“Boluspor'un Şanlı Tarihi” yazı dizimizde geçen hafta yayınladığımız 1986-1987 sezonunun başkanı Yener Bandakçıoğlu'nun açıklamasına dönemin genel sekreteri Mehmet İnceayan'dan yanıt geldi.
Gazetemizi arayan İnceayan, o dönem karar alınmasına rağmen gerçekleştirilemeyen Boluspor kongresi ile ilgili Yener Bandakçıoğlu'nun ifadelerine karşı çıkarak, yaşananları kendi perspektifinden şöyle aktardı:
“1985-1986 Sezonunda Boluspor Kulübü mali imkanlar bakımından şampiyonluk yarışındaki rakibi Tarsus İdman Yurdu Erkutspor'dan zayıftı.
Şampiyonluk yarışında rakibimize üstünlük sağlamak için kendimizi transfer yapmak zorunda hissettik. Yönetimde, rahmetli Selami Dereli ve ben Beşiktaş'tan Bora'nın transferini teklif ettik. Yener Bey bu önerimize karşı çıktı. Bundan sonra bizde genel kurul kararı aldık ve ben başkan adayı olduğumu açıkladım.
Dönemin valisi Gökhan Aydıner telefonla beni arayarak kahve içmek üzere evine davet etti. Sayın Gökhan Aydıner bana aynen şunları söyledi, “Sen daha gençsin. Dere geçilirken at değiştirilmez. Siz Yener Beyle kol kola bu işi yürütün.”
Bu sözler üzerine ben vali beyin önerisini kabul ettim.
O sene Boluspor için piyango çekilişi yaptık. Bu çekiliş için Boluspor yönetimindeki herkes üzerine ne düştüyse yaptı. Bu biletleri sattı. Yener Bey, Bolu Barosuna 10 tane bilet alıp da satamadı. Satmadı çünkü.
Biz Yener Beyle her zaman ağabey kardeş gibi çalışmışızdır. Ancak aramızda dönem dönem fikir ayrılıkları olmuştur. Sizde takdir edersiniz ki fikir ayrılıkları aile içinde bile olabilir.
Tekrar söylüyorum, Yener Ağabey ile benim aramdaki fikir ayrılığı 1985-1986 sezonunda şampiyonluk mücadelesi veren Boluspor kadrosunun rakibimizden zayıf olduğunu düşünmemizden ve kadronun güçlendirilmesi teklifimizden kaynaklanmıştır.
Ancak daha sonra biz düzenlediğimiz piyango ile mali yapımızı güçlendirdik. Sezonun sonunda şampiyon olduk. Yener Bey bunları unutmuş.
Yener Ağabeyin ifade ettiği gibi kulübe vilayetten “Kongre yapamazsınız” diye bir yazı gelmemiştir. Sayın Gökhan Aydıner'in beni ikna etmesi üzerine kongreden vazgeçtik. İsteseydim ben o gün başkandım. O gücüm vardı. Bunu Yener Bey kendiside kabul edebilir.
Yıllarca beraber aynı yolda yürüdüğünüz, yol arkadaşınız, ağabeyiniz, başkanınız, hatta size kol kanat germiş bir insanla fikirlerinizden dolayı ayrı düşebiliyorsunuz. Ancak bu bir demokratik haktır. Bu nedenle bir pişmanlık duymadım. Sadece karşı karşıya geldiğimiz için bir burukluk olmuştur.
Biz Yener Beyle yıllarca beraber çalıştık. Yener Bey kongrelerde kesinlikle liste yapmazdı. Bugün kulübe başkanlık yapan Emin Semercioğlu'nu dahi listeye ben yazmışımdır. Ama Yener Bey başkandır. Listeyi ben yapardım, Yener Bandakçıoğlu onaylardı, divanda çıkar okurdu.
Burada ifade edilen dönem aslında 1988 yılıdır. Yani Kazım Oksay'ın siyasi nedenlerle bizi istememesi 1988 yılında olmuştur.
Biz 1988 yılında Bolu'da siyasi olarak güçlü bir durumdaydık. Bundan rahatsızlık duyan o dönemin bakanı Kazım Oksay, birazda dolmuşa binerek hedef olarak beni seçti. Abbas İnceayan'ın gücünü benden aldığını düşünerek, beni Boluspor'dan diskalifiye edip siyasi emellerine ermek düşüncesine kapılanlar Kazım Beyi de yanılttılar. Kazım Oksay'ın bugün en iyi dostlarından biri benim. Ancak Oksay'ı o gün yanıltanların hiçbiri bugün yanında yok.
Yener Bey bensiz Boluspor'u yönetemezdi. Çünkü ben çalışıyordum. Kulübün lokomotifi bendim.
Yener Ağabey 1986 ile 1988 yıllarını karıştırmış.”
***
1986-1987
Bir yıllık aradan sonra tekrar Türkiye 1. Ligi'ne dönen Boluspor, hemen genel kurul kararı alır. Yıllık genel kurul toplantısı 14 Haziran 1986 günü saat 16:00'da Belediye Evlendirme Salonu'nda yapılır. Tek liste ile gerçekleşen kongrede seçilen isimler ertesi gün toplanarak görev bölümü yaparlar.
Başkanlığa Yener Bandakçıoğlu,
Başkan Yardımcılığına Emin Semercioğlu,
Teknik Asbaşkanlığa İsmail Semercioğlu,
Mali Asbaşkanlığa Süleyman Özdemir,
İdari Asbaşkanlığa Emin Gökdemir,
Genel Sekreterliğe Mehmet İnceayan,
Genel Kaptanlığa İbrahim Çelik,
Amatör Şubeler Kaptanlığına Ahmet Yılmaz,
Bölge Temsilciliğine Haydar Duran,
Federasyon Temsilciliğine Sabri Fırat,
Veznedarlığa Bülent Şakiroğlu,
Saymanlığa Mustafa Çatladı seçilir.
Necdet Gören, Yusuf Yaman, Halit Yaman, Sabri Çatladı, Turgut Kural, İsmail Kırcalı, Mehmet Öztürk ve İhsan Sarıkaya yönetim kurulu üyesi olarak görev alır.
Yeni yönetim, teknik direktör olarak bir kez daha Romen Valeri Neagu'da karar kılar. Yardımcılıklarına da yine kendi bünyesinden isimleri, Rıdvan Ertanı ve Çetiner Erdoğan'ı göreve getirir.
Yeni Salihlispor'dan Cengiz, Bandırmaspor'dan Hayrettin, Beykoz'dan Şenol, İzmirspor'dan Ersin, İzmir Belediyespor'dan Ali ve Yugoslavya'nın Novipazar Kulübü'den Enver transfer edilerek Boluspor'un kadrosu takviye edilir.
19 takımla başlayan Türkiye 1. Ligi'nde 1986-1987 sezonunda Boluspor puan cetvelini 15. sırada tamamlar. Sezon boyunca oynadığı 36 karşılaşmanın 9'unda rakiplerine üstünlük sağlayan kırmızı-beyazlılar, 14 maçta rakipleri ile puanları paylaşır, 13 karşılaşmada ise sahadan puansız ayrılır. Attığı 38 gole karşılık, kalesinde 51 gol görür.
Boluspor'un 32 puanla düşme hattının hemen üzerinde bitirdiği 1986-1987 sezonunda Diyarbakırspor ve Antalyaspor Türkiye 1. Ligi'ne veda ederken, küme düşen diğer iki ekip Bursaspor ile Kocaelispor için yapılan değişik manevra ve uygulamalar Türk futbol tarihine kara bir leke olarak geçer.
Bursaspor ve Kocaelispor küme düştükleri için 1987-1988 sezonuna Türkiye 2. Ligi'nde başlarlar. Yeni sezonun iki haftalık maç programı tamamlanmışken, dönemin Başbakanı Turgut Özal'ın isteği ve İdari Mahkemenin kararıyla bu takımlar tekrar Türkiye 1. Ligi'ne alınır.
1987-1988 sezonunda bu takımların Türkiye 2. Ligi'nde oynadığı karşılaşmalar geçersiz sayılır, fikstür yeniden düzenlenir ve lige devam edilir.
***
1 Eylül 1986 tarihinde ulusal basında yayınlanan bir Boluspor haberi
MİLUTİNOVİÇ, BEŞİKTAŞ'I DEĞİL RAKİBİNİ ÖVDÜ
Beşiktaş'ın teknik patronu Milutinoviç bırakmış kendi takımını, dönüyor dolaşıyor Boluspor'u anlatıyor.
Rakiplerini zar zor yendiklerini kabul eden Yugoslav çalıştırıcı bakın Kırmızı-Beyazlı takım için neler diyor; “Boluspor taş gibi bir ekip… Ve şuna inanıyorum ki, rakibimiz ligde çok takımın canını yakar.”
Evet, Yugoslav hoca Boluspor'u o kadar beğenmiş ki sorulan her sorunun cevabına öncelikle rakibini anlatmakla başlıyor… “Zor yendik zor… Her an bizi yakabilirdi Bolspor… Nerden çıktı bu takım?... Şaştım kaldım… Böylesine bilinçli savunma yapan ekibe nadir rastlanır. Yenilmelerine rağmen oynadıkları futbol açısından Boluspor'u tebrik etmek gerekir… Bundan sonra da Bolu'yla oynayacak takımın vay haline” diyor Milutinoviç…
Beşiktaş'la ilgili soru sorulduğunda Milutinoviç sadece şunları söylemekle yetiniyor; Boluspor 7 kişi ile savunma yaptı… Rakibin özelliklerini de anlattım… Bana göre Beşiktaş'ın bu galibiyeti çok anlamlıdır…”
***
31 Ağustos 1986 tarihinde Boluspor'un Beşiktaş'la oynadığı karşılaşmanın ertesi günü ulusal basında yayınlanan Kırmızı-Beyazlı futbolcuların değerlendirildiği bir haber
HALİTOVİÇ: Zayıf bir bünyeye sahip olmasına karşın, çok iyi bir supleksi var. Hava toplarına egemen. Yediği golde kontrpiyede kaldı.
B. İSMAİL: Kuvvetli bir bünyeye sahip, sert ve süratli futbolcu. Oyun süresince tek hata yapmadı.
ETHEM: Takımın en başarılı oyuncularından biri, kuvvetli bir fiziğe sahip ve cesaretli. Sol ayağı çok kuvvetli. Soldan gelen bütün toplar bu oyuncudan çıktı. 67. dakikada attığı sert şut, iyi hareketlerinden biriydi.
K. İSMAİL: Boluspor'un stoperiydi. Havadan bütün topları aldı. İlk yarı Metin'e nefes aldırmadı. Ancak Metin ikinci yarı sağ açığa geçtiği zaman bu oyuncudan kurtuldu.
İBRAHİM: K. İsmail'in arkasında rahatlıkla oynadı. Deneyimli bir libero, hata yapmadı.
MÜFİT: Orta sahada başarılıydı. İleri geri çalıştı. Zaman zaman da Gökhan'ı marke ederek bu oyuncuyu oynatmadı.
ERSİN: Çok kuvvetli ve teknik bir futbolcu. Orta sahada topu istediği gibi yönlendiriyor. Bir kez gerilerden tüm savunmayı aşarak getirdiği topu Jurkoviç'e teslim etmesi tek hatasıydı.
HAYRETTİN: Orta sahada çok iyi top taşıyabilen teknik bir oyuncu, ancak 18 üzerinde şut atabilecek fırsata giremedi.
CENGİZ: Bu futbolcu da teknik. Ancak diğer uç oyuncuları kadar başarılı değildi. Çünkü her defasında Ulvi'nin sert markajına girdi. Bu yüzden bir türlü rahat olamadı ve ikinci yarıda oyundan alındı.
SALİH: Klas bir oyuncu, futbolun tüm gereklerini yerine getiriyor. Bize göre dün takımın en iyisiydi.
K. EROL: Umut edilen oyununu sergileyemedi. Çok kuvvetli şutları olan bu oyuncu, bu yeteneğini bir kez gösterdi.