Yanına yaklaşıp “Seninle küçük bir röportaj yapabilir miyiz” dediğimde önce teklifimi kabul etmedi. Yaptığı işin yanlış anlaşılabileceğini düşündüğünü sonradan anladım. Ama bu genç adam tam manasıyla adam olacak çocuk.
Röportaj konusunda ısrar ediyorum biraz, o da beni geri çevirmiyor. Bu genç konuğumun adı Gökhan Kaleli, 12 yaşında, önüne koyduğu rengârenk çiçekleri küçük ücretlerle İzzet Baysal Caddesi'nden geçen vatandaşlara satmaya çalışıyor. Önce burada ne yapıyorsun diye soruyorum: “Annemin yetiştirdiği çiçekleri satıyorum. Sattığım çiçeklerden de harçlığımı kazanmaya çalışıyorum” şeklinde cevap veriyor.
İHTİYACIM YOK, HARÇLIĞIMI KAZANMAK İÇİN YAPIYORUM
Üzülüyorum, ihtiyacı olduğu için soğukta oturup birbirinden güzel bu çiçekleri satmak zorunda olduğunu düşünüp, “Neden bu çiçekleri satma gereksinimi duyuyorsun? Paraya mı ihtiyacın var?” diyorum ama verdiği cevapla şaşırıyorum: “Aslında böyle bir şey yapmaya ihtiyacım yok. Kendi harçlığımı kazanmaya çalıştığım için bu işi yapıyorum. Annemin de çok fazla çiçeği var, onları değerlendirmek istiyorum. Çiçekleri de seviyorum. 12 yaşındayım ve İnkılap İlköğretim Okulu'nda okuyorum.” Anlıyorum ki bu işi tamamen duygusal(!) bir nedenle yapıyormuş. Son olarak da genç arkadaşıma “Büyüdüğünde bitkiler ve çiçeklerle ilişkili bir iş yapmayı düşünüyor musun” diye soruyorum: “Hayır yapmayı düşünmüyorum” diye cevap veriyor.