Rahmetli Cahit Dinçtürk Çok Duyarlı , Bilgili,Bolu'yu Çok Seven,Değerli Bir Simamızdı.Bakın Abant Konusunda Ne Yazmış.
Yolumuz Mudurnu yönünden Abant'a düştü. Tepeyi çıkınca , kartpostalların bile sergilemeye gücünün yetmediği , muhteşem bir manzara ile karşılaştık. Önümüzde bütün zarafeti ile köşk ve karşıda iki büyük yapı görünüyordu. Önce köşkü sordum “yapıldı işte” dediler. Aynı soruyu Sayın Cumhurbaşkanımız da sormuş .Eskiden adı “İnönü Köşkü” diye geçerdi. Ne rahmetliye ne de bir başka devlet büyüğüne bir gece bile kalmak nasip olmamış. Bu köşkün yalnızca bir yıllık ısıtma masrafının 15- 20 milyon tutacağını belirttiler. Tabi bu durumda da boş kalıyormuş.
Gölün karşı yakasındaki binalardan biride bolu özel idaresininmiş. Bu bina da ölüme terk edilmiş. Jeoteknik bir inceleme yapılmadan ,tam turistik bir plan uygulanmadan yapılan bu binayı, ne Turizm Bankası , ne de başka kuruluş kiralamak istemiyormuş. Onarım masraflarının dışında sadece tefrişi için 1,5-2 milyarlık bir yatırım gerektiriyormuş. Abant'a gelen Vehbi Koç bile bunu duyunca gülüp geçmiş.
Eh, artık yapılacak tek şey kalmış, halkın milyonlarını sorumsuzca göle gömenleri vicdanlarıyla baş başa bırakıp, bu binaları da, hiç olmasın göz yazığı olmasın diyerek, bir dozerle silip süpürmek gerekir zannedersem.11.11.1986
TURBAN ABANT OTELİ'NİN PERSONEL GECESİ
Şimdi Otel Özelleşti Böyle Personel Geceleri de Mazide Kaldı
Abant Oteli'nin geleneksel personel gecesi 18 Ocak Pazar günü yapıldı. Personel 365 günün yorgunluğunu geleneksel gecede çıkardı. Aysun Ercan ve arkadaşlarından kurulu Çığan Müziği Orkestrası gecenin açılışını yaptı. Daha sonra otel müdürü İhsan Türkus “yılın 365 gününü konuklarına en iyi hizmeti vermek için çalışan otel personelinin bir gecede olsa kendi aralarında eğlenmeye hakları olduğunu belirterek , Turban Camiasını bir aile olarak kabul etmek gerektiğini ; yıllardır sadece Abant Oteli'nde bu gecenin tekrarlandığını “ söyledi.
Geceye davetli olarak eski Turban Genel Müdürü . Cafer Canlı , Çorum Turban Oteli Müdürü Erdal Düzen ve daha önce Abant Otel'inde müdürlük yapan Tanju Öge, Sonay Ocakoğlu, Teoman Su, Öcal Erdemli konuk olarak katıldılar.
Mustafa Teneke ve arkadaşlarının yanı sıra dansöz Canan Can'da geceye renk kattı . Otel personeli arasından seçilen yılın personeli Osman Göçmen ve Osman Kılıçarslan'a başarılı çalışmalarından dolayı plaket verildi. 20 OCAK 1987
YEŞİLÇAM MUDURNU'DA
Mudurnu'nun Tarihi ve Doğal Altyapısı Senaristlerin, Yeşilçam'ın Hep İlgisini Çekmiştir.
Son dört ay içinde Mudurnu ilçesine üç defa gelen sinema ve televizyon sanatçıları süratli bir çalışma ikinci filmi bitirip, üçüncü filme başlamışlardır.
Ünlü yönetmen Osman Fahri Seden , Mudurnulu sanatçı Serdar Gökhan, Fatma Girik, Hayati Hamza oğlu , Nilgün Saraylı , Reha Yurdakul, yeni filmleri olan “Hacer Ana”nın çekimine başlamışlardır. Bu konuda konuşan Osman Fahri Seden:” Mudurnu'nun İstanbul'a yakın olması, insanların misafirperver oluşu aradığımız dekorların zengin oluşu, malzemelerin ucuz olması nedeniyle bu beldeyi çekimler için seçtik. Filmlerin çok kaliteli olacağını, halkın beğeni ile izleyeceğiniz sanıyorum ”dedi. 18 KASIM 1986
SALON OKÇULUK MÜSABAKALARI
Şimdi Bireysel Sporlarda Özellikle Okçuluk Gibi Dallarda Aynı Etkinlikler Devam Ediyor mu ?
16 Kasım 1986 Pazar günü Boluspor salonunda yapılacak olan müsabakalara Ankara'dan bir , İstanbul'dan iki ve Bolu'dan iki takımın katılacağı bildirildi. Müsabakalar büyük bayanlar, büyük erkekler , genç erkekler , genç bayanlar kategorilerinde yapılacaktır.11 KASIM 1986
FİSKOS
FİSKOSLARA DEVAM BU SEFER Kİ DAHA İLGİNÇ
Bazı hanımlar eşleri için “ Allah sana para vermesin azarsın” diyerek kadınımsı şüphelerini ortaya koyarlar. İki kafadarımızın , kentimizde parası çoktur. Bol para kazanırlar. Zenginlerdir ama sosyal yönleri biraz zayıftır. Para gücü işte, felekten bir gece çalmak isterler. Bir arkadaşının verdiği telefona sığınarak , İstanbul'dan tele-kız getirmeye karar verirler. Kızlar motel midir , otel midir… Gelirler. Kızlarımızın bir geceliği yüz bin liradır. Gelişleriyle birlikte parayı peşin alırlar…Hele hele iki kafadardan biri 25 bin lirada bahşiş verir. Arkadaşlığını daha iyi pekiştirmek için. Yenilir, içilir, şampanyalar patlatılır, tabi bunların hepsi bir odada yapılır. Erken başlayan ziyafet sofrasında kafalar erken bulunur. Herkes odasına çekilir, saat henüz 20:00 iken bir kafadarımızın tele kızı, lavaboya gitmek ister, gider. Vatandaş odada bekler , bekler… Bekleme sınırını aşınca , tele kıza bakmaya gider. Ne oda da , ne lavaboda kimseler yoktur. Otel , motel kapısını açar; boş koridorları görür, don gömlek yanda ki kapıyı çalar, kapının açılmasını beklemeden kendi odasına doğru koşar. Bu sırada arkadaşı da odanın kapısını açar . Tele kızlar kahramanlarımızı oyuna getirmiş tuvalete gitme bahanesi ile Bol bahşişli ücretlerini hak etmeden oteli terk etmişlerdir. Kahramanlarımız BMW marka araçları ile kızların peşine düşerler … Böylelikle parayla saadet olmadığı da böylelikle fiskos edildi.
Her şey ahir zaman işi oldu. Havalar yiyecekler , içecekler, çocuklar, kadınlar, erkekler, ha erkekler deyince isterseniz ahir zaman erkeklerimizin bir macerasını daha anlatalım.
Bolu'muza yeni bir düğün salonu açıldı.Düğünlere evli erkekler eşleri ile birlikte iki dirhem bir çekirdek gelirler.Geçtiğimiz akşamda böyle oldu. Fakat erkekler kısa sürelerle dışarı çıkarlar. Hanımlarına tuvalete gideceklerini söylerler. Bir, iki, üç, beş, on devamlı çıkışlar sonunda salon sanki, kadınlar günü gibi . Meğer bizim ahir zaman erkeklerimiz.dışarıya çıkışlarda düğün salonunun yanındaki restorana uğrarlarmış, ayak üstü bir kadeh, bir kadeh , bir kadeh daha girişirler,çıkışırlar. Hanımların gözleri de devamlı kapılarda … İçkisiz gelenlerin az içkili gelenlerin gecenin ilerleyen saatlerinde daha da neşelendikleri fiskos edildi.