Şüphesiz hepimizin Cumhuriyet ile ilgili çok söz vardır zihninde. Benim Cumhuriyet denince, hemen yukarıdaki güzel dizeler aklıma gelir. Özgürlük, insanca yaşama, çağdaş uygarlık. Bunlar, hepimizin arzu ettiği yaşam biçiminin değişmez kurallarıdır. Şüphesiz Büyük Önder, Cumhuriyeti kurarken birçok şeyle beraber bunları da arzu etmiştir.
Cumhuriyet ile ilgili ilk anım, Cumhuriyetin 50. yılında Dörtdivan İlkokulu'nda 3. sınıfa giderken, okuduğum 50. Yıl şiiridir. “Yıllar ne çabuk geçti, bak 50. yıldayız. Bilimde ve sanatta en güvenli yoldayız. Bugünün temelini 50 yıl önce attık. 15 milyondan 35 milyonlara ulaştık” diye başlayan ve devam eden şiir, aradan geçen 37 yıla rağmen hala hafızamdadır.
Şiir de hafızamdadır, bana bu güzel şiiri ezberleten ve okuma görevi veren Cumhuriyet neslinin yetiştirdiği kıymetli eğitim erlerinden rahmetli ilkokul öğretmenim Halil Keleş'le bütün canlılığıyla hafızamdadır. Bize memleket sevgisini, Atatürk sevgisini ve Cumhuriyet sevgisini aşılayan, okumayı sevdiren ve belki de koyduğu hedeflerle bugünlere gelmemizde büyük emeği olan öğretmenime bu vesile ile Allah'tan rahmet diliyorum. Rahat uyusun, Cumhuriyet bugün, dün olduğundan çok daha emin ellerde.
Niçin Cumhuriyet dün olduğundan bugün çok daha emin ellerde diye kendimize bir soru sorsak, bunun cevabını vermek sanırım çok kolay olur. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin insanları, yani bizler, dün olduğundan çok daha özgürüz. Ülkemiz her gün yasaklardan arınmış, temel hak ve özgürlükler konusunda her gün daha ileri adımlar atan bir ülke haline gelmekte. İnanıyoruz ki, yarın bugünden de güzel olacak. Yarının Türkiye'sinde Cumhuriyet nesilleri tam anlamıyla özgür ve yasaksız bir Atatürk Türkiye'sinde yaşayacaklar.
Bugün şiiri okuduğum 37 yıl önceki Türkiye'den çok daha gelişmiş bir Türkiye ile karşı karşıyayız. Bugün Türkiye 75 milyonluk nüfusu ile dünyada sayılı bir ekonomi, bölgesinde güvenin ve istikrarın adı, en önemlisi her yönüyle güçlü bir ülke olarak dostları için güven, düşmanları için kaygı uyandıran saygın bir devlet. Ve bu saygın Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları olarak bizler, çok daha insanca bir hayat yaşıyoruz. Şüphesiz gelecekte bu ülkenin evlatları, çok daha müreffeh bir hayat yaşayacaklar. Tüm gelişmeler onu gösteriyor.
Bugün ülkemiz, çağdaş uygarlık yolunda emin adımlarla ilerlemekte. Turizmden sanayiye, endüstriyel yatırımlardan bölgesel ticarete, tam bir kalkınma hamlesi içerisinde var gücüyle çalışmaktadır. Bu ülkenin müteahhitleri, dünyanın dört bir yanında inşaatlar yapmakta, yatırımcıları dünyanın dört bir yanında fabrikalar kurmaktadırlar. Bu ülke, Cumhuriyetin nimetleriyle adım adım Atatürk'ün hedeflediği çağdaş uygarlığa hızla tırmanmaktadır.
Bugün ülkenin başında Cumhurbaşkanı olarak, Cumhurun tam içinden gelen, her yönüyle Cumhuriyetin değerlerine bağlı, Cumhuriyet Türkiye'sinin tüm kademelerinde yer alarak oraya bilgi birikimiyle gelmiş saygın bir devlet adamı oturmaktadır. Cumhur, bu Cumhurbaşkanını ve eşini kendisinden biri olarak görmekte ve Cumhuriyetin bir parçası olarak kabul edip her gittiği yerde olağanüstü bir ilgi ve sevgiyle karşılamakta, halk tabiriyle bağrına basmaktadır.
Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gösterilen ilgi, Türkiye Cumhuriyeti'nin her noktasında aynıdır. Sayın Cumhurbaşkanı, Cumhurun başı olarak Ankara'da da, İstanbul'da da, İzmir'de de, Trabzon'da da, Mardin'de de, Batman'da da, Van'da da aynı olağanüstü ilgi ve sevgiyle karşılanmaktadır. Bunun için 87. yılında Cumhuriyetimiz çok daha güçlüdür. Halkımız yalnızca Cumhurbaşkanına değil, onun nezdinde Cumhuriyete de sahip çıkmaktadır.
Cumhuriyetin 87.yılında egemenlik dün olduğundan çok daha kayıtsız şartsız milletindir. Parlamento üzerindeki vesayet iddialarını her geçen gün atıl kılmakta ve parlamentomuz vesayetsiz bir demokrasinin temellerini atmaktadır. Son Anayasa değişikliği, bunun küçük bir parçasıdır. Cumhuriyetin 87.yılını kutlarken, Aziz Atatürk'ün gençlere hitaben söylediği
“Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yükseltecek ve yüceltecek olan sizlersiniz” temennisi gerçek olmaktadır. Asıl şimdi Cumhuriyet tüm prangalarından kurtularak parlamenter demokrasinin temelleri üzerinde yükselmede ve yücelmededir.
Halktan yetki almadan, yetkisiz bir şekilde halkın egemenlik iradesini kullanmak isteyenlerin sesleri kesilmemiştir ama, cılızlaşmıştır. Bugün herkes artık haddini bilme noktasına gelmiştir. Cumhuriyetin 87.yılında herkes bilmektedir ki; halktan yetki almadan kimse halk adına egemenlik yetkisini kullanamaz. Kullanmak isteyenler, er ya da geç bunun hesabını millete verirler. Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları hem Cumhuriyetin geleceğinden, hem de kendi geleceklerinden düne göre çok daha emindirler.
87.yılında Cumhuriyet bütün kurum ve müesseseleriyle kökleşmiş ve arzu edilen seviyeye çok yaklaşmıştır. Bugün milletin önünde millete rağmen varolan yasaklar vardır. Bugün çok küçük bir azınlık maalesef Cumhuriyet Türkiye'sinde hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde bir büyük çoğunluğa yasakçı bir zihniyetle zulmetmektedir. Fakat, tüm millet ümit vardır. Cumhuriyet tüm bu yasakçı zihniyeti ortadan kaldıracaktır. Çünkü Cumhuriyet özgürlük yoludur.
87.yılını kutladığımız Cumhuriyet, hepimize kutlu olsun. Kimse kendini Cumhurdan üstün görmesin. Kimse kendini Cumhurun yerine koyup yetkisiz ve hukuksuz bir şekilde ahkam kesmesin. Kimse Cumhur adına işgal ettiği makamları babasının yeri zannetmesin. Kimse Cumhur adına Cumhura zulmetmesin. Herkes haddini bilsin. Çünkü ne diyor Cumhuriyetin banisi Aziz Atatürk: “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Yine ne diyor Mustafa Kemal: “Gençler, Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yüceltecek sizlersiniz.”
Aziz Atam, bugün egemenliği millet adına kullanan ve bu uğurda canla başla gece gündüz millet için çalışan ak bir kadro, kurduğun Cumhuriyeti yükseltmekte ve yüceltmektedir. Onu bu uğurdan alıkoymak için yapılan engellemelere prim vermemekte, buyurduğun gibi cesaretle bu milleti çağdaş uygarlık seviyesine ulaştırmak için her türlü tehdit ve tehlikeyi göze almaktadır. Kurduğun Cumhuriyet 87. yılında bu ak kadroların elinde yıkılmaz bir kaledir. Rahat uyu, Yaşasın Cumhuriyet.
Saygılarımla.