Bolu’nun yakın geçmişine damgasını vuran büyüklerimizi unutmamak, unutturmamak için onları ve anılarını tekrar tekrar gündeme getirmek yerel basının görevleri arasında işte önemli değerli dört isim.
İlimizde bulunan resim sergilerine sanat çalışmalarına ev sahipliği yapan Belediye Sanat Merkezi’nin isim babası Mehmet Yücetürk kimdir biliyor musunuz?
MEHMET YÜCETÜRK:
1912 Yılında Bolu’nun Salıbeyler Köyünde doğdu.Babası çiftçi Abdullah Efendi, annesi Emine Hanımdır.İlkokuldan sonra öğrenimine dört yıl ara verdi.Ortaöğrenimini Bolu’da tamamlayarak 1935 yılında İstanbul Güzel Sanatlar Akademisine girdi.1947 yılında ise Akademinin Yüksek Resim bölümünü birincilikle bitirdi.1935-1947 yılları arasında, İDGSA Resim bölümünde Nazmi Ziya, İbrahim Çallı, Zeki Kocamemi ve Leopold Levy atölyelerinde öğrenim gördü.
1947 yılından sonra Galatasaray Lisesinde dört yıl öğretmenlik yaptı.Adana Lisesinde ve Öğretmen Okulunda öğretmenlik yaptı. 1950 yılında Bolu Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğüne getirildi.1965 yılında Fransa ve Almanya’da sanat öğrenimini pekiştirmiş ve bu arada müzeleri de incelemiştir.
1977 yılında ise emekli oldu.
Öz realizm anlayışı doğrultusunda etkinliği sürdüren grubun izdeşidir. Kendine özgü bir yağlı boya tekniği vardır. Özellikle Bolu ve çevresini köyünü yansıtan toplumsal konuları ele almıştır. Yurt içinde ve dışında sergilere katılmıştır. Roma’da açılan bir sergide, ünlü İtalyan eleştirmen Brune Mürini “Zamanımızın en iyi peyzajcısı” olarak nitelenmiştir.1970 yılı V.Uluslararası Monaco Kültür Şeniliğinde ilk defa Türkiye’yi temsil ederek” Seçkinlik Diploması” kazanan sanatçı,1972’deki Monaco Kültür Şenliğinde ise, Türkiye’ye verilen 6’ncı derece ülke diplomasını kazandıranlar arasındadır.1954 yılında TBMM’nin vilayet tabloları sergisinde büyük ödül, Devlet resim ve heykel sergilerinde başarı ödülü, Zonguldak 100.Yıl Vakfı birincilik ödülü, TBMM’nin Milli Egemenlik ve Barış konulu resim yarışmalarında da ödül almıştır.
“Dağda Odun Kesmeler” adlı tablosu resim heykel müzesine alınmıştır. Çalışmalarında yöresinden görüntülere yer vermektedir. Son yıllarda çok figürlü eserler denemiştir. Atatürk, Akşam Karavanası, Koşulu Topçular, Koçyiğit Köroğlu, Osman Hamdi’ye Saygı, Tütüncü Kızlar, Harman, Hasat,Nalbant gibi eserler bunlardan bazılarıdır.İstanbul’da Sanat Dünyası, Bolu’da Dost Adam ve Sesimiz, Ankara’da Ankara Sanat Dergi ve Gazetelerinde çeşitli yazıları çıkmıştır.1990 yılında Kütahya’da vefat etti.
Bolulular Gülez Ailesini Karaçayır Mahallesinde bulunan tarih kokan Gülezler Konağı’ndan bilir. Gülezler Konağı Kurtuluş Savaşı döneminde Müdafaai Hukuk Cemiyeti tarafından kullanılmıştı. Defalarca yağmalanan konak, Cumhuriyetin kuruluşuyla dönemin önemli binalarından biri haline geldi. Yıllar içinde yıpranan bina kullanılmaz halde olduğu için, konağın varislerinden Mehmet Şükrü Gülez'in Torunu Şükrü Gülez tarafından konak Belediye'ye hibe edilmişti. Belediye tarafından A.İ.B. Ü. Güzel Sanatlar Fakültesi Sergi ve Müze binası olarak kullanılmak üzere karara varılmıştır. Gülezler Konağın Sahibi Mehmet Şükrü Gülez’i hep birlikte tanıyalım.
MEHMET ŞÜKRÜ GÜLEZ: Aile lakapları “Güllezoğlu”dur.İlyaszade Mehmet Şükrü Gülez'in hayatı, Bolu Milli Mücadele tarihinde önemli bir yere sahiptir. 1870 yılında Bolu'nun Karaçayır Mahallesi'nde Gülezler Konağı olarak anılan dünyaya gelen Mehmet Şükrü Bey'in çocukluğu ve mebusluğuna kadar olan hayatı Bolu'da geçmiştir. Çalışma hayatı devlet memurluğu ile başlamış, bu süreçte çeşitli mahkemelerde kâtiplik yapmıştır. Mehmet Şükrü Bey'in asıl uğraşı ticaret olmuştur. Ülke meselelerinden de uzak kalmamış siyasi faaliyetlerde bulunmuştur. Siyasi hayatına ittihat ve Terakki Cemiyeti üyeliği ile başlayan Mehmet Şükrü Bey, bu üyeliği ile yetinmemiş Cemiyetin İdare Heyeti Başkanlığı görevinde de bulunmuştur.
Mustafa Kemal Paşa'nın isteği ile Sivas Kongresi'nde sonra Doktor Fuat Bey tarafından Bolu'da örgütlenen Bolu Müdafaai Hukuk Cemiyeti'nde yer alarak Milli mücadeleye başlamıştır.
Yıl 1934 Temmuz’un 17’si Mustafa Kemal Atatürk Bolu’yu ziyaret eder. İşte 17 Temmuz gecesi Bolulular için özeldir ama o günün anlamı Bediz Morava için çok daha farklıdır. İşte o gece Fırka’da, üst düzeyde ve halkın temsilcileri ile fikir alışverişinde bulunuldu. Gazi, Bolu’ya ve inkılaplara dair bazı sorular yöneltti. Akşam Bolulular’ın tertiplediği gece, öncekilerden farklı idi. Geleneksel Paşa Pilavı, bazılarını hayrete düşürmüştü. Çankaya’daki sofra, burada, daha farklı ve insanı imrendirecek sıcak havadaydı. Behire (Bahire) Hanım ile Gazi arasında kısa sohbette verilen cevaplar son derece ilgi çekici idi. Gazi, sonunda Bahire'ye “Senin adın bundan sonra BEDİZ olsun. Seninle, Türk kadınının temsilcisi olarak TBMM'de çalışmak isterim.” dedi. Bediz Hanım önerildiği gibi kadın mebus olarak TBMM'ye girdi. Soyadı olarak da, Morava'yı aldı (1935).
BEDİZ MORAVA:
1897 Yılında Bolu’da doğmuştur. Sosyal Derneklerde, Belediye Meclisi Üyeliklerinde bulunmuştur.1934 yılında Atatürk’ün Bolu’yu teşrifleri sırasında tanınmışlar arasında yer alan Behire Hanım, Atatürk’ün dikkatini çekmiş ve adını “Bediz” olarak değiştirmiştir. Aynı yıl Konya’da Milletvekili seçilen Bedeiz Morava Türkiye’de kadın ahakları hususunda çok çalışmıştır. Atatürk’ün ölüm yıldönümü olan 10 Kasım 1938’de vefat etmiştir.
Tahir Hitit İttihat -Terakki Partisi üyesi idi. Osmanlı Birinci Dünya Savaşını kaybettikten sonra İstanbul bilindiği gibi İngiliz işgaline uğruyor. İngilizler “Ermeni tehciri” ile ilgili mahkeme kuruyorlar. Mahkemede Osmanlı'nın hiçbir etkisi yok. Bu mahkeme Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey'i idam ediyor. Diyarbakır Valisini, yargılamak maksadı ile yakalıyorlar. Reşit Bey intihar ediyor. Mahkeme Bolu'da tehcirden İttihat ve Terakki Partisi üyelerini sorumlu tutuyor. Ancak o günkü sözlü tarih anlatıcılarına göre, Tehciri İttihat Terakki değil çeteler gerçekleştiriyor, amaçları da Bolu'da mukim Ermenilerin mallarına konmak.Tahir Hitit mahkemenin elinden zor kurtuluyor. Bu sefer de Bolu'da hilafet taraftalar Tahir Hitit’i öldürmek istiyorlar. Hilafetçiler bir ara mahalli hükümete el koyuyorlar.Bu esnada birinci Dünya Savaşının gazileri Bolu'ya dönmüşlerdir.Razi Bey “Bostancıoğlu”Sipkat Bey” Karamanoğlu” ,Arapkirli Kemal Bey, silahlılar ve otorite boşluğunda silahları açıkta gezmektedirler.Hilafetçilerin aradığı Tahir Bey'i “Bostancıoğlu Razi Beyin de eniştesidir, aynı zamanda Tahir Bey'e "Bolu'dan kaçırma kararı alırlar. Tahir Bey'e karaçarşaf giydirerek Bolu Dağındaki Çerkeslere teslim ederler”.Çerkesler Tahir Bey'i İstanbul'a kadar kaçırırlar. Tahir Bey daha sonra iki dönem CHP Manisa Milletvekilliği yapmış olup, Bolu'ya kereste fabrikasını elektriği getiren kişi olarak anılıyor.
TAHİR HİTİT:
1924-1930-1957 yıllarında Bolu Belediye Başkanlığı yapmıştır.”Hıthıdzadeler”diye anılan aileye mensuptur. Babasının adı Hakkı, annesinin adı Huri’dir. Tahir Bey mezunudur.1921-1922 yılları arasında Bolu Belediye Meclisi Üyeliği ve aynı zamanda İl Daima Encümen üyeliği yapmış, 1923-1930 yılları arasında da iki devre Bolu Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuştur. 1957 yılında, Hulusi Tüzmen’in istifası ile boşalan Belediye Başkanlığına yeniden getirilmiştir.1932–1935 yılları arasında 4’ncü dönem, 1936–1939 yılları arasında 5’nci dönem Manisa Milletvekilliğinde bulunmuştur.1952–1958 yılları arasında da Bolu’da Demokrat Parti İl Başkanlığı yapmıştır.1957 yılında basılmış “Orman Davamız” isimli bir eseri vardır. Afife Hanımla evliydi. Çocukları yoktur.1964 yılında vefat etti.
Kaynak:1935 tarihli Bolu Urayının(Belediye) çıkardığı Cumhuriyet Bayramı Dergisi..
2. Bolu’dan Yetişen Seçkin İnsanlar Cevat Alparslan
3.Fransızca Öğretmeni Selami Hitit’in sözel tarih anılarından.
Hazırlayan: AYŞEGÜL TOPCU