Bolu'da belki de Türkiye'de turizm denilince akla gelen ilk isimlerden Fikret Erkılınç. Sektöre büyük katkıları olan Fikret Erkılınç, turizme getirdiği farklı perspektif yanında siyasi yaşama sunduğu katkılarla da her zaman kendisinden söz ettirmiş bir isim. Geçtiğimiz günlerde 1977 siyasete atıldığı partisinden, Demokrat Parti'den istifa edip Milliyetçi Hareket Partisi'ne geçme kararı alan Erkılınç, Türkiye'nin geleceğinin bir ulusalcı-milliyetçi koalisyonda olduğunu söyleyerek, “Türkiye'yi bu açmazdan MHP-CHP koalisyonu kurtaracaktır” dedi.

RÖPORTAJ: DERYA ÖZTÜRK

1977 yılından bu yana siyasi yaşamın içinde olmuş ve Bolu'yla olan bağlarını hiçbir zaman koparmamış olan Fikret Erkılınç'la siyasi yaşamını, MHP'ye geçişini ve arkasında yatan nedenleri ve önümüzdeki seçimlerde nasıl bir tablonun ülkeyi beklediğini konuştuk.

Fikret Erkılınç kimdir?

22 Aralık 1954'te Mengen Pazarköy ilçesi Akçakoca köyünde doğdum. Daha sonra Ankara'ya gurbetçi olarak gittik. İlk, orta ve lise eğitimimi Ankara'da tamamladım. Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Yüksekokulu'nu bitirdim. Daha sonra Emekli Sandığı Otelleri, yani şimdi Rodisson Otel'de 14 yılım geçti. Otel genel müdür yardımcılığına kadar ilerledim. Emekli Sandığı Otelleri'nde başarılı departman müdürleri İngiltere'ye London School of Management'ta otelcilik eğitimi almak üzere gönderildi, ben de oraya gönderildim ve eğitim aldım. Londra Hilton Otel'de de eşzamanlı olarak yöneticilik yaptım. 1989 yılında Abant Palace ve Köşk Oteli'ne genel müdür olarak geldim. 4 yıl sonra Taksim Otelcilik'in turizm koordinatörlüğü görevini yürüttüm. Daha sonra şirkete genel müdür oldum, Türkiye'nin birçok yerine oteller zinciri ve seyahat acenteleri kurarak bir turizm holding şirketi haline geldik. Bolu'da görev yaptığım sürece, Bolu ve çevresi ilçelerinde kimilerine göre 5-6 bin, kimilerine göre 7-8 bin kişilik istihdam sağladık.

Siyasi yaşamınız ne zaman başladı?

1977 yılında Adalet Partisi Gençlik Kolları'yla başladı siyasi hayatım. 28 Temmuz 2010 günü ise Demokrat Parti, yani Kırat'taki siyasi hayatımı noktaladım ve MHP'de siyaset yapmaya karar verdim.

Neden bu değişime ihtiyaç duydunuz?

AKP'nin Türkiye'yi son 8 yılda getirdiği durumdan hoşnut kalmadığım, önümüzdeki seçimlerde ülkenin bir milliyetçi-ulusalcı iktidara geçmesini istediğim, oyların MHP ve CHP'de toplanarak bir milliyetçi-ulusalcı cephe hükümeti kurulmasıyla Türkiye'nin düze çıkacağına inandığım, kendi partimin de Anavatan'la birleşerek 2 artı sıfırın birleştiğinde hiçbir zaman 3 ya da 4 etmeyeceğini bildiğim ve bu birleşmenin doğru olmadığını defalarca dile getirmeme rağmen bir şey değişmediği için partimden ümidimi kestim ve MHP'de siyasi hayatımı devam ettirme kararı aldım.

Kendi partili arkadaşlarınızdan ayrılma sürecinde tepki aldınız mı?

Hiçbir arkadaşımdan almadım. Ayrılırken arkadaşlarımın çoğunu da MHP'ye davet ettim. Birçoğunun da aynı düşüncede olduğunu gördüm. Ülkenin bu gidişinden çok rahatsız olan arkadaşlarım bu davetimi ciddi olarak düşüneceklerini ifade ettiler. Siyaseten 20 yılımı Bolu'da çırak olarak geçirdiğime inanıyorum. Hem Bolu, hem İstanbul'da olduğum için MHP yararına nerede faydalı olacaksam, orada görev yapacağım. Burası Bolu da olur İstanbul da.

MHP'ye geçerken bir hedefiniz var mı?

Ben hiçbir zaman hayatımda hedef koymadım. Bütün yaptığım görevlere davetle geldim ben.

Siyasi olarak hedefiniz yok mu?

Siyaset öncelikli olarak ülke için yapılan bir şeydir. Bireysel yapılmasının taraftarı değilim. Yani kişi kendine ait bir hedef koymamalı, ülkenin hedefleri varsa o hedefler doğrultusunda çalışmalı. O hedefler sizi bir yerlere götürüyorsa, zaten götürecektir. Onun için benim bireysel bir hedefim yok. Partimin bir üyesi olarak emrinde olacağım ve partim nerede görev verirse o görevi yapacağım.

MHP'ye geçişiniz Bolu'da nasıl karşılandı?

Bolu'da il başkanımızla kısa bir nezaket ziyareti gerçekleştirdik. Sayın Sabri Şatıroğlu bundan çok memnun olduklarını belirtti. Ben de kendilerine Bolu'nun siyasi ve entelektüel hayatına 25 yıl boyunca verdiğim katkıyı aktaracağımı söyledim.

Önümüzdeki seçimlerde bir koalisyon beklentiniz var sanırım.

Evet, milliyetçi ve ulusalcı bir koalisyonun, yani MHP ve CHP'nin ortak kuracağı hükümetin AKP'nin yarattığı bu 8 yıllık tahribatı aşabileceğini umuyorum. Terörü bitirebileceklerini, ekonominin sanal tarafında değil üretken tarafında olacaklarına inanıyorum ve benim gibi düşünen birçok insan olduğunu da biliyorum. Bu süreçte ulusalcıların CHP'de, milliyetçi ve sağ muhafazakarların MHP'de toplanması gerektiğini düşünüyorum. Bölünmeden, parçalanmadan hep AKP faydalanıyor, artık toparlanmalı. Sosyal demokratlar CHP'de, sağ muhafazakarlar MHP'de toparlanmalı ve bu AKP iktidarına bir son vermelidirler. Bu koalisyon Türkiye'yi büyük bir açmazdan çıkaracaktır. İşte hedefim bu.

Röportajımız devam edecek.