Tarım zor bir iş, tarımdan artık herkes kaçıyor. İnsanlar fabrikalar kurmuş 2 dakika içersinde son model arabalar üretiyor. Fakat tarım öyle değil. Aylarca emek verip bekleyeceksiniz ürün elde edebilmek için. Ben de köy çocuğuyum, şimdi bizim köyde toplam 5 ya da 6 aile kalıyor. Yani artık köylerimiz boşalmış. Tarım üretimi yapacak kimse bulunmuyor. Ülkemizin şartları tarım üretimi açısından çok kötü. Bu şartlar altında kimse tarımda kalmak istemez. Tarımı cazip kılmanın yolu yüksek üretim yapan işletmelerin hayata geçmesidir” dedi.
YABANCI TÜTÜNLERİ TÜKETMEYE BAŞLADIK İNSANLARIMIZ KANSER OLDU
Türk tarımının dış müdahelelere çok açık olduğunu belirten Prof. Dr. Orhan Arslan, “Amerikası, Avrupası bizim ürettiğimiz ürünlere karışıyor. Avrupa şeker pancarı yetiştirme diyor, Amerika tütün. Bakın ABD, Türk tipi tütün yetiştirme dedi. Virginia tipi tütün ekimi yapılmasını istedi. Bizim güzelim Türk tütünümüz yerine, Amerikan tütünü yetiştirdik. Bunlar tüketime sunulurken içersine bir sürü kimyasal katılıyor. Bakın ne zaman yabancı tütünleri tüketmeye başladık insanlarımız kanser oldu. Kanser vakaları arttı” dedi.
“ANNE SÜTÜ GENLERİ FORMATLIYOR”
Konferansında 'gen' kavramından da bahseden Orhan Arslan, gen haritasının oluşmasında anne sütünün önemine dikkat çekerek, “Bir çocuk annesinin sütünü emiyorsa genleri formatlanıyor. Bir çocuğu 2 yaşına kadar emdiren bir anne çocuk kendisinin olmasa bile o çocuğun artık sütannesi olmuştur. Bu dinimizde de, töremizde de böyle kabul edilir. O kadının çocuklarıyla, emzirdiği çocuk evlenemez, nikah düşmez. Niye çünkü artık genleri aynıdır. Yani kardeşlik durumu söz konusudur” ifadelerini kullandı.
BU TEKNOLOJİLERİ İYİ ŞEKİLDE KULLANMAMIZ GEREKİYOR
Arslan, canlıların gen haritaları ile ilgili “15 milyon canlı türünün genetik şifresinin hepsi de aynı. İstenilen gen istenilen canlılara aktarılabiliyor. GDO'lu ürün, GDO'lu canlı bunların hepsi ilerleyen teknolojiyle meydana geldi. Amaç insan üretmek mi? Hayır. Amaç farklı nitelikte, farklı özellikte insanlar üretmek. Biz de kendimiz için, kendimizi korumak için GDO'lu yapılar üreteceğiz. Kendi varlığımız için bu teknolojileri iyi şekilde kullanmamız gerekiyor”
ONLARIN YEMEDİĞİNİ BENİM İNSANIM NİYE YESİN
Prof. Dr. Orhan Arslan, ABD Eski Başkanı George W. Bush'un Türkiye ziyaretini hatırlatarak, “Bakın Bush ülkemize geldiğinde olağan üstü bir güvenlik hattı oluşturuldu. Bush'un tüm atıkları; yemek artıkları, tıraş artıkları, çöpleri, aklınıza gelecek tüm atıkları toplanıp götürüldü. Niye? Obama, Merkel, Sarkozy yemeklerinde ne yiyor. Onların yemediğini benim insanım niye yesin. Batı gelişmiş ülkeler bizim teknolojimizin gelişmesini istemiyorlar. Bu tarım için de böyle. Tarım teknolojisinde belirli sınırlar koyuyorlar. Çünkü durum ortada, beslenmeye hakim olan dünyaya da hakim olur”
“SAĞLIKLI BİR İNSANIN AKIL VE ÜREME SAĞLIĞI YERİNDEDİR”
GDO'lu ürünlerin insan vücuduna karıştıktan sonra kanla, tüm organlara taşındığını belirten Arslan, “Bazı organlarımıza daha fazla kan gider. Beyimiz ve üreme organlarımız bunların başlıcasıdır. GDO'lu ürünlerde beyni ve üreme organlarını etkiler. Bakın sağlıklı insanın iki ölçütü vardır, birincisi akıl sağlığı yerindedir. İkincisi üreme sağlığı yerindedir. Bu fonksiyonlar normal çalışıyorsa, sağlıklı insandan bahsedilebilir” dedi.
“MARGARİNDEN UZAK DURUN, ŞEKİLSİZ MEYVE SEBZELERİ TERCİH EDİN”
GDO'lu gıdaların farklı ürünlerle soframıza sıkça uğradığını söyleyen Prof. Dr. Orhan Arslan, özellikle margarin tüketiminin azaltılması gerektiğini belirterek “GDO farklı şekillerde soframıza geliyor. Mesela margarin. Ben margarin kullanmıyorum. Onun yerine tereyağı kullanıyorum. Tereyağı ile margarini yan yana koyun ikisinin de üstünü açık bırakın. Bir müddet sonra tereyağının sineklendiğini bakteri ürettiğini görürsünüz. Sinek margarine gitmez, çünkü doğal değildir. Tereyağı varken niye plastiğe gitsin. Pazardan alışveriş yaparken, tornadan çıkmış gibi aynı ölçüde, göz alıcı meyve ve sebzeleri de tercih etmeyin. Şekli asimetrik olanlar, kurtlu olanlar doğal ve sağlıklı besin kaynaklarıdır. Eskiden kurtlu olmasın diye bakardık, şimdi kurtlu böcekli yiyecek arıyoruz” şeklinde konuştu. Konferansın sonunda dinleyicilerin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Orhan Arslan'a AİBÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar tarafından çiçek ve teşekkür plaketi takdim edildi. AİBÜ'lü öğrencilerin yoğun ilgi gösterdikleri konferansın sonunda, öğrencilerle bol bol hatıra fotoğrafı çektiren Orhan Arslan, Bolu'ya yabancı olmadığını, Bolu'yu kendi memleketi olarak gördüğünü ve her türlü konuda Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nin yanında olduğunu söyledi.