Üniversite adayları günlerdir Türkiye'nin dört bir yanında eylemdeydi. Bolu'da YGS sınavına giren sessiz çoğunluğun sesi olan YGS mağdurları Bolu Gündem'e konuştu.
YGS'deki şifreleme skandalı ve şaibelere karşı geleceğini savunan lise son sınıf ve dershane öğrencileri, yurt çapında eylemler düzenledi. Öğrencilere, velilerin ve öğretmenlerin de destek verdiği görüldü. Pek çok ilde binlerce kişinin katıldığı protesto gösterilerinde skandalın siyasi sorumlusu olarak hükümet gösterildi. Eylem merkezlerinden biri olan Bolu'da sokağa çıkan liselilerin kitleselliği ve kararlılığı dikkat çekti. Bolu'da YGS eyleminin öncüleri Ümit Arslan, Emre Özkan, Rasim Ozan Tanrısever Bolu Final Dershanesi öğrencileri iki kere Bolu'da YGS eylemi yaptılar. Öğrenciler eylemlerinin tamamen bireysel olduğunu belirterek, hiçbir örgüte ya da kuruluşa bağlı olmadıklarını söylediler.
“Emniyet güçlerinden gördüğümüz yakın ilgiyi ve alakayı ÖSYM'den ve Milli Eğitim Müdürlüğü'nden görmedik”
Öğrenciler yaptıkları açıklamada, “Biz üniversite adayları olarak kendi aramızda gruplaşıp çalınan emeğimize Bolu'dan ses çıksın, insanlar burada olduğumuzu görsün diye böyle bir mücadeleye kalkıştık. Bizim arkamızda hiçbir siyasi parti yok. Biz hakkımızı arıyoruz. Biz siyaset yapmıyoruz. Eylemde bize destek olmak için yaklaşık 250 yurttaş katıldı. Biz bu kadar kişiyi beklemiyorduk. İnsanlar haklarını aramaya çekiniyorlar. Eylem için gerekli olan tüm izinleri aldık. Eylemlerde polislerin bizi yakından takip etmesi, bize destek olanları olumsuz etkiledi. Keşke biraz uzak dursalardı. Bizim tepkimiz sınavda şifrelerin dağıtılmasınaydı. Eğitim sistemindeki yanlışlık için sessiz kalmayacağız. Bazı basın organlarında yer alan haberlerde “Grup olaysız dağıldı” ifadelerinin yer alması bizi üzdü. Biz oraya olay çıkarmak için gitmedik. Biz emniyet güçlerinden gördüğümüz yakın ilgiyi ve alakayı ÖSYM'den ve Milli Eğitim Müdürlüğü'nden görmedik."
"Emek hırsızlığı yapanlara da, bunlara çanak tutanlara da onurumuzu çiğnettirmeyeceğiz”
Açıklamalarının devamında, üniversite sınavlarının ikinci etabına çalışamadıklarını ifade eden öğrenciler, “Bizim birinci sınavımız açıklanmadı. Oysaki sınav takvimine göre açıklanması gerekiyordu. Şu an bütün öğrenciler mahkeme kararını bekliyor ve ne zaman mahkeme karar verecek bu da belli değil. Şimdi sınav iptal edilecek mi? Biz birinci sınava mı, yoksa ikinci sınava mı çalışmalıyız bunu bilmiyoruz. Fakat şike yapıldığına inanıyoruz. Şifre tekniğini denedik oldu. Artık sınava girmeyi düşünmüyoruz. Ülkemizi bile terk etmeyi düşünüyoruz. Eğitim sistemi yanlış. Kimse hakkı ile bir yerlere bu ülkede gelemiyor. Sınav sisteminin değişmesini, parasız eğitimin olmasını istiyoruz. İlgililere sesleniyoruz, bizim üniversite okuma hakkımız yok mu? İstanbul'da eyleme katılan öğrencilerin numaraları İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü'ne, oradan da emniyete gönderiliyor. Okulda öğrenciler devamsızlık haklarını kullanarak arkadaşları ile yasal bir eyleme katılıyorlar. Burada herkes hakkını arıyor, ararlarken fişleniyor. Eyleme katılanlar okullarından uzaklaştırma ya da kınama cezaları alıyorlar. Bu nedenle hocalar öğrencilere kötü gözle bakıyorlar. Bu sınav sistemi yüzünden daha kaç kişinin canı yanacak. Biz hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Eylemde bildiriyi okurken bir arkadaşımız titriyordu bir amca oradan “Titreme yavrum siz haklısınız” dedi.
Eylemimizde böyle olumlu tepkiler de aldık. Mahkemenin adil olarak kararını açıklamasını istiyoruz. Emek hırsızlığı yapanlara da, bunlara çanak tutanlara da onurumuzu çiğnettirmeyeceğiz” dediler.