“Bizim bakış açımız ortadadır.

Oraya bina yapılmasına izin vermeyeceğiz,

Bizim otel yapmak gibi bir niyetimiz yok, denizin dibinde otelin ne işi var.

Ben Belediye Başkanı olmadan önce de net tavrımı koydum.

Yolla deniz arasında bina bırakmayacağım dedim.

Kimse de bunun önüne geçemez.

Bu tapuyu Akçakoca'ya devretmeleri gerekiyor.”

Demeçleri veren Akçakoca Belediye Başkanı Sayın Fikret Albayrak’ı,

Alkışlama ve kutlama seremonilerine şahit oluyoruz.

Yıkan bir belediyecilik anlayışı ve demeçleri amacına ulaştı.

Çınar oteli yıkıldı.

Yıkan felsefe kazandı.

Şimdilerde moda akım, İl Genel Meclisimize  yüklenme zamanı.

İl Genel Meclisi tam bu noktada günah keçisi olmakla eş değer,

Linç girişimleri ile karşı karşıya kalıyor.

“Ben oraya asla ve asla çivi çaktırmam.

Net olarak bunu söyleyebilirim” diyen Başkan Albayrak;Bir gazeteye verdiği demecinde;

Bolu’lu idarecilerin yanlış tasarrufundan söz ediyor.

Mensubu bulunduğum İl Genel Meclisi arkadaşlarımın samimiyetinden asla şüphem yok.

Konu çok farklı mecrada ve farklı bir süreci beraberinde getireceğe benziyor.

Gelinen son halkada, Çınar Otel’in Bolu İl Genel Meclisi üzerinden tartışılır olmasını,

Bu linç, alkış, kutlama, karalama kampanyalarının kontrolsüz bir savurganlıkla yol almasını,

Bolu’muz ve

Mensubu olduğum yüce Meclisimiz adına üzüntüyle takip ediyorum.

Bir tarafta yıkan bir felsefenin yüceltimesine,

Beri tarafta yapan, eden, hizmet için gecesini gündüzüne katan Bolu İl Genel Meclisimizin yıpratılmasına,

Kamu önüne haksız ve adil olmayan detaylar üzerinden ortaya atılmasına, yerlere serilmesine, asla iznimiz olamaz.

Gerçekleri birinci ağızlardan dinlemek,

Subjektif değerlendirme ve karalamalardan arınmak mümkün iken,

Bolu’muz için bu istemediğimiz, üzüntüsünü yaşadığımız bu vakıa üzerinden, gündem yaratmayı çok şık bulmuyorum.

Hakkaniyet sınırlarının  zorladığını düşünmeden edemiyorum.

Yetkili,yönetici,idareci her ne ise, kim ise,

Çınar Otelinin bu noktaya gelinceye kadar olan sürecin  gerçeklerini açıklamak, objektif bir değerlendirmeye dayanak olacak bilgilerin,  kamu oyu ile paylaşılmasının zamanı gelmiş,

Hatta geçmektedir.

Kazanan yıkım kültürü mü olacak.

Yoksa hizmet veren, hizmet eden bir aşk’ın mensupları olarak İl Genel Meclisimize yönelik  linç girişimlerine seyirci mi kalınacak.

Kamuoyu, vakıa’yı en iyi şekilde değerlendirebilmenin kriterlerine uzanan bilgi ve gerçeklerle en yakın zamanda tanışacak,

Takdirini de en iyi bir şekilde ortaya koyacaktır.