EMEP İl Başkanı Sedat Bayram, 20092010 eğitim-öğretim yılı hakkında bir açıklama yaparak; “Öğretim yılı başlarken, elbette gönül; bin bir zorlukla giyindirilip kuşandırılmış öğrencilere, “Çocuklar okusun da kurtulsun!” umuduyla her meşakkate katlanan velilere ve büyük bir özveriyle öğrencilerini yetiştirmek için çalışan öğretmenlerimize iyi haberler vermek istiyor. Ama, eğitimin gerçekleri o kadar acı ve acıtıcı ki, yakın gelecekte bile “iyi olacak” denilemiyor” dedi.
Geçen hafta başlayan eğitim-öğretim yılı hakkında bir basın açıklaması yapan EMEP İl Başkanı Sedat Bayram, “Milli Eğitim Bakanı'ndan başlayarak cümle yetkililer, bir önceki yıl yaptıkları konuşmalara birkaç ek ya da çıkarma yaparak, yeni konuşmalarını hazırlıyor olmalılar. Çünkü; artık yalan bile olsa, söyleyecekleri “gerçekten yeni” bir şey yok. Çünkü “yeni” diye aldıkları her önlem ve “yeni her yatırım”, kamunun eğitim alanından çekilmesi için devreye sokuluyor. Onun için de “eğitim yılına hazırlık” derken, devlet okullarında eğitimin daha da kötüleştirilmesi, parasını (fiyatın demek daha doğru) ödeyenin daha iyi eğitim aldığı, eğitimin “özelleştirilip güzelleştirildiği” hazırlıklardan söz edilmiş oluyor.
Özel okula gitmeyip, gidemeyip devlet okullarında okumakta ısrar edenleri ise, dershane sistemine dayandırılmış sınavlarla önce parası alınıp, sonra da sınavlarla elenme bekliyor. Bu da yetmiyor, dershane ve sınav mağdurları yüz binlik, milyonluk kitleler halinde taşeronların ucuz emek pazarına sürülüyorlar. Bu mekanizma ne kadar hızlı ve eleyici çalışırsa, Milli Eğitim'in yöneticileri kendilerini o kadar başarılı görüyorlar” şeklinde konuştu.
EĞİTİM YILINA BAŞLARKEN NE VELİLER NE ÖĞRENCİLER NE DE EĞİTİMCİLER MUTLUDUR
Bayram açıklamasının devamında, şunları kaydetti: “Elbette böyle halka sırtını dönmüş, tamamen piyasanın ihtiyaçlarına göre ve alınır satılır bir mala dönüştürülen (hızla bu kulvarda ilerleyen) eğitimin, eğitimcilerinin de mutlu, yaptıkları işten hoşnut olması beklenemez. Çünkü piyasa, onların emeklerini de ticari bir mal haline getirdiği için, eğitimciler de piyasanın dişlileri arasında her yıl biraz daha eziliyorlar. Yetmiyor eğitimciler, “sözleşmeli öğretmenlik”, “geçici öğretmenlik” gibi statülerle bölünüp parçalanıyorlar. Onun içindir ki, eğitim yılına başlarken ne veliler, ne öğrenciler, ne de eğitimciler mutludur.”