Gazetemizde “Bir Konu Bir Konuk” başlığı adı altında yayınladığımız Yüksel Ceylan röportajıyla ilgili farklı değerlendirmeler geliyor. İzzet Çetin, Muharrem Demirel, Mehmet Karakaya ve Sabahattin Yamaner'in Yüksel Ceylan'la yaptığımız röportaja yönelik yaptıkları değerlendirmeleri,aynen yayınlıyoruz.

İzzet ÇETİN (22. Dönem Kocaeli CHP Milletvekili- Harb-İş Eski Genel Başkanı)

Bolu Gündem Gazetesi'ne;

Gazetenizde “bir konu, bir konuk” başlığıyla yayınlanan, gazeteniz çalışanlarından Sn. Zeki Ercivan'ın, 1999-2004 dönemi Bolu Belediye Başkanı Sayın Yüksel Ceylan'la yaptığı röportajın 13 Kasım 2009 günkü bölümünde; Sayın Ercivan'ın “Belediye Başkanlığı göreviniz sona erdikten sonra, CHP'den Belediye Başkan Adayı oldunuz, o süreci anlatır mısınız?” sorusu üzerine sayın Ceylan, aynen şöyle cevaplamaktadır: “2002 yılında yapılan genel seçimlerde AKP seçimi kazanarak tek başına iktidar oldu. Önümüzdeki 2004 yılında da yerel seçimler vardı. O zaman CHP'den Kocaeli Milletvekili olan hemşehrimiz İzzet Çetin bana gelerek, “Seni CHP'de görmek istiyoruz” dedi. Ben de “Biraz düşünmem lazım, ayrıca DSP'li Belediye Meclis Üyesi arkadaşlarımla görüşmem gerekir” dedim. DSP'li Belediye Meclis Üyesi arkadaşlarımın 2 tanesi hariç, 12 arkadaş CHP'ye geçişime sıcak baktılar. Ayrıca yine DSP'den seçilen 11 İl Genel Meclis üyesi arkadaşımla da görüştüm. Onlardan da 1 tanesi hariç hepsi CHP'ye geçmemize sıcak baktılar. Gerek Belediye Meclis üyeleri, gerekse İl Genel Meclis üyeleri, bizler de seninle birlikte CHP'ye geçeriz dediler. Milletvekilimiz İzzet Çetin'le birlikte, önce CHP Genel Sekreteri Önder Sav, daha sonra da Genel Başkan Deniz Baykal'la görüştük. İkisi de benim DSP'den CHP'ye geçişimden memnun olacaklarını belirttiler. Ben de, Belediye Meclis Üyesi ve 11 İl Genel Meclis üyesi arkadaşımla birlikte İzzet Çetin'in belirlediği bir meclis gurup toplantısına katılarak CHP'ye geçişimizi gerçekleştirdik. Bu geçişte de hiçbir zaman, “Beni belediye başkanı adayı yapın” diye bir talebim olmadı. Genel Merkez de bu geçişten sonra tekrar “Seni belediye başkan adayı yaparız” demedi” demektedir.

Burada, adım geçtiği ve bu konunun zaman zaman Bolu siyasi çevrelerinde şahsıma yönelik değerlendirmelere konu yapıldığı için, olayın gelişimini aynen aktarma ihtiyacı zaruret olmuştur. Güncelerimden de yararlanarak konuyu sizlere aynen aktarıyorum.

Ben, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Kocaeli Milletvekili seçilmiştim. Aslen Bolu-Kıbrıscık'lı olmam nedeniyle, Kocaeli ile birlikte, Bolu'dan da pek çok dostum, arkadaşım milletvekili seçilmem nedeniyle tebrik ediyordu. O zamanki Belediye Başkanımız Sn. Ceylan, 15 Aralık 2002 günü arayarak hem tebrik etti, hem de ertesi günü, yani 16 Aralık 2002 günü Ankara'ya geleceğini, yerindeysem beni de ziyaret edeceğini nezaketle söyledi ve ben de memnun kalacağımı, kendisini beklediğimi söyledim.

16 Aralık günü Sn. Başkan geldiler. Benim meclisteki odamda çay içip sohbet ederken, kendisine; “artık CHP'de toparlanmak gerekir” demem üzerine başkan, aynen, “Tilkinin dönüp dolaşıp uğrayacağı yer kürkçü dükkanıdır. Alırsanız niye gelmeyelim” dedi. Bundan sonra uzunca süre her ikimiz de zaman zaman Ankara'da, Bolu'da görüştük. 2003 yılı Mayıs ayında, bir gün CHP Merkez Yönetim Kurulu toplantısında Sn. Genel Başkan Deniz Baykal'ın “CHP'ye geçmek isteyen Belediye Başkanları var, sizin de bildiğiniz, ya da size de gelenler var ise bunları önümüzdeki toplantılardan birinde ele alalım” demesi üzerine, ben de, 16 Aralık 2002 tarihindeki başkanla aramızda geçen sohbetimizi aktardım. Sn. Genel Başkan Deniz Baykal da bunun üzerine bana, Bolu Belediye Başkanı Yüksel CEYLAN ve şimdi CHP MYK ÜYESİ , O zamanki Bartın Belediye Başkanı Muhammet Rıza YALÇINKAYA ile görüşme görevi verdi.

Yani, Sn. Ceylan'ın aktardığı gibi, ben, kendisine; “seni CHP'de görmek istiyoruz” diye bir teklif götürmedim, “kürkçü dükkanına geri dönme” isteğini yetkili organa anlattıktan sonra verilen görevi yerine getirdim. Sn. Ceylan'dan aramızdaki konuşmalarımızın hiçbir evresinde “konuyu düşünmem lazım” gibi veya “meclis üyelerimle görüşmem lazım” gibi bir söz duymadım.

CHP'ye dönüşü, günlüklerimden de yararlanarak aktardığım gibi, talep Sayın Yüksel CEYLAN'dan gelmiş, ben de o tarihlerde CHP MYK üyesi ve Milletvekili olmam nedeniyle aracı olmuşumdur.
Keşke, siyasiler her konuyu kendilerine yontarak anlatma yerine yalın anlatmayı tercih edebilseler ve mütevazi olmayı öğrenebilseler.

Konuyu, yayınlayacağınız umuduyla bilgilerinize sunarım.

Saygı ve başarı dileklerimle.

Muharrem DEMİREL (Boluspor Eski Antrenörü) 15 Kasım 2009

Sayın Yüksel CEYLAN, Başkanım, Bolu Gündem Gazetesi'nde sizinle yapılan "bir konu bir konuk" yazı dizinizi okudum.

Depremle ilgili bölümde atlamış olduğunuz bir bölüm var ki çok önemli. Boluspor'dan bahsetmemişsiniz. O dönemde yönetimimizle beraber almış olduğunuz "DEVAM" kararı tarihi bir karardı.

Hiçbir sosyal aktivitesi kalmayan ve psikolojik çöküntü yaşayan Bolu insanının günlük yaşantısına dönmesinde, Boluspor'un ligden çekilmemesinin büyük katkısı olmuştur.

Bolumuza ve Bolusporumuza her konuda bir taş koyan insanlara minnet borcumuz vardır. O dönemde almış olduğunuz karardan dolayı yönetim kurulu üyelerinizle beraber hepinizi kutluyorum.

Mehmet Karakaya (CHP eski İl Yönetim Kurulu Üyesi)

1999-2004 döneminde Belediye Başkanlığı yapan Sayın Yüksel Ceylan'ın bir haftadır Bolu Gündem Gazetesi'nde devam eden tefrikasını ilgi ile okuyoruz. İlgi ile okurken de üzülerek düşünüyoruz, çünkü Sayın Ceylan diyor ki, “Sosyal demokrasinin iktidar olması lazım, büyük parti CHP'dir, CHP çatısı altında yürümelidir.”

Peki;

1-1994 yılında CHP İlçe Başkanı iken, CHP aleyhine diğer bir sosyal demokrat parti lehine çalışmalar yapılıyorken, nerede kaldı parti disiplini?

2-O günleri yaşayan biri olarak sormak isterim. Deprem yaşamış bir ilin Belediye Başkanı, CHP İl Binası önünde duran Genel Merkez'in gönderdiği CHP bayraklı bir minibüsten bile rahatsız oluyorsa bu nasıl bir anlayış? Belediye Başkanlığı döneminde CHP'ye bakış biçimini hepimiz biliyoruz.

3-2003 Genel Seçimleri'nden sonra DSP'den CHP'ye geçiş biçimi ve nedenini Bolu'da yaşayan herkes biliyor.

4-CHP'ye 2004 yılında geçince, CHP'liler misyonumu devam ettirmeme engel olduğu diyor. Sizin CHP'ye neden geldiğinizi hepimiz biliyoruz. Gelir gelmez ve aday olduktan sonra diğer partilerle uğraşmak yerine, CHP yönetimi ve üyeleri ile kavgalı oldunuz. Adeta bağımsız aday gibi hareket ettiniz, seçimi garanti gördünüz. Yanınızda kimseyi istemediniz.

Sayın Cahit Çıngı ve yönetiminin görevden alınma biçimini biliyoruz. Görevden alma gerekçesi bile yok. Sayın Cevdet Selvi Bolu'dan ne diyeceğini bilemeden ayrıldı. Antidemokratik uygulamaya çanak tutularak atama İl Başkanlığını kabul ettiniz. Kongreye gidilmeden de hemen 12. maddeye göre 2 günde 560 üye kaydedildi. Kiminin ikametgahı iş adresi, kimininki büroları gösterildi. Yani yazılacak, söylenecek çok şey var. Zamanı gelince yazılır, söylenir. Ama 2005 kongresinde görevden alınan Sayın Cahit Çıngı, Sayın Nihat Başer (İl Başkanları) ve Sayın Raşit Aydın'ın (Merkez İlçe Başkanı) kongrede konuşmalarına izin bile verilmedi. Nerede demokrasi? Nerede parti içi muhalefet? Nerede birbirimize tahammül?

Sabahattin Yamaner (Ticaret Odası eski Başkanı ve Boluspor Kulübü eski yöneticisi)

Gazetenizde Boluspor Kulübüyle ilgili eski Belediye Başkanımız ve Boluspor Başkanımız Yüksel Ceylan bir demeç vermiş. Bu demece ilişkin bazı değerlendirmeleri yapmak istiyorum. Tabi Yüksel Başkanımızın ifade ettiği yılları acılı yıllar olarak tarif etmek lazım. Bolu'da depremden sonra çok fazla can kaybı olmadı ama, ciddi sayıda bina yıkımı gerçekleşti. Psikolojik baskı altındaydık. İş yerlerinin birçoğunun işi bozulmuş, iş adamlarının birçoğu yatırım yapmaktan vazgeçmişti. Ekonomi ve ticaret işleyemez hale gelmişti.”

O DÖNEMDE BOLUSPOR'U YÖNETMEK ÇOK ZOR BİR İŞTİ

“Ben o dönemde yanlış hatırlamıyorsam Ticaret Odası Meclis Başkanıydım. Yüksel Bey o dönemde Boluspor Kulüp başkanıyken, beni de Boluspor yönetiminde olmak üzere davet etmişti. Böyle bir davete hayır diyebilmemiz mümkün değildi. O dönemde Boluspor'u yönetmek çok zor bir işti. Deprem felaketinin sonrasında Boluspor'da acılı yıllar başlamıştı. Depremden etkilenen bütün spor kulüpleri muazzam bir sıkıntı içine düşmüşlerdi. Hatta o depremden çok ciddi anlamda etkilenen şehirlerimizin spor kulüpleri, kulüplerinin anahtarlarını Valiliklere bırakmak üzereydi. Düzcespor'a bile hala üzülüyorum. Düzcespor bizim kardeş takımımızdı. O günkü şartlarda ayakta durabilselerdi çok daha iyi olacaktı.”

ÇOK AĞIR ŞARTLAR ALTINDA BU İŞİ SÜRDÜRMEYE ÇALIŞTIK

“O dönemde ayakta kalabilen spor kulüplerinden bir tanesi de Boluspor'du. O dönemki kulüp başkanımız Yüksel Ceylan hepimizi bir araya getirip topladığında, itfaiyenin şuan bulunduğu hizmet binasının bulunduğu noktada çadır kurulmuştu. Kışın soğuk günlerinde o çadırın içinde toplanıyor-duk. Çok ağır şartlar altında bu işi sürdürmeye çalıştık. Tabi bu işin en fazla sıkıntısını çeken Yüksel Başkan olmuştur. Boluspor için lige devam etme kararı alındı. Yüksel Bey'in o dönemde söylediklerini tam manasıyla hatırlıyorum. Korkunç bir yorgunluk, stres ve moral bozukluğu içindeydik. Şehrin ileri gelen işadamları o dönemde Boluspor'a para verecekler ama, nereye kadar verebilecekler. Depremin ortaya çıkardığı maddi ve manevi yaraların iyileşmesi çok büyük zaman alacaktı. Ama Yüksel Ceylan ve ekibi bu fedakarlığı üstlendiler.”

BOLUSPOR BUGÜN KAPANMIŞ OLURDU

“O dönemde o sıkıntılar üstlenilmeseydi, Boluspor bu gün kapanmış olurdu. Kapanmış bir kulübü de yeniden ayağa kaldırmaksa neredeyse olanaksızdır. Bu durumun en somut örneği olarak komşu spor kulübü Düzce'ye baktığınızda bu işin ne kadar zor olduğunu görüyoruz. Hal böyle iken Boluspor kulübüne dünden bu güne doğru baktığımızda, bugüne kadar Boluspor içinde bulunan tüm kadrolar Boluspor'a hep iyi hizmetler vermenin peşinde olmuşlardır.”

O DÖNEMDE YAPILANLAR BUGÜN UNUTULDU

“Tabi o dönemde yapılanlar bu gün unutuldu. O dönemde çalışma yapan arkadaşlarımız, Boluspor'un gizli kahramanlarıdır. O dönemde o yönetim başkanıyla, üyeleriyle herkes olağan üstü fedakârlık yaptılar. Buradan o dönemde çalışma yapan tüm arkadaşlarıma saygılarımı sunuyorum. Vedat Güler o dönemde Genel Kaptan'dı. Vedat Güler o dönemde işini gücünü bıraktı Gölbaşı'ndaki kapmalara, Riva'daki kamplara gitti. Kan revan içinde Genel Kaptanlık yaptı. O dönemde sizin takımınız 2. Lig'de olmuş, 3. Lig'de olmuş çok önemli değildir. Önemli olan o kulübün bayrağının dimdik ayakta durmasıdır. Amatör kümeden bir takımı yukarılara taşımak çok zor olur. Belki o takımın bu günkü koşulları içinde olabilmesi için en az 10 Milyon TL para harcaması bile gerekebilirdi. Ama bugün Boluspor ligde elinden gelen mücadeleyi vermeye çalışıyor.”