Röportaj: Mehmet Korkusuz

Deniz Baykal’ın CHP lideri olduğu dönemde Tanju Özcan’ın milliyetçi söylemlerle BDP’yi eleştirdiğini belirten MHP İl Başkanı Sabri Şatıroğlu, “Eğer CHP-BDP ittifakı oluşursa CHP İl Başkanı Özcan bunu Bolu’daki partililerine izah edemez” dedi.

MHP İl Başkanı Sabri Şatıroğlu, ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret etmesinden rahatsızlık duyduklarını belirten MHP İl Başkanı, CHP ile BDP ittifakı söylentilerini de şaşkınlıkla karşıladıklarını söyledi. Provokatif iddialarla MHP’nin parçalanmak istendiğini de ifade eden Şatıroğlu, yaşanan tüm gelişmelere rağmen eski ülkücü kadroların yeniden MHP çatısı altında birleşmeye başladığını açıkladı. Şatıroğlu’nun birbirinden önemli açıklamalarının yer aldığı röportajın ayrıntıları şöyle:

Sayın Şatıroğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’in mezarlarını ziyaret etmesi Kurban Bayramı süresince en çok tartışılan konulardan biri oldu. MHP Genel Bahçeli sert açıklamalarla eleştirdiği bu ziyareti nasıl değerlendiriyorsunuz?

CHP içerisindeki meseleler kendi iç meseleleridir ama konu vatan olduğu zaman tepki gösterilmemesi de kabul edilme durumunu akseder. Kemal Kılıçdaroğlu, Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’in mezarlarını ziyaret etmiş ve bu kişileri bir kültür mirası olarak değerlendirmiştir.

Ancak bunların biri vatan hainliği suçlamasından 3,5 yıl hapis mahkûmiyeti almış ve bir diğeri de bir Türk hâkiminin öldürülmesi olayında bulunmuştur. Dolayısıyla genel başkanımız Devlet Bahçeli, bir vatan haininin Türkiye Cumhuriyeti bilhassa Cumhuriyet’in temel öğelerini taşıyan bir parti genel başkanının ziyaret etmesi karşısında tepki göstermesi gibi doğal bir şey olamaz. Hatta orada genel başkanımız “Vatana ihanet eden hapiste çok var. Onları da ziyaret et” demesi bu ülkenin sevdalılarının bir nişanesidir. Bu vesileyle genel başkanımız burada CHP’nin iç işlerine karışmak değil, bir millet, bir vatan sevgisinin şuuru ve duyguları içinde söylemiştir. Tartışma ya da kaos ortamı olmamıştır.

CHP’nin de içerisindeki bu millet sevdalıları bu ziyaretten rahatsız olmuşlardır. CHP’li kamuoyu bu konuyu partilerini küçük düşürmemek adına açıkça belirtmeyip sinelerine çekmişlerdir. Ama oldukça kendileri de rahatsız olmuşlardır. Milliyetçi kesim olarak bu davranış ve uygulamalardan bizlerde rahatsız olduk. Hiç doğru olmadığını da genel başkanımız belirtti.
Ayrıca, CHP’nin altı okundan bir tanesi milliyetçiliği temsil ediyor. Bu milliyetçilik, ne ırkçılık ne de kafatasçılık anlamında değildir. Bu davranış bu ilkeye bağlı kalınmadığını göstermektedir.

Kurban Bayramı tatiline damgasını vuran bir diğer önemli konu da CHP ile BDP’nin ittifak yapacakları söylentisiydi. Bu konuda da özellikle BDP’li siyasilerden ittifaka yönelik olumlu açıklamalar geldi. İttifak tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ülkenin tehlikeye düştüğü anlarda veya düşmesinin sezildiği anlarda MHP ve CHP’nin söylemleri birbirine yakın. Vatan, millet ve bayrak konularında birlikteliğimiz oluyordu. CHP bundan vazgeçti anlamında demiyorum, zaten vazgeçmeleri de mümkün değil. Kendi ilkelerini de yok farz edemezler. Bu nedenle BDP ile ittifak kurmaları kendi iç meseleleri ama BDP’nin konumu itibariyle bugün Türkiye’de herkes tarafından siyaseten neyi temsil ettiği biliniyor. CHP’nin böyle bir kanatla ittifak yapacağını sanmıyorum. Yaparsa elbette ki CHP içinde de bunu kabullenmeyecek birçok aklıselim insanlar vardır. Bunu bir söylenti olarak kabul ediyoruz. CHP Genel Başkanı “Böyle bir ittifak yok” dese de BDP kanadından “İttifak yapılabilir” açıklamaları geldi. Bu durum gelecek günlerde aydınlığa kavuşacak. Bu söylemler milliyetçi kesimde ve CHP içerisinde rahatsızlılar oluşturdu. Ayrıca, Deniz Baykal CHP Genel Başkanı olduğu dönemlerde CHP İl Başkanı Tanju Özcan’la BDP’ ye yönelik eleştiriler içeren paralel açıklamalarda bulunmuştuk. Eğer ittifak gerçekleştirse önemli olan bu durumu halkın nasıl karşılayacağıdır. Bu ittifakın halk nezdinde olumlu karşılanacağına hiç ihtimal vermiyorum. Bence böyle bir ittifak olursa CHP belli bir misyonunu da kaybetmiş olabilir. Bolu içinde kayıp çok büyük olacaktır.

Devlet Bahçeli’nin referandumda ‘Evet’ diyen eski ülkücüleri partiye yeniden kazandırma düşüncesiyle yaptığı çağrının eski ülkücü kanattan samimi karşılanmadığı yönünde basında haberler yayınlandı.

MHP üzerinde oyunlar oynanıyor olabilir. MHP’siz bir mecliste düşünülebilir. Genel başkanımız her ne sebepte olursa olsun bu ülkeyi seven ülkücüleri, milliyetçileri partimize davet etti. Bu davette karşılıksız kalmadı. Geçmişte MHP’den ayrılanlar bu çağrıya icabet etmişler ve birlik beraberlik içerisinde olacaklarını genel başkanımıza dile getirmişlerdir. Zaten ülkücünün yenisi eskisi olmaz.

Ülkücü ülkücüdür.

Peki, siz Bolu il başkanı olarak Devlet Bahçeli’nin çağrısına paralel olarak nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Bolu’da böyle bir küskünlük, kırgınlık yok ama partiden ayrı kalmış ülkücü kardeşlerimize basın aracılığıyla çağrıda bulunuyoruz. Bu çağrımız elbette ki değerlendirilip, ayrı kalanlar varsa seçim çalışmalarında yeniden bizlerle birlikte olacaklardır. Öyle büyük bir dargınlık, kırgınlık Bolu’da yok, ama bireysel kırgınlığı olanlarda birkaç kişiyi geçmez. Onlarda çağrımıza cevap vererek, elbette teşkilatlarına sahip çıkacaklardır.

MHP’nin referandumda ‘Evet’ kanadında yer almaması baraj tartışmalarını da beraberinde getirdi. Yayınlanan birçok ankette MHP’nin yüzde 10 barajının altında kaldığı açıklanıyor. Sizce referandumda MHP ‘Evet’ demeyerek, 2011 seçimleri öncesi bir kan kaybına uğradı mı?

Referandum sonuçlarına baktığımızda CHP’nin şu kadar oyu var, MHP’nin şu kadar oyu var, demek mümkün değildir. “MHP eridi, MHP kayboldu, MHP barajın altında kalır” söylemleri MHP’siz meclis olmasını düşünenlerin oluşturduğu söylemlerdir. 8 yıllık AKP iktidarı döneminde, bu ülkenin temel taşlarına sahip çıkan MHP olmazsa, bazı işlerini daha kolay yapabileceklerini düşünenler MHP’yi bu halkın gözünde ve zihninde kaybolduğu söylemlerini bilerek çıkarmaktadırlar. Ancak MHP’nin tabanı bu söylemlere kulak asmamaktadır. Daha da güçlenerek oylarını arttırdı. Hayır oylarının hepsi CHP’nin olmadığı gibi, evet oylarının da tamamı AKP’nin değildir. O nedenle genel başkanımızın çağrısı üzerine partilerinden ayrı kalmış ülkücü kardeşlerimiz kendi evlerine dönmüşlerdir. Ülkücü kanatta ciddi bir toparlanma söz konusudur. Bazı sebeplerden dolayı MHP’den ayrı kalmış ülkücüler yine de sandık başına gittiklerinde başka partiyi değerlendirmeleri mümkün değil. Ülkücüler MHP çatısı altında tek vücut olarak çalışmalarına devam edeceklerdir. 2011 seçimleri MHP’nin tek başına iktidar ve tam yol ileri parolasıyla başarıya ulaşacaktır.

Peki, milletvekilliği seçimleri öncesi adaylığa nasıl bakıyorsunuz?

Biz partimize ne kadar faydalı olabilir, nasıl partimizin başarısını arttırabiliriz, bunun için çalışıyoruz. Siyasette bugünden yarına bir şey söylemek pek doğru olmaz; fakat benim 2011 milletvekilliği seçimlerinde aday olma düşüncem yok. Bunu kesin bir karar olarak söylüyorum. Siyasette yarının ne olacağı belli olmaz ama bugünkü düşüncem itibariyle böyle bir karar taşımıyorum.