Son dört haftadır sahada iyi mücadele edip, bolca gol pozisyonuna girmesine rağmen sadece üç puan toplayabildiği için puan cetvelinde daha üst sıralara çıkamayan Boluspor, dün taraftarlarını hüsrana uğrattı.
Orduspor karşısında sahadan puansız ayrılan Boluspor, daha önceki haftalarda oynadığı futbolu mumla arattı. Yani bu kez kötü oynayarak kaybetti. Kötü oyuna rağmen; iç sahada oynadığınız bir karşılaşmada skor avantajını yakaladıktan sonra, maçtan puansız ayrılıyorsanız bu elbette irdelenecek, araştırılacak, eleştirilecek.
Birde; rakibiniz hafta içinde 120 dakika süren bir kupa mücadelesinden son derece yorgun ayrılmış. Üstelik karşılaşmanın son bölümünde 10 kişi kalarak, uzatmanın sonunda yedikleri bir golle kupaya dramatik bir şekilde veda etmiş. Yani moralsiz. Buna rağmen sahada sizden çok koşarak, emek vererek skor dezavantajına rağmen üç puanı alıp götürebiliyorsa konuşulması gereken konular var.
Dün Orduspor, dört hafta önce Diyarbakırspor'un Bolu'da uyguladığı anti futbol yöntemlerine de başvurmadı. Faule maruz kalan dakikalarca yerde yatıp, zamana oynamadı. Takır takır oynayıp hak ettiği puanları alarak evine döndü. Ben kendi adıma, oynadıkları futboldan dolayı Orduspor'u tebrik ediyorum.
Bu takımın sorunu nerede, neyi eksik? Önce şunu ortaya koymamız gerekiyor, bir bünyenin içinde rahatsızlık söz konusuysa, bu bütün organlara siz istemeseniz de bir şekilde yansıyor.
Ben bugüne kadar sorumluluk anlayışımın bir gereği olarak bazı şeyleri gündeme taşımak istemedim. Bir süredir yönetim bazında bazı problemler yaşandığını biliyorum. Bazı yöneticilerle Levent Eriş arasında yaşanan sıkıntıların mevcudiyeti de bilgimiz dahilinde. Sayın Başkan bu sıkıntıları bertaraf edebilmek adına olağanüstü gayret sarfediyor. Ancak topluca yemek yense de, kol kırılıp yen içinde kalsa da, belli ki sorun ortadan kaldırılamamış.
Peki şimdi ne yapılmalı? Olay ilk yönetim kurulu toplantısında masaya yatırılacak. Öyle yüzeysel olarak ele alınıp geçiştirilmeden teşhis konulup, hemen tedavi edici önlemler alınmalı. Kimse Boluspor'dan daha önemli, daha büyük değildir. Bireyler geçici, kurumlar kalıcıdır. As olan Boluspor'dur. Burada esas iş Sayın Semercioğlu'na düşmektedir. Başkanın sağduyulu ve basiretli davranıp, camia için en doğru kararı vereceğini umut ediyorum.
Hatlar birbirine karıştırılmamalı herkes kendi işini iyi yaparak Boluspor'a yararlı olmalı. Bakın 15 Mayıs 2010 günü yapılan Boluspor kongresinde biz Bolu Gündem ve bir parçası olduğumuz Erdinç Şirketler Grubu olarak bir duruş sergiledik. Hiçbir art niyetli düşünce taşımadan zaten her koşulda yanında bulunup, destek verdiğimiz Boluspor'un yönetimine bizleri temsilen spor yazıları da kaleme alan değerli arkadaşımız ve köşe yazarımız Mustafa Nuri Gürsoy'u verdik. Mustafa Nuri Gürsoy'un sağduyulu ve camiaya ışık tutan yazıları oldukça fazla okunmasına rağmen ne yaptık biliyor musunuz? Hem icraatın içinde, yani yönetiminde bulunup, hem de her hafta Boluspor'u irdelemenin, yazmanın doğru ve etik olmayacağını öngörerek Mustafa Nuri Gürsoy'la birlikte, gazete yönetimi olarak spor yazısı yazmamasını kararlaştırdık. Ancak görüyoruz ki, yönetimde bu konuyla alakalı sapla samanı birbirine karıştıran arkadaşlarımız var.
Bir önerimde Levent Hocamıza olacak. Sezon başında kendisinin Boluspor'a yakışacağını söyleyenlerden biride benim. Karşılaşmanın ardından kelime olarak ifade etmese de gereken ne ise yapılır diyerek istifa mesajı verdi. Hocam lütfen sakin olunuz. Ben yönetiminden sizin görevi bırakmanız doğrultusunda bir karar çıkacağına inanmıyorum. Sizde lütfen fevri davranmayın.
Boluspor'un; Hocaya fatura kesip, kenara çekilmek gibi bir geleneği yoktur. Geride bıraktığımız sezonlarda lig içinde yaşanan çok daha kötü tablolara rağmen Boluspor Yönetimi, teknik heyetinin arkasında durmuş ve sezonun sonunda da Play-Off finaline kadar çıkıp bir takım entrikalar nedeniyle Süper Lig'in kapısından dönmüştür.
Yapılacak ilk yönetim kurulu toplantısında Boluspor için en sağlıklı kararın alınmasını temenni ederek, şimdilik bu kadar diyorum. Bütün Boluspor taraftarlarına her şeye rağmen mutlu ve sağlıklı bir hafta diliyorum. Hoşçakalın.