Önceki gün Gerede ziyaretinin ardından akşam 21.30 sıralarında Ak Parti İl Başkanlığı'nı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ömer Sayın'ın il başkanlığını yaptığı partinin il yöneticileriyle bir araya geldi. Parti binası önünde çiçeklerle karşılanan Bakan Davutoğlu, partililerle bir süre sohbet etti.
“12 HAZİRAN'IN BURUK SEVİNCİNİ TAŞIYORUZ”
Ziyarette ilk konuşmayı yapan Sayın, “12 Haziran 2011 Genel Seçimleri'nde yüzde 59'luk oy oranına ulaşmamıza rağmen Bolu'da 3 milletvekili kontenjanından 1'ini kaybettik. O nedenle son seçim sonrası yüksek oy almamızın buruk sevincini yaşıyoruz. Biz iki milletvekilimizle yine Bolu'nun sorunlarına en güzel çözümleri getirebileceğimize inanıyorum. Bu gücü kendimizde buluyoruz. Teşkilatlarımız arasında son derece güzel bir uyum var. Hepimiz birbirimizi çok seviyoruz. Çünkü sadece bu güzel ülke içerisindeki vatandaşların değil, bütün ümmeti Muhammed'in sorumluluğunu üzerimizde taşıdığımızın farkındayız. Bu bilinçle gece gündüz demeden en güzel hizmetleri inşallah yapmaya gayret edeceğiz. Ak Parti iktidarının sekiz buçuk yıllık iktidar dönemi içerisinde, Türkiye'nin 3 tarafı denizlerle ve dört tarafı düşmanla çevrili sendromunu bozan bir Dışişleri Bakanı olduğunuzu biliyoruz. Bunun gururu ve iftiharı içerisindeyiz. Gerçekten Türk dış politikalarında çok büyük açılımlar gerçekleştirdiniz. Türkiye bölgesinde bir umut haline geldi ise bu sizin sayenizde oldu. Sözlerimle Bolulu vatandaşların hissiyatına tercüman olmak istiyorum. O nedenle başarılı çalışmalarınızın her alanda olduğu gibi Dışişleri'nde de devam etmesini ve bölgemizin dünyanın en güçlü bölgelerinden biri olacağına da inancımız tamdır” açıklamasında bulundu.
“TEŞKİLATLARI SON DERECE DİRİ GÖRDÜM”
Sayın konuşması sonrasında açıklamada bulunan Bakan Davutoğlu, Ak Parti'nin Bolu'daki teşkilatlarını son derece diri gördüğünü belirterek, “Seçim sonrası teşkilatlarda bir yorgunluk olur. Ama Bolu'da teşkilatlarla bir ara geldiğimde karşılaştığım manzara çok güzel.
Bizde dur durak yok. O yüzden hepinizden talebimiz, isteğimiz Ankara'daki siyasi iktidar ile halkımız arasındaki gönül bağını akıl, zihin ve misyon bağını sürekli diri tutmanızdır. Parti teşkilatları vücudun sinir sistemi gibidir. Sizler aktif olursanız, bizler her yere ulaşabiliriz. Ama Ankara'da ne yaparsak yapalım eğer bu halkımıza ulaşmazsa bunun siyasi karşılığı bulunamaz” dedi.
Konuşmasının devamında Gölcük'te sürdürdüğü tatili hakkında açıklamada bulunan Bakan Davutoğlu, “Gölcük'ü ve Bolu'yu çok sevdiğini belirtti. Son 5 yıldır ailesiyle yaptıkları tüm tatillerin yarıda kesildiğini ifade eden Bakan Davutoğlu şöyle devam etti: “2006 yılında Başdanışman iken, sürekli Ankara'dayım ve zaman zaman yurtdışı temaslarında bulunuyorum. O yıl tatile gitmeye karar verdik ve ikinci gün Lübnan Savaşı patlak verdi. Ankara'ya dönmek zorunda kaldım. 2007'de de Antalya'ya tatile gittim. Tatilimizin üçüncü günü İsrail uçakları Suriye'yi vurdu. Bir gece yarısı tatilime ara vermek zorunda kaldım. 2008'de Konya'ya, köyüme gittim sıla-i rahim için. Bu defa da Rusya-Gürcistan savaşı patlak verdi. Dönemin Dışişeri Bakanı Ali Babacan'la buluştuk ve Başbakanımızla birlikte Rusya'ya gittik. 2009'da tatil için plan yaparken o zaman 9 yaşında olan kızım, 'Baba lütfen tatile gitmeyelim. Biz tatile gidince savaş çıkıyor' dedi.”
“BOLU İLE MUHABBETİMİZ BOLU'NUN MANEVİ DERİNLİĞİ İLE DE ALAKALI”
Bakan Davutoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Bu defaki tatilimde Bolu'nun bereketinden olsa gerek savaş çıkmadı. Bu defa dinlenme imkânı buldum. Sizlerle de bir arada bulunmak beni hakikaten dinlendirdi. Bolu'nun bende tatlı hatıraları vardır. Bolu'da ayrıca görüştüğümüz çok yakın dostlarımızda vardır. Evlendikten sonra 1984 yılında eşimle ilk tatilimizi Abant'ta geçirmiştik. Dolayısıyla Bolu ile olan muhabbetimiz sadece dinlenme maçlı değil, aynı zamanda Bolu'nun manevi derinliği ile de alakalıdır. Bolu, Akşemseddin Hazretleri'nden Tokad-i Hayrettin Hazretleri'ne kadar büyük bir cihan devletinin doğduğu topraklardır.”
Davutoğlu'nun açıklamaları sonrası toplantı basına kapalı olarak yaklaşık yarım saat daha sürdü.